Kardeşlik adına sağduyuya davet!
09 Ekim, 2014Kürtlerin yaşadığı Kobani Kenti'nde IŞİD tarafından katliama doğru adım adım giden çatışmalar ülkemizi de derinden yaraladı. Öylesine ki, bugüne dek alışık olmadığımız bir tablo ile karşı karşıya kaldık. Kürtlerin oylarını paylaşan iki siyasal parti BDP- HDP ile AKP arasında sürdürülen yakınlık bir anda paramparça oldu.
Olaylar sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile sınırlı kalmazken, ülkenin her tarafında yapılan eylemler giderek masum insanların da canını yakabilecek duruma geldi. Gerilim öylesine büyük ki, bugüne dek hükümeti suçlayan muhalefet cılız kalırken, siyasetle ilgisi olmayan yurttaşların da endişeleri kat kat artmış durumda.
Tecrit konumuna itilen Kobani’yle ilgili AKP’nin yürüttüğü politika rezaletin de ötesinde. Bin yıllık kardeşlik olgusu IŞİD denilen canilerin insafına teslim edildi.
Peki şimdi ne olacak?
Bu eylemlerin hükümet-devlet tarafından önlenmesi mümkün olacak mı?
Eylemler önlenirken kaç gündür travmaya dönüşen ölümler, infazlar, yakıp yıkmalar yaşanacak mı?
Kobani’de Kürtlerin katliamına izleyici kalınıp, katliamcı IŞİD’e destek sürecek mi?
Önüne gelenin birbirine sorduğu sorular bunlar. Halk bunları sorarken, iktidar ve muhalefet cephesinden şaşırtıcı adımlar da atılmıyor değil.
Örneğin Diyarbakır Valisi diyor ki, "Bu çatışma HÜDA PAR ile PKK arasında, polis bu işte yok"... Ben de diyorum ki, polis asker nerede, bu çatışmalar niye yaşanıyor. 90’lı yıllarda yaşanan “Faili Meçhul Cinayetler” dönemine dönüş niyetiniz mi var. Ve "Linç Kültürü"nü tekrar devreye sokulmasının anlamı nedir!
Yandaş gazetelerin, basının havası ise bozuk. Neredeyse dökülen kanları görmeyecekler. Bazıları da Faşizmin zirvesine çıkmış vaziyette. İzmir’de ise GEZİ’nin ilk günlerinde olduğu gibi bir anda kış uykusuna yatıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cılız olsa da dün Salihli'de attığı adım bir nebze de olsa önemliydi. Kılıçdaroğlu'nun verdiği sağduyu çağrılarına tabii ki katılıyorum. Ama yetersiz bulduğumu da belirtmek istiyorum.
Kürtler eğer soydaşlarına yardımcı olacaklar ise provakasyonlara dikkat etmelidir. Selahattin Demirtaş'ın açıkladığı gibi Türk bayraklarını yakanlar provakasyon amaçlı davranıyor olabilirler. Bu nedenle halkımızın da dikkatli olmasında yarar var. Ülkemize giren milyonlarca insanın arasında daha önce de tartışıldığı gibi ajanlar cirit atıyor olabilir. Sakin olmakta yarar var.
Başkanların sorumluluğu
İzmir'de herhangi bir olay yaşanmaması için siyasetçilerin sorumluluğu önemli. CHP adına Genel Başkan açıklama yaptı ama İl Başkanı Ali Engin’in sessizliği sürüyor. Yerel yöneticilerin de duruma göre bölgelerinde rol üstlenmeleri gerekebilir. Ben bu kent adına Aziz Kocaoğlu'ndan böyle bir adım görmedim. Bir zamanlar Diyarbakır’a “barış elçisi” olarak giden Başkan Kocaoğlu'nun da halkın sakinleştirilmesi konusunda açıklamalar yapmasını beklerdim. Bu konuda sadece Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin'in bir açıklaması dikkatimi çekti. Bölgesinde Kürtlerin yoğun olduğu beldeler, mahallelere sahip olan Şahin gibi bazı siyasilerin de halkın sakin olmasında adım atmaları kaçınılmaz.
Kürt-Türk çatışmasını yıllardır kovalayan zavallı insanlara zemin yaratılmamalıdır. Kanlı örgüt IŞİD bahanesiyle barışa dinamit koymak isteyenlere hep birlikte engel olmalıyız.
Ve küçük bir eleştiri
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan danışmanı gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın “İzmir’de Bayrak yakıldı” haberini alıp dün sosyal paylaşım sayfasında “provoke edici” cümlelerle yorumlamasını ve daha sonra Bayrak yakılmadığının Vali Toprak tarafından açıklanması üzerine, yanıldığına ve hata yaptığına dair sayfasından özür dilememesini açıkçası yadırgadım.
Hassas dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde yangının üzerine körükle gitmenin hiç kimseye fayda sağlamayacağı aşikârdır.
Sözün özü
Bin yıllık kardeşliğin ortak katkısıyla kurulan bu coğrafyanın birliğini, kiralık katillerin oluşturduğu, ne idüğü belirsiz caniler uğruna heba etmeyelim. Yönetimler geçici Halklar ise kalıcıdır. Bugün bu birlikteliğin anlamını kavrayamayan AKP Hükümeti oluşturduğu bu kaos ortamının hesabını her iki halka da verecektir.
Halkların birbiriyle derdi yok ve hiçbir zamanda olmadı. Sadece sağduyu hepsi bu…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Bestemsu Özdemir güzel haberi duyurdu
Oyuncu Bestemsu Özdemir, eski basketbolcu Ersin Görkem ile evlenmeye hazırlanıyor. Özdemir, sevgilisinin evlilik teklifine "Evet" dediğini duyurdu. Eski basketbolcu Ersin Görkem ile yeni ...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
İşte ekmek yerine tüketilmesi gereken tek besin
Prof. Dr. Canan Karatay, ekmek tüketimine sert çıkıp kahvaltıda ekmek yerine “Maraş cevizi” önerdi. Ancak bu öneri sosyal medyada hem destek hem de tepki gördü. Sağlıklı yaşam konusundaki çıkışlarıyla sık sık gündeme gelen Prof. Dr. Canan Karatay, bir kez daha beslenme alışkanlıklarını sorgulatan açıklamalarda bulundu.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.