Levent Piriştina babasının oğlu mu?

   6 Mayıs'taki anmaya gelmedi, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda "gerek yok" diye kutlama ilanı bile vermedi, 2 Temmuz Madımak Katliamı'nda hiçbir yerden mesaj yayınlamadı. Kutlu Doğum Haftası'nı kutladı. Ramazan ayı nedeniyle "İslam alemine" mesaj gönderdi.

   İşte Nisan ayında koltuğa oturan CHP'li olduğu iddia edilen Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina.

   Bu Başkan göreve geldiğinden bu yana CHP iktidarı döneminde gelenleri sürgün ediyor işlerinden etmeye çalışıyor.

   1 Ocak'ta ise CHP döneminde işe alınanların çok büyük bölümünün kapıya konulacağını biliyorum.

   Çünkü kendisiyle birlikte eğlence sektöründen gelenlerin CHP ile ilgileri olmadığı gibi Deniz Gezmişler veya Sivas'ta yanan aydınlara karşı hiçbir duyguları olmadığı aşikâr. Bir-ikisiyle sohbet ederseniz bunu neden yazdığımı anlayacaksınız. Hatta bir adım daha ileriye gideyim; onlar için Denizler, Hüseyinler, Mahirlere düşman olmak daha içsel bir durum olabilir...

   Bu projeyi Buca'da hayata geçiren başta "Gürseller" olmak üzere Kemal Kılıçdaroğlu'nun duygularını paraya tahvil etmiş yakınlarını, yöneticilerini Allah'a değil, Ekmeleddin İhsanoğlu'na havale etmek lazım.

   Nedeni de çok açık. Ekmeleddin İhsanoğlu bile Levent Piriştina ve yanındakilerden daha sağlıklı sıhhatli açıklamalar yapıyor. İhsanoğlu, Alevilere  “Alevi realitesi, varlığı, Anadolu’nun sosyolojik bir realitesi. Mevlana olmasa, Hacı Bektaş-ı Veli olmasa, Yunus Emre olmasa Anadolu 1000 sene Türk olmazdı” mesajını yolluyor. Piriştina gibi CHP'liyim diyerek daha sonra tam tersi davranışlarla insanları aldatmıyor.

   Mersedes'in CD Çalar'ı yokmuş. Vah ki ne vah!

   Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, makam arabasını sanki belediyede makam arabası yokmuş gibi son model bir Mersedes ile değiştirdiğinde haber yaptık.

   Maaşına konulan hacizi ise bizden başka haberleştiren olmadı. 

   Kendisine röportaj için gidenler "aman iyi ilişki" kurayım diye bunları sormuyor. Son bir röportajda deneyimli gazeteci Gönül Soyoğul sadece makam arabasını sorabilmiş. O da merhamet ölçülerini Levent Piriştina'dan yana kullanmış. Hem de fazlasıyla.

   Piriştina sanki Buca-Mar şirketi zorda değilmiş gibi sanki kiralama ücretinin belediye şirketinden çıkmıyormuş gibi Mercedes'i savunmuş. Savunurken de bunları yazanlara magazinci demeye getiriyor aklı sıra. Siz tuvaletleri şirketinize gelir olsun diye ihaleye çıkarırken, bu şirketin kaynaklarıyla bu otomobili kullanmanız ne derece doğru.

   İlk iş olarak makam aracınızı Türkiye'nin en pahalı arabasına dönüştürmenizin sizin olaylara nasıl baktığınızın bir işareti olarak görmekten daha doğal ne olabilir.

   AKP'li belediyelerle ilgili CHP'li milletvekilleri makam araçları ile ilgili soru önergeleri verirken, sizin bunu yapmanız doğru mu?

   Peki kim bunları soracak

   Bir sözüm ise bilim adamı sıfatıyla nam yapan Levent Köstem ile Oktay Gökdemir'e... Geçen dönem Buca'da üç fidan anıtını kazandıran, 1 Mayıs'ı, 6 Mayıs'ı 2 Temmuz'u es geçmeyen 19 Mayıs'ı ise Buca'nın onuruna yakışır biçimde kutlayan Ercan Tatı'ya karşı verdiğiniz anlamsız mücadeleyi bu dönem nasıl sürdüreceksiniz.

   Levent Köstem'in beş yıl önce Başkan seçilen Ercan Tatı'nın daha görevinin ikinci ayında "Cemil Şeboy'un tırnağı olamadı" diye demeç verdiğini herkes biliyor. Alın size Levent Piriştina. Bakın söylediklerine elle tutulur bir nokta görebiliyor musunuz?

   Hala bir projeyi söylemek yerine "Bucayı uçuracağını" söylüyor. Hala seçim atmosferinden çıkmış değil.

   Yoksa sizin için de Sivas'ta diri diri yakılan aydınlarımızın hiçbir önemi yok. Eğer böyle değilse neredesiniz.

   Belediye Başkanı'nın yanında gezen ilçe Başkanı Bektaş Gül'ü zaten dikkate ve ciddiye almıyorum.  Onu seçenler düşünsün. 2 Temmuz'da Gölet'te Sivas'ı anma yerine kutlama yemeğine gittiğine göre onun hesabını partililerine verir.

   Ama Başkan Yardımcısı seçilen Murat Işık'ın 2 Temmuz'u hiçe sayan biri ile nasıl 5 yıl çalışacağını merak ediyorum. İlkeleri ile ayakta kaldığını söylüyordu zira. Bakalım onun için bundan sonraki günler nasıl geçecek.

   Babasının oğlu olmak öyle basit bir olgu olarak düşünülmemeli.

   Babası o konuma gelirken, Aziz Nesin'den Behice Boran'a, Bülent Ecevit'ten M. Ali Aybar'a kadar birçok önemli politikacı ile dostluk yaptı. Levent'in bir tanesini bile okumadığına emin olduğum 3 bin'in üzerindeki kitabını Kent Müzesi'ne bağışladı.

   Babadan politika öğrenenlerin başarılı olanlarına tanık oldum. Ama Allah korusun; Levent Piriştina'nın  politik sonunun Tevfik Alyanak'a benzemesi ihtimali de yüksek böyle giderse...

   Özür dilemeyin istifa edin

   İzmir Basmane’de önceki gün 2 Temmuz Madımak katliamı anması protesto edilmek istendi. Gelin görün ki Türkiye’nin hiçbir yerinde hatta Sivas’ta bile en küçük bir olay yaşanmazken İzmir polisinin yaptıkları ülke gündemine taşındı.

   Polisin akla ziyan şiddetini Ege’nin Sesi olarak haberleştirdik. Muhabir arkadaşımız Sinem Taş’ın yaptığı “Polisten Eylemcilere Ölünüzü S…..” iddiası başlıklı özel haberimiz ise yine Ülkenin önde gelen medya kuruluşlarının manşetine taşındı.

   Olaylar sırasında Polisin yere düşürdüğü yaşlı bir yurttaşa şiddet uygulamasın, acımasızca tekme atması ise en çok tepki toplayan görüntülerden birisiydi. Olayın ardından İzmir’in başına kara bulut gibi çöken Vali Mustafa Toprak kayıplara karıştığı için yardımcısı “özür” açıklaması yaptı. Ama yetmez!

   Kente “Vali” olarak atanan ancak bu kutsal görevi eline gözüne bulaştıran Mustafa Toprak’a çağrıda bulunuyorum.

   Mümkünse tasınızı tarağınızı toplayın ve bırakın bu kentin yönetimini. Çünkü adınız çıktı dokuza inmez sekize. Bu kentin büyük çoğunluğu sizi devletin değil AKP’nin valisi olarak tanımlıyor.

   Daha da önemlisi bu Kentin halkı sizin artık siyasi taraf tuttuğunuzu ve eşitlik anlayışından uzak, adalet duygusundan yoksun olduğunuzu konuşuyor.