Buca'daki yanlış adım

   Yerel seçimler öncesinde CHP'nin aday belirleme sürecindeki tartışmaları biliyorsunuz. Doğru yanlış demeden, ellerindeki anket verilerine bakmadan aday belirleyen CHP, birçok ilçede seçim kaybetti. Kazandığı bazı ilçelerde de beklenilen oylara ulaşılamadı.

   Buca CHP'nin aday tercihi öncesi ve sonrasında en çok tartışılan ilçelerinden birisi oldu. Mevcut Belediye Başkanı Ercan Tatı'nın karşısında 25 dolayında aday adayı çıkarken,  Genel Merkez ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu hangi kriterler ve esaslar etkilediyse Levent Piriştina'yı aday gösterdiler. Oysa Ercan Tatı, seçimden 6 ay önce Genel Başkan ve Genel Merkez'de aday belirleyecek yöneticilere, "Beni düşünmüyorsanız şimdiden belirtin. Kendim bir gerekçe gösterip aday olmayacağımı açıklayabilirim" demişti. Kısacası "onurunun kırılmaması" için ricacı olmuştu.

   Siyaset ilginç süreçlerle gidiyor. Tatı'nın bu sözlerine karşılık tam tersine "Değişiklik düşünmediklerini" söyleyenlerden bir bölümü hala koltuklarında, bir bölümü ise son kurultayın kurbanı olup belki de bir daha CHP'de oturdukları o koltukları rüyalarında bile görmeyecekler.

   Altı ayda yapılanlar

   Aday gösterilmediğinde birçok parti Ercan Tatı'ya "Adayımız ol" önerisinde bulundu. Bazı ilçelerde olduğu gibi CHP adaylarının karşısına çıkmak bir yana "Ben CHP'liyim. Bir oyum dahi olsa onu CHP'ye veririm" dedi. Tatı nezaketini bir kez daha göstermişti.

   Ancak, aynı nezaketi Tatı'nın koltuğuna oturan partilisi Levent Piriştina gösterememişti. Önce, eski başkanın "Çok iyi çalışırlar, yararlı olurlar" dediği yönetici ve çalışanlara  mobbing ve sürgün uygulandı. İstifa edenler, belediye değiştirenler oldu.  Getirdiği isimler de çok tartışıldı.  Belediye ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bazı isimler yönetici yapıldı. Sadece geçmişte babası ile çalışan iki deneyimli isim Piriştina ile Buca'ya geldi. Bunlardan birisi Erdem Kolağası diğeri de Cumhur Utkan’dı. Ama onların da Bucalılarla ilgisi olmadığı için bugün yaşanan öfke ve yanlışlarda önemli rol oynadılar. Bu arada Baba dostu Erdem Kolağası’nın da önceki gün Levent Piriştina’yı terk ettiğini de buradan ayrıca belirtmiş olalım.

   Beş yıl çabuk geçiyor

   Siyasette beş yıl çabuk geçiyor. Ercan Tatı'nın ilçeye kazandırdığı iki önemli yatırımdan birine ismi verilmişti. Birinin girişinde ise sadece o yatırımın Tatı döneminde yapılıp açıldığı yazıyordu. İkisi de kaldırılmış. Başkan Tatı, bugün Levent Piriştina'nın bahsettiği stat takasından, yüzlerce parka kadar çok önemli yatırımları Buca'ya kazandırdı. Bunlar arşivlerde. O stadın duvarını bir gece yarısı yıkmasaydı orası düğün salonu yapılacaktı.

   Piriştina'nın övündüğü ve basına sık sık servis edilen yüzme havuzunda çocuklara ücretsiz kurslar da onun eseri. Üstelik plastik havuzlarda değil yarı olimpik havuzu yaparak bunu başlattı.

   Birçok önemli marka Buca'ya Tatı döneminde geldi. Üstelik şehir içine AVM yaptırmayacağını belirterek esnafını da korudu. Saymakla bitiremem. Ama CHP'nin kendi içindeki kurtlar olmasaydı Buca'da hiç tartışma yaşanmazdı. Ne yazık ki, bu dönem de partiyi idare etmekte acz yaşanıyor. Ve bugünkü yanlış adım atıldı. Ercan Tatı'nın ismi meclise getirilip onaylatılacağına kaldırıldı.

   Bunun bir önemi yok. Dedim ya siyaset uzun soluklu bir süreç. Bu tip hareketleri de pek içine sindirmez.

   Mal sat, belediye yönet

   Tire'de ilginç bir durum yaşanıyor. Uzun yıllar Tire'de iktidar olamayan CHP, Tayfur Çiçek ile huzur bulacağını sanırken, ne yazık ki huzursuzluğun doruğuna çaktı. İl Genel Meclisi'nde ve CHP yönetiminde üst düzey görevler yapan Yücel Özen, Tire Belediye Başkanı Çiçek'in belediye mallarını satışa çıkarmasına isyan ediyor.

   Ve bu tabloda parti yönetimi ve Aziz Kocaoğlu dahil ters düşmüş durumda. Özen'i iyi tanırım. Parti disiplini konusunda bugüne dek yanlışı olmadı. Bu karşı çıkışını da dikkatli irdelemek gerekli. Çünkü Tire'de Özen'in feryatlarına bakılırsa işler hiçte iyi gitmiyor.

   Ve CHP'nin belediyeleri yönetme konusunda bu tavır hoş olmaz. Bir yandan Özel İdare mallarının bölüşümündeki peşkeşi tartışacaksın, diğer yandan sen mal satacaksın. Bu büyük bir çelişki olarak görülüyor.

   Sendika ağaları

   Yetenek yoksunu Aziz Kocaoğlu'nun sayesinde İZENERJİ’den ekmeğinden edilen çok sayıdaki işçinin eylemlerini takip ediyorsunuzdur. Yapılan ihalenin ne denli şaibeli ve acemice olduğu apaçık ortadayken Kocaoğlu'nun gidip işçilerle birlikte poz vermesi bir aldatmadan başka şey değildir Çünkü Kocaoğlu isteydi ve cesur bir tavır koyabilseydi, o ihale şu an yine İZENERJİ'de olacak ve bunca işçi aşından ekmeğinden edilmeyecekti.

   Emeklerini ve haklarını elde edebilmek için sokaklara dökülen bu işçileri temsil eden Sendika Ağalarıyla ilgili de çok ilginç bilgiler geliyor. Kimisi eşini, çoluğunu, çocuğunu başta Büyükşehir olmak üzere Belediyelerde istihdam ettirmiş, kimisi de başka yollarla Belediye Başkanlarına teslim olmuş durumda.

   Bu konuda hangi sendikacının hangi yakınını nereye yerleştirdiğini yazacağım. Listenin elime ulaşmasını bekliyorum.