Yukarı
1

Sinan Kara

Gazeteciye yazmak serbest, küfür yasak...

30 Ekim, 2014

   Sayısız davada yargıladılar beni. Tümü haberlerim ve yazdıklarım nedeniyle oldu. Türkiye'de bir yerlere yaslanmadan gazetecilik yapmanın, muhalif olmanın bedelini bir dönem bana da ödettirdiler. Birkaç hapishane gördüm. O dönemde bu mesleğin onur abidesi olan Çağdaş Gazeteciler Derneği ve birçok meslektaşım yanımda durdu. Binlerce kilometre yol yapıp, davalarıma geldiler. Bazı meslek büyüklerim ve arkadaşlarım hapse girerken de çıkarken de yanımda oldular.  O zaman basın meslek örgütünün ne demek olduğunu kavradım...

   Şimdilerde ise basın meslek örgütü olarak gösterilen İzmir Gazeteciler Cemiyeti veya onun konfederasyonuna bakıyorum,  birilerinin atlama zıplama tahtasına dönmüş. Gazeteciler kurumları ile sorun yaşıyor ama onların gündeminde sadece Uğur Dündar var.

   Sayın Dündar ile ilgili görüşlerimi daha önce sizlerle paylaşmıştım. Türkiye'de mesleğe atılmayı bekleyen ama okul bitirdikten sonra esnaf olmayı gazetecilik yapmaya tercih etmek zorunda kalanlar dururken, bizleri bir gazeteciye ettiği küfürleri yayınladık diye dava eden Atilla Sertel'e Yargıtay ders gibi bir kararla "Sakın bir daha meslektaşlarına küfür etme" demiş.

   Sertel aleyhine sonuçlanan Yargıtay kararındaki bölümleri bir kez daha hatırlatmakta yarar var:

   "'Katılanla, cemiyet üyesi gazeteci C.S arasında geçen telefon konuşması içeriklerinin katılan tarafından inkar edilmediği gibi ses kayıtlarının daha önce başka bir internet sitesinde yayımlandığı, bu haliyle haberin görünür gerçeğe uygun ve güncel olduğu, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan ve yürüttüğü görev nedeniyle kamuya mal olmuş katılanın, cemiyet üyesi bir gazeteciye karşı eylem ve işlemlerinin başkanı olduğu cemiyetin bilgilendirilmesi hakkı kapsamında kamuoyuna sunulmasında kamu yararı ve toplumsal ilgi bulunduğu, haberde, katılanla, gazeteci C.S arasında geçen konuşmaların kamuoyuna iddia olarak aktarıldığı, haberde verilen bilgilerin kesin doğru olduğunu belirten herhangi bir beyanda bulunulmadığı…’ ‘Sanıklara yüklenen suçun yasal unsurlarının gerçekleşmediği nedeniyle beraatlerine karar verilmesi yerine yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı nedeniyle beraatlerine karar verilmesi…

   Memleketi aydınlatanlar

   CHP'den siyaset yapma aşkıyla yanıp tutuşan ve Cemiyet'i bu amaçları için kullandığı eleştirilerine aldırış etmeyen Atilla Sertel, bir duruşmada "Bunların sarı basın kartı var mı. Bir sorun hakim bey. Bunlar gazeteci değil" demişti. Benim Babam gazete çıkarırken çok küçüktüm. O bayrağı devraldığımdan bu yana yıllardır bu işten başka bir mesleğim olmadı. 40'a yakın davada yargılandığımda bugünkü paralelci diye adlandırılan grupların büyük öfke ve kumpasına da maruz kaldım.

   Bir küçük kasabada Vali, Kaymakam, Savcı, Polis ve devlet baskısı ile sindirilmek istendiğimde de meslek büyüklerim, solcular ve sosyalistler hep yanımda oldu.

   Sarı Basın Kartım hiç olmadı. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde meslek örgütlerinin verdiği, biz de ise Devletin verdiği bir kartı almayı hep reddettim ve bu yüzden hiçbir çabam da olmadı ama meslek onurum her zaman dimdik ayakta durdu. Cumhurbaşkanı'na Meclis Başkanı'na  inanmadığı halde "Sarı Basın Kartı" verenlerle de hiç işim olmadı.

   İzmir'de yıllardır mücadele veriyorum.  Bu mücadelede yanımda olanlar da var karşımda olanlar da. Ama en çok yanımızda olması gereken kişiler ne yazık ki, gazetecilik mesleğinin onurunu koruma peşinde değiller. Onlar kendi kariyer planlarının peşine düşmüşler.

   Bazı meslek büyüklerim Atilla Sertel'in bu davranışının yeni olmadığına da dikkat çekiyorlar. Yüksel Çakmur ile çalıştığı dönemden itibaren bu davranışları tekrarladığını belirtiyorlar.

   İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin telefonda üyeleriyle nasıl konuşması gerektiğini ayarlayamayan Başkanı Atilla Sertel'in "Tepeden bakma anlayışı ve birilerini ezip geçebileceği mantığı" çok aşikar. Ünlü gazeteci hastalığı ise son günlerde onu panel panel dolaştırıyor. Bu turları atarken etrafa CHP'yi kurtaracakları imajını vermeye çalışıyorlar.

   Ama birlikte tur attığı kişilerin bir zamanlar Mesut Yılmaz'ın, Tansu Çiller'in ve bu ülkeye en çok kötülük eden siyasetçilerin yakınında olduklarını da bize unutturacaklarını sanıyorlar.

   Ben bu mesleğe onurlu biçimde hizmet eden gazetecilerin zaten Atilla Sertel'e "zırnık" inançları kalmadığını biliyorum. Ama bilmeyenler de biraz anlasınlar diye bu yazıyı kaleme aldım.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Kenan İmirzalıoğlu bir yıl boyunca hesabımızı ödedi'

Burcu Binici katıldığı programda gençlik yıllarında yaşadığı bir olayı anlattı. Arkadaşları ile gittiği ünlü bir mekana alınmadığını söyleyen Binici, Kenan İmirzalıoğlu'nun kendilerine sa...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Çörek otunu doğru tüketiyor musunuz?

Araştırmalar, binlerce yıldır şifa kaynağı olan çörek otunun; karaciğer yağlanması, iltihaplı romatizma gibi sağlık sorunlarına iyi geldiğini gösteriyor. Ancak etkilerinden faydalanmak için sadece poğaça, börek gibi hamur işleriyle tüketmek yetmiyor… Ölçüsünü ve tüketim şekillerini iyi bilmek gerekiyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR