Yukarı
1

Sinan Kara

Atilla Sertel ve Şebnem Bursalı…

09 Temmuz, 2014

   Doğruya doğru, gazeteciliği yerlerde süründürdükleri için her ikisini de sevmem. Birisi siyasetle gazeteciliği birbiriyle harmanlaştırmaya çalışan ancak her ikisini de yapmayı bir türlü beceremeyen kağıt üstünde başkan, diğeri ise AKP’nin faşizan uygulamalarından bihaber, ha bire muhalefete sallayan hasbelkader genel yayın yönetmeni…

   Birisi Cemiyet ve Federasyon makamına “İki koltukta bir karpuz” misali sıkıca yapışan ve bu makamları siyasete alet eden, diğeri ise “Biz Ege’de yandaş medyayız” dedirten cinsten yayınlar yapan gazetenin başında.

   Yani al birini vur ötekine durumu.

   Neyse…

   Bugün bu iki “çok değerli” zat Atilla Sertel ve Şebnem Bursalı birbirlerine girmişler.

   Olay, İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Reşat Yörük’ün yapılan bir haber nedeniyle Yeni Asır muhabiri Tolga Tekin’i “tehdit” ettiği iddiası. Huyu kurusun “Aziz’in gözbebeği” olan Reşat’ın bu yönlerini elbette ben de az çok bilen gazetecilerdenim. Hatta arşivime bakarsanız bu “kötü” huyunu geçmişte yazmışlığım da vardır.

   Şebnem Bursalı bugün bir yazı kaleme aldı. Yazısında Tolga Tekin’i “tehdit” ettiği iddia edilen Reşat Yörük’le ilgili Cemiyet adına açıklama yapması beklenen Atilla Sertel’in "Suç duyurusunda bulunursan açıklama yaparım" diyerek “şartlı” destek vermeyi kabul ettiğini ve Sertel’in olayı “şahsi mesele” olarak gördüğünü dile getirdi.

   Reşat Yörük ve Tolga Tekin arasında geçtiği iddia edilen “tehdit” içerikli konuşmanın gazetecilik mesleği bağlamında değil “şahsi mesele”den kaynaklandığı için Atilla Sertel’in görev alanına girmediği anlaşılıyor.

   Peki bu yaklaşım doğru mudur?

   Elbette değildir!

   Neticede “gazetesinin yayın politikasını beğenir ya da beğenmezseniz” Tolga Tekin bir gazetecidir. Reşat Yörük ise yapılan o haberin muhatabı olan İzmir’in en büyük kurumu Büyükşehir Belediyesinin basın danışmanıdır. Bir gazeteciye yapıldığı iddia edilen böylesine “çirkin” bir harekete tepki koymak, o gazetecinin haklarını korumakla mükellef olan Cemiyetin de asli görevidir. Aksi halde o cemiyetin kapısına kilit vurmak en akıllıca hareket olur.

   Yeri gelmişken hatırlatmak gerekir ki,

   Yüzlerce farklı görüşteki üyeyi bünyesinde barındıran İzmir Gazeteciler Cemiyeti CHP veya bir başka siyasal partinin şubesi değildir. Tarafsız kalması gereken bu kurum son zamanlarda ne yazıktır ki Atilla Sertel’in “politik” istikbalinin aracı haline gelmiştir.

   Bu durum İzmirli demokrat, sosyal demokrat birçok gazeteciyi, İGC üyesini de rahatsız etmektedir. Ancak aynı yerel seçimlerde olduğu gibi İzmir’i AKP’ye teslim etmeme anlayışı cemiyet seçimlerini de etkilemiştir. Yeni Asır’ın başına getirilen zatın solcuların tüm kutsal değerlerine yaptığı ucuz saldırılar, ne yazık ki Tolga’nın iyi niyetle yaptığı veya yapacağı haberleri bile yok hükmüne getirmektedir. Öte taraftan bu durum ne yazık ki Sertel’in de beslenme kaynağı haline gelmektedir.

   Özetle ‘’tencere dibin kara benimki senden kara” durumu bu olayda ortaya çıkmıştır.

   Not: Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş Kanal 35 TV tarafından işten çıkartıldı. Sevgili Hasan’ın neden işine son verildiğinin gerekçesini açıklamasını bekliyorum. 

 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Romantik Asansör Pozları Olay Oldu

Uzak Şehir’in Alya’sı Sinem Ünsal, sevgilisi Berk Cankat ile hasret giderdi. Dizi çekimleri nedeniyle sevgilisinden uzak kalan güzel oyuncu, romantik asansör pozuyla hayranlarından tam no...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...

Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, hem fiziksel hem de duygusal değişimlere yol açabilir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR