Yerde kalan Cenaze değil Gazeteciliktir…

   Hangi Başkan basıldı ve karakolluk oldu ithamıyla sansasyonel yazılara imza atan ve ortaya attığı ithamları ispatlayamayan Yeni Asır’ın “sözüne güvenilmez” yazarı Yunus Karakaya bugün yine bir yazı kaleme aldı.

   Aslında imkan olsa da Karakaya gibilerin yazıları iletişim fakültelerinde “Kötü gazeteciliğe” örnek diye tez konusu olarak işlenebilseydi.

   Karakaya bugünkü yazısında, vefat eden gazeteci Taner Kıdır’ın cenazesinin yerde kaldığını, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel’in merhum gazeteciye sahip çıkmadığını ve bu olayın sosyal medya da tepki gördüğünü, güya bir Ankaralı Gazetecinin de bu duruma verdiği tepkiyi anlatan açıklamaya yer verdi.

   Hemen ardından Sertel’den şöyle bir açıklama geldi;

   'Yunus Karakaya; Sen çok sevgisiz, saygısız birisin. Yalanı, iftirayı bildiğin gibi bazı konularda da çok deneyimli bir insansın. Bir cenaze üzerinden benim üzerime haksız, temelsiz, yalan ve iftiralarla gelen bazı kişilere ARACILIK ederek patronlarına yalakalık yaptın. Aferin almışsındır mutlaka. Belki maaşına zam yaparlar, boynunu, sırtını sıvazlarlar'

   Sertel, Karakaya’nın ortaya attığı iddianın yalan olduğunu, vefatını öğrendiği merhum gazeteci Taner Kıdır’ın yakınlarıyla telefonla irtibata geçtiğini, yaşananlara Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Savaş Kıratlı ve Genel Sekreter Ümit Gürtuna’nın da tanık olduğunu sözlerine ekledi.

   Bu duruma ne demeli

   Öncelikle Yunus Karakaya bu saatten sonra “Allah bir”dir dese oturup birkaç kez düşünürüm. Çünkü kendisinin gazeteci değil “tüccar” zihniyetiyle hareket ettiğini bilenlerdenim. Böyle bir algıya neden olan da elbet yine kendisidir, yazdığı birbirinden tutarsız yazılarıdır.

   Severiz veya sevmeyiz. Ki kendisini sevmediğimi de herkes iyi bilir. Sezar'ın hakkı Sezar'a mantığıyla, Atilla Sertel için kaleme alınan yazı da tıpkı diğerlerinde olduğu gibi Karakaya'nın tutarsız yazılarından biridir. Her ne kadar Sosyal medyada tepki gördü denilse de, her şeyin ne idüğü belirsiz bir mesajdan ve kötü niyetten ibaret olduğu aşikardır. Hedefine Sertel’in konulduğu ucuz bir yaklaşımdan başka bir şey de değildir.

   Diğer taraftan Sertel’in tanıklar gösterip verdiği beyanat gayet net ve anlaşılır bir açıklamadır. Buna Ankara Gazeteciler Cemiyetine bağlı olan gazeteciler tarafından herhangi bir itiraz da gelmemiştir. Olayla ilgili açıklama yapan Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı'nın konuya "balıklama" atlaması da ayrı bir tartışma konusudur.

   Olayın üzücü tarafı, yaşamını yitiren bir meslek büyüğümüzün cenazesinin üzerinden yapılmak istenen polemik ve sansasyonel tutumdur. Öyle anlaşılıyor ki; Aslında yerde kalan Cenaze değil “gazetecilik” olmuştur…