Yukarı
1

Sinan Kara

CHP İzmir'de 'gazoz' dönemi...

15 Eylül, 2014

   Televizyonlarda Uludağ gazozlarının "Gazoz olma efsane ol" sloganıyla dönen reklamı son dönemlerin başarılı işlerinden birisi.  Halkın dilinde bu reklam sıkça rastlanır oldu. Biz de bu reklamdan esinlenerek CHP'nin son kurultayı ve ardından tercihlerine baktığımızda bu partiye en çok oyu veren İzmir seçmeninin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından nasıl "Gazoz" haline getirildiğine tanık oluyoruz.

   Peki bu suç kimde?

   Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu mu suçlu, yoksa bu kentte CHP içerisinde politika yapanlarda mı? Bu birinci soru.

   İkinci soru ise "AKP'nin yıkamadığı efsane kent İzmir'in" CHP yönetiminde gazoz haline getirilmesine bu seçmen nasıl tepki verir?

   Elimden geldiğince iki sorunun da yanıtını aramaya çalışayım.

   Önce ilk sorudan başlayalım.

   Elbette anahtar listelerde İzmir'den 3 isme görev veren Kemal Kılıçdaroğlu,  sözüm ona PM'de kentin dengelerini tuttu.

   Alaattin Yüksel, M. Ali Susam ve Aytun Çıray'ın Parti Meclisi'ne alınmasından sonra en azından bir ismin MYK üyesi olması ihtimali üzerinde duruluyordu.  Kılıçdaroğlu hiçbir ismi MYK'ye almayarak bu üç ismi küstürmemiş oldu.

   Ama olan İzmirli'ye oldu. Hem istemediği isimlerle CHP üst yönetiminde temsil ediliyor görünen İzmir bir de "Gazoz" durumuna düşürüldü.

   Bence Kılıçdaroğlu sağ kayma işini biraz abarttığı için olan Çıray'a da oldu. Gece gündüz çalışan Aytun Çıray, yeni gözde Mehmet Bekaroğlu'nun kurbanı oldu. Çünkü, MYK'da bugüne dek sol ile ağır bir bağı olmayan birkaç isim daha girdi. Ekonomiden sorumlu yardımcı, basından sorumlu yardımcı ve CHP'yi tanımadığı halde tanıtımdan sorumlu yardımcı. Hiçbirinin sol ile doğru dürüst ilgisi yok.

   Zaten geçmişten gelen diğer isimlere bakıldığında bu sayı daha da kabarıyor. Öyle bir isim var ki, Faik Öztrak gibi CHP tabanıyla ne denli yakın tartışılır.

   İzmir işte bu kaos içinde resmen tercihlerde gazoz durumuna düşürüldü. Bunda elbet partiyi Ankara'ya anlatan tüm yönetimlerde kusur var. Yerel yönetim seçimlerinde yanlış tercihlerden birçok tartışmalı akçalı konulara kadar olumsuzlukların önüne geçemeyen hatta parçası olanlara Genel Başkan öyle bir tokat attı ki, kimse bunu temizleyemez.

   Seçmenin tavrı

   Şimdi ikinci soruyu yanıtlamaya çalışalım. CHP'ye oy veren İzmirli seçmenin ciddi biçimde "AKP olmasın da" düşüncesi bugüne kadar ağır bastı. Hala AKP ile ilgili bu kesimin kuşkuları sürüyor. Ancak Cumhurbaşkanı seçimlerinde önemli bir oy HDP'ye giderken bunun CHP seçmeninden kaçtığını görmemek yanlış olur.

   Ciddi biçimde sandığa gitmeyenler bir önceki yerel seçimlerde yüzde 60'ın üzerinde oy alabilecek Aziz Kocaoğlu'nu yüzde 49'lara düşürdü. Mutsuzluğunu henüz kıramadığını düşündüğüm seçmen, önümüzdeki siyasal gelişmelerin ışığında oy kullanacak.

   AKP'nin de ivme kaybedeceğini düşünüyorum. Ancak yeni bir siyasal oluşum gündeme gelmez ise CHP kendisini belki koruyabilir. Ama İzmir'deki gelişmelerin özellikle HDP'ye kayan önemli bir seçmenin varlığını gündeme getiriyor olması bir gerçek. Sandığa gitmeyenlerin oranı da artabilir.

   Bir başka Ekmeleddin dayatmasına kimsenin tahammülü yok. Milletvekili adaylarının belirlenmesi de İzmir'in CHP açısından kaderini belirleyecek. Bugünkü MYK gibi eş dost anlayışı ile yapılabilecek bir liste CHP'nin bugünkü sayıları bile tutturmasını önleyebilir.

   Ali Engin neden susuyor

   Çiğli Belediyesine bağlı olan Çiğli Bel Ltd Şirketinin Müdürlüğüne CHP İzmir İl Yöneticisi Ali Karabay’ın getirildiğini Ege’nin Sesi’nde yayınladık. Müdürlükle de kalınsa iyi, Karabay şirkete ortak bile yapıldı.

   Şimdi bazıları “yasal açıdan sıkıntı yoksa sorun yok” diyebilir. Ama işin asıl can alıcı yanı bu durumun etik olup olmadığıdır.

   Sayın Karabay Yerel Yönetimlerden sorumlu Başkan yardımcısı olarak İl Yöneticiliği koltuğunda oturuyor. Yani normal bir parti üyesi değil. Bir anlamda parti hiyerarşisi açısından Başkan Hasan Arslan’dan üstünken diğer tarafta ise Hasan Arslan’ın Müdürü konumunda. Özetle parti terbiyesi açısından bir il yöneticisinin Belediye’de görev alması hem o partinin ilkelerine hem de üyelerine haksızlıktır.

   Şimdi “Yönetici Taş mı yesin?” de diyebilirsiniz. Elbette taş yemesin ama böyle bir işe giren o kişinin İl Yöneticiliği koltuğunu bırakması çok daha isabetli bir tavır olur düşüncesindeyim.

   Olan biten bunca tartışmaya rağmen İl Başkanı Ali Engin’in de sessiz kalmasını anlamış değilim. İddia odur ki; Ali Karabay’ın Çiğli Belediyesi Şirketinde görev almasında Ali Engin’in de aktif rol oynadığı.

   Doğru mu, değil mi? İl Başkanı sessizliğini bozarsa anlamış oluruz.

   Hasan Arslan’a gelirsek

   Şu 5 aylık süreçte Çiğli İzmir’in neredeyse en çok tartışılan belediyelerden birisi oldu. Bunda en büyük pay şüphesizdir ki Başkan Hasan Arslan’ın tutumudur.

   Arslan’ın en büyük yanlışlarından birisi, örgüt emekçilerini değil de “Eş, dost, kuzen ve akrabalarına” o belediye de yer açmasıdır. Bir taraftan “Ekonomik zorluk çekiyoruz” diye işçi çıkartmaya kalkışan Arslan diğer yandan kendi adamlarına istihdam alanları yaratmıştır.

   Halkçı Başkan sloganıyla Halktan oy isteyen Hasan Arslan’ın, Halkın içinde yer almadığı hatıra binaen işlerden arınması gerekir. Aksi halde 5 yıl boyunca Çiğli Belediyesi bu tür haberlerle gündem olmaya devam eder. Benden söylemesi…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ata Demirer'den Özge Borak açıklaması

Komedyen ve oyuncu Ata Demirer, 'Eyyvah Eyvah' film serisinin bitme nedeninin eski eşi Özge Borak ile ilgisinin olmadığını söyledi.

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Kafein faydalı mı zararlı mı?

Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında…  Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı iyileştirmeye yardımcı olabileceğine dair çalışmalar var.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR