İzmir’den Ekmel geçti…

   CHP ile MHP'nin önderliğinde aday gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu İzmir'de Cumhurbaşkanı tezahüratları eşliğinde karşılandı. Özellikle CHP’lilerin gösterdiği ilgi dikkatlerimizden kaçmadı. Bu kentten ne kadar oy alacağını kestiremiyorum ama düzenlenen iftar yemeğine olan ilgiye bakılırsa, Tayyip Erdoğan'dan İzmir'de daha fazla oy alacağı kesin gibi görünüyor. Ülke genelindeki tabloyu ise kestirmek zor.

   Yavuz Bingöl'ün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısına uyması tartışmalarını izliyorsunuzdur. Gültepe'de çok erken yaşta kanser nedeniyle yitirdiğimiz büyük sanatçı Nihat Aydın ile birlikte kurdukları "Umuda Ezgi" grubu ile çıkış yakalayan Şahsenem Bacı'nın "Devrimci" oğlu Yavuz Bingöl'e Başbakan Tayyip Erdoğan ile büyük bir dostluğu ifade eden fotoğrafı solcu hayranlarının öfkelenmesine yol açtı.

   Bu öfkenin elbet önemli bir dayanağı var. Gezi direnişinde masum çocukların katledilmesi, bunların ardından yapılan açıklamalar, Başbakan'ın yorumları insanların öfkesinin en önemli gerekçesi. Bingöl bu yorumların yersiz olduğunu savunuyor. Ama büyük bir hayran kitlesini kaybettiğini de sosyal medya da verilen tepkilerden anlıyoruz.

   Neden bu konuya Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu yazmaya başladıktan sonra girdim biliyor musunuz?

   Benzer bir tartışma da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanıyor.

İzmir'de Havagazı fabrikasında düzenlenen iftara gidenlerin mutlu ve mesut havaları, "Ekmeleddin İhsanoğlu sol bir partinin adayı olabilir mi?" diye öfkelenenlerin tepkisini çekti.

   "Yahu niye Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy verelim ki" diyenler, arkadaşlarına dokundurmadan edemiyor. Birçoğu oruç tutmayan binlerce kişinin Havagazı Fabrikası'nda iftar açması da işin ayrı dramatik bir tarafı.

   Yüzde 60 oy alır mı?

   Şöyle bir tartışmayı da açalım isterseniz? Bu ülkede AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son polis operasyonlarından sonra cemaat ile ilişkisinde artık sona gelindiğinin belli değil mi?

   Bu noktada cemaat oylarının Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'a gitmesini beklemek şaşırtıcı olur.

   Oysa son genel seçimlerinde cemaatin belki de yarısından daha fazla bölümü yine de Erdoğan'a oy verdi.

   Bu kez "Çatı aday" formülü ile çıkarılan İhsanoğlu'na cemaat tümüyle oy verirse AKP için önemli bir handikap olabilir. Ancak,  cemaat bu kez de başarılı olamaz ise bu da cemaatin gücünün ülkemizde söylendiği kadar olmadığına işaret demektir.

   Demirtaş kilit konumunda

   Bu seçimlerin erken galibi olarak Selahattin Demirtaş'ı görenler veya yazanlar haklı çıkabilir mi? 

   Kürt oylarının ötesinde iki adayı da benimsemeyenlerin oylarını Demirtaş'a verebileceği konuşuluyor.

   Ancak, İzmir veya batı illerinde PKK ile sorunlu ciddi bir seçmen var. Oyunu merkez sağa gerekirse verebilen bu seçmen kitlesi asla DTP'ye oy vermiyor.

   Sadece entellektüel düzeyde solcuların Demirtaş için oy kullanacağını söylemek mümkün. Bu seçmen sayısının düşünüldüğü gibi yüzde 3-4'lük bir oy artışı sağlayıp sağlamayacağı ise bu seçimler sonunda ortaya çıkacak.

   HDP Eşbaşkanı Demirtaş ve arkadaşlarının bugünü kadar besin kaynağı Apo oldu. Birdenbire Kürt Milliyetçiliğinden solculuğa transfer mümkün olur mu bilemem. Ama İzmir'de kökeni Kürt olan seçmenden bile oy alamayan bir HDP'den söz ediyoruz. Çünkü batıya uzun yıllar önce yerleşen Doğulu yurttaşların bugüne kadar HDP ile tam bir uzlaşı içinde olduklarını söylemek zor. Bu seçmen kitlesi CHP içerisinde ağırlıklı olarak siyaset yapıyor.

   Bu değerlendirmenin ardından ikinci tura kalabilecek bir seçim yaşanırsa Kürt seçmen kilit konumuna geçecektir. Bu durumda Doğu ve Güneydoğu'da bu oyların AKP'ye gitmesi daha olası görünüyor. Bir tek koşulda bu seçmen Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy verebilir.  O da partinin bu yönde bir tavır almasıyla.

   İşte bu nedenle Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur da kalması halinde ikinci turu da zorlu bir siyasi denge anlamına geliyor.

   Tepkiler azaldı

   Cumhurbaşkanı seçimleri konusunda bir ayrıntıyı daha dile getirmek gerekiyor. CHP içerisinde özellikle ilk açıklandığında tepkilere neden olan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'na yönelik ilk günlerdeki tepkiler azaldı.

   Bunun iki nedeni var. Birincisi İhsanoğlu'nun vermeye çalıştığı modern görüntü. İkincisi ise CHP'lilerin kimi çıkarırsa çıkarsınlar seçtiremeyecekleri gerçeği. Bu nedenle en başında oy kullanmak istemeyen CHP seçmeninin önemli bir bölümü Tayyip Erdoğan'ın seçilmemesi için oy kullanacak gibi.

   Ama bu konuda ters köşe yorum yapanlar da yok değil. Küçük de olsa bir grup "Bırakın Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olsun. Başbakan olmasından daha iyidir. Kendisi giderse AKP dağılır" diyorlar.

   Şu İzmir'den Ekmel Hoca geçti. Ekmel Hoca Havaalanı'ndan itibaren ağırlığını CHP’lilerin oluşturduğu kitleler tarafından Cumhurbaşkanı gibi karşılandı ve saygı gördü. Halk nezdinde göreceği asıl saygının tarihi ise 10 Ağustos. Biz de bekleyip göreceğiz...

   İlknur Denizli’nin mesajı

   AKP İzmir Milletvekili İlknur Denizli’nin “ Ekmeleddin İhsanoğlu seçimi kaybedince dokuz partinin hiçbir tanesi sorumluluğu almayacak” söylemini haklı buluyorum.

   Ama şunu da ekleyelim.

   Bu dokuz partinin birbirlerine karşı sorumluluk almayacağının yanı sıra, CHP içerisinde ciddi tartışmaların da başlayacağı ayrı bir gerçek. Çünkü diğer partiler kendi taraftarına karşı bu yükü göğüsleyebilir ama CHP’de bu çok zor.

   CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’in İlknur Denizli’ye verdiği “Kendisi dibe vurmuştur. CHP’ye özeniyor. Onu CHP’ye kabul etmeyiz” gibi garip ve oldukça klasik bir cevabın ciddiye alınacak hiçbir tarafı yok. Çünkü ticari ve siyasi ilişkileriyle kendi partisinde yoğun biçimde tartışılan Yüksel’in önce kendi partisinin mensuplarına karşı inandırıcılığı olması gerekir. Ki o zaman bizlerde kendisine gereken özeni gösterebilelim.

   Notlar

   Not 1: Ekmeleddin İhsanoğlu’nun İzmir gezisindeki görüntülerini izlediğimde en çok göze çarpan Mustafa Moroğlu’nun davranışlarıydı. Çünkü bir Milletvekilinin ağırlığını taşımaktan öte bir “Koruma görevlisi” uygulaması içerisindeydi.

   Not 2: ESHOT’ta Şoför kıyımı yaşanıyor. Şu ana kadar yaklaşık 20 şoförün Kocaoğlu’nun talimatıyla işlerine son verildiği bilgileri geliyor. İşçilerin haklarını korumak ve kollamakla yükümlü olan DİSK ise kayıp!

   Not 3: İzmir’den CHP Parti Meclisi üyeliğine seçilen Hüseyin Saygılı’nın seçim çalışmaları için 10 günlüğüne Avusturalya’ya gideceği açıklandı. Ancak iddialara göre Avusturalya’da akrabaları bulunan Saygılı’nın tatil amaçlı bir gezi yapacağı belirtiliyor. Saygılı’nın yol masraflarının ise parti tarafından karşılanacağı ifade edildi.