Türkiye’nin Pazar sınavı…

   Pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu gerçekleşiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı muhalefet partilerinin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP adına Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sandıkta sınav verecekler.

   Seçim sonuçlarına ilişkin araştırma şirketlerinin birbirini tutmayan anket sonuçlarını gazetelerden izledik. Daha önce CHP'den Belediye Başkan adaylığı bekleyen bazı araştırma şirketlerinin sahipleri bile bu seçimde Tayyip Erdoğan'ı favori gösterme noktasında dikkat çekti.

   Gazetelerde ve haber sitelerinde yayınlanan  ancak güvenilirliği çok tartışmalı bu anketleri bir yana bırakırsak, seçime ilişkin ikinci önemli ipucu ise halkla buluşmalar.

   Büyük miting yapmayan Ekmeleddin İhsanoğlu'na İzmir mitinginde aradığını bulamayan Başbakan Erdoğan İstanbul mitingi ile adeta gözdağı verdi.

   Yerel seçimler sonrası İstanbul'da ciddi harcamalar ve belediyelerin desteğiyle gerçekleşen miting yaklaşık 9 milyonu aşan seçmene sahip İstanbul için nasıl bir katkı sağlar bilinmez. Ancak, Başbakan Erdoğan ve ekibinin güvendiği yurt dışı oylara baktığımızda katılımın inanılmaz derecede düşük olması bu seçimin sonuçlarının nasıl olacağı konusunda kuşkularımı derinleştirdi.

   Sosyal medya Ekmel'in

   Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP'nin ileriye dönük karşı çıkacağını daha önce de yazmıştım. Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanlığı seçimi sayesinde partinin batıya açılması projesini gerçekleştiriyor. CHP'nin içindeki sıkıntılara bakıldığında batıdan bir miktar CHP oyunun uzun vadede HDP'ye kayabileceğini söylemek yanlış olmaz.

   Bu seçimlerde meydanların galibi olamayan Ekmeleddin İhsanoğlu'na sosyal medyadan yapılan destekler ise gözle görülür büyüklükte.

   Özellikle CHP içerisinden oy kullanmama veya Selahattin Demirtaş'a kayabilecek oyları hissedenler sosyal medyadan  vargüçleriyle destek veriyor. Bu kesimin en büyük savunusu ise Başbakan Tayyip Erdoğan Karşıtlığı.

   Erdoğan'a karşı olunmanın Ekmeleddin'e oy vermekle gerçekleşeceğini belirtiyorlar.

   Başka da çareleri yok. Köken itibariyle CHP profiline uymayan Ekmeleddin İhsanoğlu'nu sevdirme çabalarında adayın bazı kişisel özellikleri öne çıkarılıyor. İyi eğitimli olması, nezaketi, ailesinin verdiği fotoğraf ve bazı söylemleri ile Ekmeleddin İhsanoğlu'na baktığınızda açıklandığı güne göre yol aldığı izlenimini veriyor.

   Ancak seçmen o kadar sessiz ve derinden gidiyor ki, bu seçimin nasıl olacağını kimse tahmin edemiyor.

   Bir başka konu ise bu seçimin hemen öncesinde Başbakan'ın bir zamanlar yol arkadaşlığı yaptığı, askerlerin, aydınların içeri tıkılışında rol alanlar.  Şimdi kendileri gözaltına alınıyor. Cemaat denilen bu kesimin Cumhurbaşkanlığı seçimleri önemli bir sınav niteliğinde.

   Yerel seçimlerde güçlerini gösteremeyen cemaat mensupları bakalım bu seçimin sonucuna nasıl etki edecek. Çünkü Başbakan Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı seçimi de durdurmadı.

   Bu kesime yönelik ekonomik ve sosyal operasyonların bir anlamda sonuçlarını da göreceğiz.

   Bundan bir iki yıl önce baştacı olan İzmir'deki eğitim yöneticilerinin tamamı bir odaya toplandı. Sürgünün böylesi dedirten uygulamaya maruz kalanlar ne yapacak?

   Pazartesi gününe yönelik bazı işgüzarlıkları da birlikte izliyoruz.

   Savcı Sayan vakası

   Deniz Baykal'ın CHP'ye armağanı olan "Yüzyılın siyasetçisi" Savcı Sayan bunlardan birisi. Hala CHP üyesi olan Sayan'ın AKP yandaşı Televizyon kanallarında dolaşırken seyreden CHP yöneticilerine son açıklamaları kapak olsun. Bu adamı hala partide tutanlar herhalde seçimlerin bitmesini bekleyecekler. Ama aynı kişiler İzmir'in tercihlerine bile saygı duymayıp, bazı tehditlerle aday belirlemişlerdi.

   Bir başka garip davranış gazeteci olup olmadığını anlayamadığımız bazı isimlerden geliyor.

   Ve Uğur Dündar

   Uğur Dündar rest çekiyor; "Sandığa gitmeyen, bir daha Atatürk’ün adını ağzına almasın.”

   Bu sözlerin çok akıllıca sarf edildiğini söylemek zor.

   12 Eylül ürünü asker ve benzerlerinin halkı aptal yerine koyan buyurgan davranışına benziyor. İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve TGF Başkanı Atilla Sertel ile politika yapan Dündar,  otursun sisteme yönelik eleştirileri yazsın yeter. Çünkü Halk iki tehdit arasında oy kullanmak zorunda değil.

   Not 1: İzmir Büyükşehir Belediyesinde “3G” kaosu yaşanıyor. Kocaoğlu’na yakın olan bazı kişilerle ilgili Belediye içerisinde garip söylentiler dolaşıyor. Peki Kocaoğluna oldukça yakın olan bu “3G” kimdir?!

   Şimdilik bekleyelim yakında nasıl olsa ortaya çıkar…

   Not 2: Seferihisar’a bağlı olan Ürkmez’in sokaklarının çöplerden geçilmediğine dair sıkça şikayetler geliyor. Kendisinin “Ortadoğu Şampiyonu” olduğuna dair haberleri basına servis ettiren Tunç Soyer’e önemle duyurulur…

   Not 3: Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce yeni yapılacak olan kültür merkezinin ismini “Aziz Kocaoğlu Kültür Merkezi” koymuş. Halkın onayına sunulmayan bu girişim, partililer arasında “yağcı”lık olarak nitelendiriliyor. Benden söylemesi…