- Özgür Özel'den Avrupalı Lidere Sitem: 'Bize 5 Dakika Ayırmadı'
- Büyükşehir’den Uzundere’de kentsel dönüşüm açıklaması: İnşaat yeniden başlıyor
- Gülşah Durbay'ın vefatının ardından... Şehzadeler Belediyesi'nin yeni başkanı belli oldu
- Ömer Çelik'ten Çarpıcı ‘Suriye’ Mesajı, ‘Önemli Bir Gelişme’
- Alperen Şengün takas iddialarına cevap verdi!
İktidarı Sevenler Topluluğu
17 Temmuz, 2010
CHP’nin yeni İzmir il yönetimini beğendiniz mi?
Son yıllarda yapılan tüm atamalarda olduğu gibi kurulan il yönetimlerine bakarsanız, bu yönetim erkinin ne kadar partiyi kucaklamaktan uzak olduğunu göreceksiniz.
Bu nedenle Rıfat Turuntay Nalbantoğlu’nun yeni il yönetimini sorgularken, duygusal hatalara girişmeyin.
Çünkü ilk kez hata yapılmıyor. Hatalar zinciri sürüyor.
Son yıllarda ülkedeki genel gelişmelerin ışığında kazanılan seçimlere bakıp, geçmiş il yönetimlerinin bir bölümüne de aşırı paye yüklemeyin. Başarılı il yönetimi filan demeyin.
Örneğin, Kemal Karataş’ın aldığı birçok yanlış karara rağmen, kazanılan başarıların Karataş’tan değil, İzmir’in özgürlüğüne düşkünlüğünün neden olduğunu da sakın unutmayın.
Biraz geriyebakarak bugüne sorgulayalım. Çok da geriye gitmeden…
Birincisi bu yönetimde iki büyük sendikanın bölge temsilcisi var.
Mustafa Kundakçı’yı bilemem çünkü kendisi sonradan CHP’li oldu. İşçi örgütçülüğü konusunda başarılı olabilir. CHP içinde yöneticiliğinin sonu nereye varacak göreceğiz.
Ama DİSK Başkanı Azad Fazla’nın iktidar severliğini bilmeyen yok. İşçi temsilcisi dostumuz “emekten yana” bir CHP yönetimini yapayım diye yola çıkardığı Prof. Dr. Nurettin Demir’i sabaha karşı delege olma uğruna yarı yolda bıraktı. Çünkü Nurettin Demir’in prensipleri değil de kazanamayacağını anladı. Bir anda prensipler gitti, ama Azad Fazla ayakta kaldı. Tıpkı kendisi gibi kongredeki birkaç kişi gibi.
Şimdi iki sendikacı da yönetimdeler. Allah korusun yarın kriz içindeki belediyeler maaş ödeyemezse o zaman perişan olurlar.
Kent A.Ş sürecinde yine Nalbantoğlu il başkanıydı ve çözüm bulunamamıştı. İşçi ile o günlerde uzlaşamayanlar, bugün işçi temsilcilerini de yönetime aldılar. İyi mi yaptılar, kütü mü bilemem. Zaman gösterecek. Ama iki medyatik ismin CHP’ye bugün için güç katacağı kesin. Yarın işler tersine dönerse o zaman Allah kerim.
Dursun’u kızdırmayın
İl Başkanı Nalbantoğlu’nun elindeki değerlere baktığımızda Zikri Dursun gibi önemli bir isme rastlayacaksınız.
Dursun, Baykal’ın yakın çalışma arkadaşı eski İl Başkanı Kemal Karataş’ın Konak Belediye Başkanlığı’nı engelleyen isimdir.
Parti içinde bilinen en büyük başarısı budur. İntikam almayı iyi bilir. Bir gün Nalbantoğlu’na kızarsa ne olur bilemem.
CHP’nin yeni yönetiminde iki de eski yüz var. Rıfat Özer ve Ali Rıza Kaya.
Her iki ismin de partililiği ve kişilikleri sorgulanmayacak durumda.
Ancak bu isimlerin de en büyük sorunu yakın çevrelerinden aldığı eleştiridir. Bu isimler için parti kamuoyunda, “Her yere, her zaman aday oluyorlar” yakınması halen yapılıyor. Bu nedenle şu andaki yönetim içindeki bazı isimlerle bile sorun yaşayabilirler. Kendileri CHP kültürünü, yönetim kültürünü iyi bilirler. Bu deneyleri ile yararlı da olurlar. Ancak yine de tartışılmaktadırlar.
Bir başka isme bakalım. Konak’ta, Karabağlar’da ve nerede boşluk varsa o ilçeden aday olabilecek Uğur Yelekli de iktidar neredeyse o da oradadır.
Muhalefeti bilmez. Ancak öyle şanslı ki, son yıllarda CHP trendi onun kişilik yapısına çok uydu. Ve hep iktidar oluyor. Ve Yelekli de muhalefete düşmüyor.
Bu yönetim kurulundan beni en çok şaşırtan isim ise Tamer Akcan. CHP’deki şekil bozukluklarını eleştirip, SHP’de politika yaparken, o şekil bozukluklarına nasıl da bir anda uyum sağladı.
Yazacağım son isim ise Polat Manduz. Partide taban siyaseti yapan belki de tek isim. Nasıl oldu da listeye girdi bilmiyorum. Acaba, birileri Manduz’un sert kafa toplarından mı yararlanacak dersiniz?
Tanımadığım bazı isimleri geçersek, bazı isimler ise “amcasının yeğeni, dayısının kuzeni, teyzesinin oğlu ekseninde” il yönetiminde kendisini gönderenleri en iyi biçimde kuşkusuz temsil edecektir.
Görüldüğü üzere yönetimde zaten komutan çok. Bunlara “emir eri” de gerek. Görevlerini en iyi biçimde yapacaklarına inancım ise sonsuz!!!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP’li değil mi?
- Kılıçdaroğlu’nu CHP’den atmak için; Ne olması gerekiyor?
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Feyza Civelek harekete geçti.. Dava açıyor
'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Nilay' karakterini canlandıran Feyza Civelek, son dönemde şahsına yönelik artan iddialar üzerine sessizliğini bozdu. 'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Nilay' kar...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Osteoporoz sessiz ilerliyor: İlk belirti çoğu zaman kırık
Kemik erimesi (osteoporoz), çoğu zaman belirti vermeden ilerliyor. Hastalık fark edilmediğinde ilk işaret bir kırıkla ortaya çıkabiliyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Özlem Cemeroğlu, kemik kırıklarının hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak erken farkındalığın önemine dikkat çekti.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.