CHP’li Başkanların ilk icraatı; İşten atmak ve Sürgüne göndermek…

   Yerel seçimlerin üzerinden çok değil henüz 2 ay geçti. İzmir’de seçimlere 29+1 ilçe kazanacağız iddiasıyla giren ancak yarıştan 22 Belediyeyi kazanarak çıkabilen CHP’li Belediyelerin gündeminde işlerinden atılan CHP’li işçiler var.

   Evet yanlış duymadınız CHP’li Başkanlar işlerini bırakmış CHP’li çalışanların peşine düşmüş.

   Başta Karabağlar, Karşıyaka, Buca, Dikili olmak üzere birçok Belediye’de yeni gelen Başkanların ilk icraatları arasında önceki döneme ait kadroları ya işten atmak ya da sürgün etmek var.

   Yani “CHP’li CHP’linin kurdudur” vakası var İzmir’de!

   İl Başkanı ve ilçe örgütlerinden de “Yahu Başkan harcamaya çalıştığın bizim partilimizdir. Nedir bu öfke?!” diye bir girişim de yok.

   Elbette çalışmayan varsa yol vereceksiniz buna kimsenin de itirazı olmaz ama çalışan ve emek sarf edeni işten atmak veya sürgün etmekte neyin nesi anlamak mümkün değil.

   Belediye Başkanlarının yaptığına ilçe başkanları sadece susmakla yetiniyor. Örneğin Buca İlçe Başkanı Bektaş Gül’ün “Partiliyi atıyor ama bir başka partiliyi de işe alıyor” açıklaması oldukça düşündürücü. Sanki insanların ekmeğiyle oynamak normal bir işlemmiş gibi.

   Konak’ta bildiğiniz gibi büyük umutlar ile başkanlık koltuğuna oturtulan Sema Pekdaş, öylesine bir öfke örneği gösterdi ki inanılır gibi değildi. Bir dönem CHP’den belediye başkan adayı olan eğitimi, nezaketi, partilileriyle ilişkileri açısından örnek olan Hakan Düzdemir’i çöp arabasına sürdü. Üniversiteli çöpçü Düzdemir’in bir günlük çöp arabası deneyiminin ardından basına malzeme olan Pekdaş’ın çok yakınındaki arkadaşları bile bu uygulamayı pek beğenmedi ama Pektaş’a söyleyemedi.

   Balçova’da ise önceki gün akıllara zarar bir açıklama geldi. Partinin Balçova’daki kurucularından Basri Sarıkaya’nın 20 yıllık memur olan kızı Elif Sarıkaya Balçova Belediye Başkanı M. Ali Çalkaya’nın psikolojik tacizine uğradı. Herkesin önünde Elif Sarıkaya’ya “Defol seni burada istemiyorum. Kendine bir yer bul” sözleriyle sarsılan Elif Sarıkaya geçirdiği travma sonrası Dokuz Eylül Üniversitesi’nden rapor aldı Konu Polise intikal etti. Birçok çalışanın gözü önündeki bu olay Balçova’da ilk değil. Daha önce de başka partili çalışanların benzer durumlar yaşadığı da biliniyor.

   Karabağlar Belediyesi’nde ise bazı birim müdürlerinden sonra Eski CHP İl Sekreteri olan  Zikri Dursun ve eski ilçe başkanı Halil Serbeş kendisini kapının önünde buldu. Öyle ki çalışmalarına ve üretmelerine rağmen işten atıldılar.

   Karşıyaka’da gençlik kolu başkanıyla birlikte yaklaşık 30 kişinin “Bankamatik” olduğu gerekçesiyle işine son verilirken, ayrıca Güzelbahçe ve Narlıdere Belediyesinde çeşitli gerekçelerle işten atılmalar yaşandı. Buca’da ise tam bir felaket yaşanıyor.

   Eski Başkan Ercan Tatı’ya yakınlığı bahane edilen birçok çalışan sürgün edildi. Belediye Başkanı maaşı eski borçları sebebiyle haciz işlemine tutulan Levent Piriştina’nın Mali İşler Müdürlüğü’ndeki toplu sürgünü de cabası oldu. Buca belediye Meclis Üyesi olan bir arkadaşım ile yaptığım görüşmede, Piriştina’nın borç miktarı konusunda bazı iddialarda bulundu. Bunları sizlerle daha sonra paylaşacağım. Ancak görünen o ki, Cemil Şeboy’a yakın isimlerle işbirliği yapan Piriştina, 19 Mayıs’ı kutlamak yerine Kutlu Doğum Haftasını yeğlerken, CHP’lilere yönelik cadı avı da sürecek gibi.

   Urla’da koltuğa oturan Sibel Uyar’da diğer başkanların yolundan gitti. Uyar ilk icraat olarak Belediye bünyesindeki tiyatrocuları işten çıkartmak istemesiyle başladı. Olayın basında geniş yer almasıyla birlikte bu fikrini şimdilik askıya aldı ancak yaklaşık 70 işçinin işine de son vermekten kaçınmadı.

   Dikili’den de güzel haberler gelmiyor. Adnan Keskin’in dayatmasıyla yeni seçilen Belediye Başkanı Mustafa Tosun’un çalışanların giyim kuşamını mercek altına alması sosyal demokrat bilinen bir belediye için oldukça şaşırtıcı bir uygulama olarak görülüyor. Başkana yakın olduğu belirtilen ve Belediye’de görevinin hala ne olduğu anlaşılamayan Tamer Topçu’nun da çalışanlar üzerinde baskı kurduğu ve çalışanların bilgisayarlarını kontrol ettiği iddiaları var. Dikili’de bazı çalışanların da Osman Özgüven taraftarı oldukları gerekçesiyle sürgün edildiği belirtiliyor.

   Büyük vaatlerle belediyeleri kendisi gibi CHP’li olan isimlerden devralan başkanların iki aylık uygulamaları “Üç mektup” hikâyesini anımsatıyor. Birinci mektup açıldı ve eskiyi suçlayarak yola çıktılar. Kadro değişikliklerini yaparken doğru ile yanlışı ayıramayan başkanların önümüzdeki günlerde kendi getirdikleri isimleri de gönderdiklerini görürseniz şaşmayın. Çünkü bazı belediyelerde öylesine atamalar yapıldı ki, sadece eski başkanların çalışmayı tercih etmemesinden dolayı bazı isimler yönetici yapıldı. Sabredip bunları da göreceğiz…

   AKP’li Meclis Üyeleri

   İzmir’de Belediye Meclisi toplantılarında AKP’liler garip bir huy edindi. AKP’liler herhangi bir tartışma esnasında Meclisleri terk etmeye başladılar.

   Büyükşehir ve Buca Meclisi başta olmak üzere en küçük bir tartışma veya eleştiri sırasında çareyi salonu terk etmekte bulan AKP’lilerin bu davranışına akıl sır erdirmek mümkün değil. Çünkü henüz seçildiklerinin iki ayında meclisi terk eden üyelerin kent adına nasıl hizmet edeceği şimdiden soru işareti olarak karşımıza çıkıyor.

   Geçtiğimiz hafta Büyükşehir Meclisinde de aynı tavır ortaya çıktı. CHP’li Meclis üyelerinin eleştirilerine dayanamayan AKP’liler salonu terk etmeyi yine görev edindi.

   Seçmenin oy vererek görevlendirdiği üyelerin bu tavrı bakalım nereye kadar sürecek.

   Çiğli’den pis kokular geliyor

   Geçtiğimiz haftanın son gününde İzmir’de siyasetin gündeminde CHP Çiğli’de yaşanan yönetim krizi vardı. İlçe yöneticilerinin istifasıyla birlikte ilçenin yönetiminin düşmesi gündeme damgasını vurdu.

   İddialara göre İlçe Başkanı Nihat Gültekin ile yıldızı barışmayan Çiğli Belediye Başkanı Hasan Aslan’ın bazı yöneticilerle Belediye Binasında toplanarak çeşitli pazarlıklar yaptığı ve alınan istifa kararlarında etkili olduğu belirtiliyor. İzmir’den sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray’ın da yaşanan duruma tepki gösterip karşı çıkmasına rağmen böyle bir siyasi sürecin izlendiği konuşuluyor.

   Yani Belediye Başkanının demokratik biçimde seçilen örgüte müdahalesi söz konusu. Bakalım İl Başkanı ve Genel Merkez yöneticileri bu iddialar karşısında ne yapacak?

   Çiğli'yi izlemeye ve yazmaya devam edeceğiz...