Yukarı
1

Sinan Kara

İzmir Valisi ‘Basın Kanunu’nu Biliyor mu?

02 Haziran, 2014

   Malumunuz önceki gün Türkiye’nin dört bir tarafında Gezi Eylemlerinin yıldönümü nedeniyle protestolar yapıldı. İzmir Alsancak’ta da çok sayıda eylemci yaşamını yitiren gençler için bir araya geldi. Polisin yine her zamanki gibi ölçüsüz şiddeti burada da kendini gösterdi. Çok sayıda eylemci gaz, jop ve şiddete maruz kaldı.

   En ilginç olanı ise polisin eylemcilere karşı “Allah Allah” sesleriyle saldırıya geçmesiydi. Sanırsınız ki ortada uluslararası bir savaş, karşılarında ise “düşman askerleri” var.

   Yani Polisin tutumunu görünce “Kimseye acımayın” talimatının verildiği o kadar aşikâr ki.

   Bir başka dikkat çeken nokta ise polislerin gazetecilere karşı sergilediği “kanunsuz” uygulama. Gazetemizde kameraman olarak görev yapan Mustafa Gezgin’in yaşadıklarını buna en güzel örnektir.

   Alsancak’ta tahmini olarak 8-10 yaşları arasında bir çocuğu gözaltına almak isteyen Polisleri çekmek isteyen Mustafa’ya anında bir sivil “Çekme. Başka şeyleri çek. Sarı Basın kartın var mı?” diyerek engel olmaya çalışıyor. Mustafa ise gazete kimlik/tanıtım kartını gösteriyor. Polise o görüntünün çekilmemesi için bu kez “Bu kart olmaz Sarı Basın kartı olacak” diye engel olmayı sürdürür. Nihayetinde kısa bir süreliğine de olsa bizim Mustafa o küçük çocuğun gözaltına alınışının görüntüsünü almayı başarır.

   Şimdi buradan İzmir Valisine ve Emniyet Müdürüne soralım.

   Sizin gerçekten Basın Kanunundan haberiniz var mı?

   Kanunun hangi maddesinde muhabirler için “sarı basın kartı taşımak” zorunluluğu var?

   Devletin Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünde, Basın İlan Kurumunda, Basın Savcılığında, Maliye, SGK ve resmi kayıtlarda tescilli bir gazetenin muhabirinin tanıtım kartını siz ve eğitimsiz Polisiniz hangi gerekçeyle reddediyorsunuz?

   Ve “Sarı Basın kartını” gösterenleri dahi dikkate almayan sizler kanun koyucu musunuz yoksa var olan kanunları uygulayanlar mısınız?

   Gazeteciler üzerinde hukuksuz ve keyfi tutumunuz daha ne kadar sürecek?

   Polis “görev yapıyoruz” gerekçesiyle gazeteciye engel olurken, gazetecinin yaptığı işi “görev” saymıyor musunuz?

   Ayrıca şunu da belirtmeden geçmeyeyim. Batılı ülkelerde gazeteciye kartını devlet değil gazeteci örgütleri verir. Etik açıdan Devlet bu işlemin dışında tutulur, çünkü devletin gazetecisi olur çıkarsınız. Tıpkı Türkiye’de özellikle de “yandaş” medya da olduğu gibi.

   Yunus Karakaya ve “Yandaş”lık…

   Kentimiz gazetecilerinden Yunus Karakaya Yeni Asır gazetesine transfer olmuş. Hayırlı, uğurlu ve bol kazançlı olsun!

   Karakaya ilk yazısına başlarken “yandaş” ilan edilirim kaygısı nüksetmiş.

   Başlangıç yazısında şöyle diyor ;

   Öncelikle Yeni Asır ailesiyle birlikte olmanın mutluluğunu sizlerle paylaşmak isterim.

Bundan sonra elimizden geldiğince, gücümüzün yettiğince yazılarımla sizlerle birlikte olacağım.

   Artık "Kralın çıplak " olduğunu söylemenin zamanı geldi ve geçiyor bile. Tabii doğruları ve gerçekleri yazdığımız için, zaman zaman "yandaş" olmakla suçlanacağım, zaman zaman başka yaftalar da yapıştıracaklar. Ama şundan emin olun, her geçen gün kan kaybeden İzmir'de bazı gerçeklerin yazılması şart. Tarafıma yapılacak tüm eleştirilere kalbimiz, gönlümüz, yüreğimiz açık ama yapıcı olmak kaydıyla. Küfür ve hakarete varan eleştiriler olursa ona da elbette aynı dilden verilecek cevabımız da vardır.

   Şimdi müsaadenizle bende oluşan düşünceyi paylaşayım.

   Yunus Karakaya her ne kadar “Artık ‘Kral Çıplak’ demenin zamanı geldi” dese de, ben o gazetede böyle bir şey yapamayacağı düşüncesindeyim.

   Öncelikle o gazetenin bağımsız ve özgür bir gazete olması gerekir ki Karakaya herkese “Kral Çıplak” diyebilsin. Başbakan ve AKP hükümetinin emrinde olan bir gazetede Yunus Karakaya’nın Başbakan'a da “Kral Çıplak” diyebilme şansı acaba var mıdır?

   Elbette yoktur!

   CHP’ye küfreden AKP’ye ise her çeşit yağı kullanmaktan geri durmayan bir Grup Temsilcisinin denetiminde, herkese ama herkese “Kral Çıplak” diyebilme özgürlüğü verilir mi?

   Hasbelkader bunca yıl gazetecilik yapmış olan Yunus Karakaya’nın ülkede “Tek Kral”ın Recep Tayyip Erdoğan olduğu gerçeğinden haberi yok mudur?

   Özetle bile bile lades durumudur bu.

   O yüzden Yunus Karakaya’nın “Bana Yandaş derler” kaygısı taşımasına hiç gerek yok. Çünkü zaten “Yandaş” olmuş durumda.

   Tabii ki tercihlere saygı duyulmalıdır ama o tercihin de bir masumiyeti ve toplumsal kabul görmüşlüğü olmalıdır.

   Neyse…

  Karakaya’nın yazılarını takip edip, kimlere "Kral Çıpkal" dediği gerçeğini göreceğiz ve bu köşede yer vermeye devam edeceğiz, umarım yanılan bizler oluruz.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ata Demirer'den Özge Borak açıklaması

Komedyen ve oyuncu Ata Demirer, 'Eyyvah Eyvah' film serisinin bitme nedeninin eski eşi Özge Borak ile ilgisinin olmadığını söyledi.

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Kafein faydalı mı zararlı mı?

Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında…  Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı iyileştirmeye yardımcı olabileceğine dair çalışmalar var.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR