İzmir’de DİSK’in durumu: Memiş “Sarı” Sendika…

   İzmir’de kendisini derebeyi zannederek yol kesen CHP’li Meclis Üyesinin marifetini hepiniz okumuşsunuzdur. Bir kez daha olayı kısaca hatırlayalım.

   Çiğli’den CHP’li Meclis Üyesi Erkan Tuncer, önceki gün gece görevi biten bir ESHOT şoförünün, otobüsü Çiğli Garajı’na götürürken yolunu kesti. Erkan Tuncer, “Görevi bitikten sonra, otobüsü garaja sigara içerek götürdüğü” gerekçesi ile önünü kestiği otobüs şoförüne, hakaret etti ve alkol testine soktu. Şoföre “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” sözleri ile çıkışan Tuncer’in otobüs garajında ortalığı birbirine kattı ve garaj personeline de kötü davrandı. Şoförü, alkol testine sokmak için evinden aldıran Tuncer, şoförün alkolsüz çıkması üzerine çılgına döndü ve önüne gelen çalışanlara sert sözler sarf etti.

   Daha sonra ne oldu?

   Bu çirkin muamelenin mağduru olan Şoförün alkol testi de temiz çıkıyor. Yani yapılan rezaletin bir keyfi davranıştan kaynaklandığı anlaşılıyor.

   Olay üzerine Erkan Tuncer’e yönelik dün DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı “Özür dile ve İstifa et” açıklaması yapıyor.

   Şimdi sıkı durun!

   Aynı Memiş Sarı bir gün sonra yani bugün 180 derece çark ediyor, olaya “Müdürlerin işgüzarlığı” teşhisini koyuyor. Ve Erkan Tuncer’in görünen bir aksaklığa karşı duyarlılığından bahsediyor. Özür dilemesinin yeterli olacağını kaydediyor. Ve öyle de oluyor. Tuncer DİSK temsilciliğine geliyor özür diliyor ve Sarı’nın tabiriyle olay “tatlıya” bağlanıyor. Bu arada DİSK 1. Nolu Şube Başkanı Engin Demir ise Memiş Sarı’nın tam aksine Tuncer’in istifa etmesi gerektiğinde ısrarcı olduklarını söylüyor. Özetle burada Demir’in dik durduğuna, Memiş Sarı’nın ise çark ettiğine tanık oluyoruz.

   Sendikacılık böyle mi olmalı

   Mevcut antidemokratik düzen içerisinde zaten horlanan ve sahipsiz kalan işçinin hak ve hukukuna kim sahip çıkacak? Güçlüden yana tavır alan bir sendikacılık anlayışı tam da AKP’nin dayattığı “Sarı Sendikacılık” modeliyle aynı hesaba gelmiyor mu?!

   Aslında pekte şaşırmamak gerekiyor. Çünkü Belediye Başkanlarının ve parası olanların tekelinde olan bir anlayışın, alın terinin yanında olmasını beklemek abesle iştigal bir durumdur.

   Ali Engin ve Kocaoğlu’nun tavrı

   CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’in iş ortağı olan bu kişiyle ilgili Engin’in bugün “Ne şiş yansın ne de kebap” türünden cılız bir açıklaması vardı. Daha da öteye gidemedi. Çünkü kişisel ilişkilerin ağır bastığı gerçeği var.

   Aynı zamanda dün İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin oturumu da vardı. Sıkıştığında ben şöyle demokratım, böyle devrimciyim ve emekten emekçiden yanayım diyen Aziz Kocaoğlu’nun çıkıp o kürsüden söz konusu meclis üyesinin yüzüne “Sen bir emekçiye bunu nasıl yaparsın. Sen kimsin?” demesini beklerdim. Maalesef yapamadı. Kentin konuştuğu ve tepki gösterdiği bir olay karşısında üç maymunu oynamayı kendisine uygun buldu.

   Diyeceksiniz ki yapmaz, yapamazlar. Çünkü o meclis üyesi de zaten kendilerinin eseri. O da doğru…