Yukarı
1

Sinan Kara

Soma’nın Gözyaşları…

16 Mayıs, 2014

   Toplum olarak ne garip bir hale geldik, getirildik. Ülkenin her yerinde ölümler, acılar kol geziyor ve bizler ise bu acıları kanıksayan bir güruh olarak ortalıkta geziniyoruz. Hafızalarda sanki olması ve yaşanılması gerekiyor gibi bir algı oluşturulmuş durumda. Bazıları bu duruma alın yazısı, kader ve Allah’ın takdiri gibi yorumlarda bulunmayı da mazeret ve gerekçe olarak öne sürüyor.

   Aslında bu mazeretin bir kaçış ve bahane olduğu gerçeğini hepimiz iyi biliyoruz. Lâkin “tedbirini al takdiri de Allah’a bırak” demeyi bile hatırlayamayacak kadar köreldik.

   Somalılar ölülerine ağlıyor. AKP’nin bilim ve mantığı reddeden kafa yapısı bu duruma “Allah’ın takdiri” dese de ortada bir cinayet olduğunu anlayamamak için illa ki AKP’li olmak mı gerekiyor!

   Örneğin Başbakan denilen kişinin 1800’lü yılların İngiltere’sinden verdiği örnek gibi. Günün koşullarını bile kavrayamayacak halde olanların, güya 2023’ü düşünmeleri sizce de garip değil midir?!

   Kaldı ki “teknolojik devrimler yapıyoruz”, “Çağın ötesindeyiz” diyenler yine bunlar değil miydi?!

   Oysa ki bırakın çağın ilerisini ortaçağın gerisinde olan bir anlayışın varlığıyla yüzleştik. Ve kriz masası bile olmayan bir hükümetin iflâs edişini gördük.

   Bu saatten sonra kıvırmanın, eğip bükmenin kimseye faydası olmaz. Soma’da cinayetler işlendi ve bizler de bu cinayetleri gördük. Apaçık tanığıyız.

   Özetle, yaşanan bu ölümler kader değil bir aymazlığın, beceriksizliğin, fırsatçılığın ve rantın tezahürüdür.

   Asıl kadersizlik, Başbakan olduğunu zanneden birinin ölü yakınlarına derebeylik yapması, dövmesi, tokatlaması ve bu ülkeyi “zoraki” yönetiyor olmasıdır.

   Somalılar ölülerine ağlıyor ve onların gözyaşları vicdanı olmayanların adaletine teslim edilmiş durumda. Bu anlamda sorumluluğu olanlar bu işten sıyır mı sorusu yine aklımıza takılıyor.

   Roboski, Reyhanlı, Kocaeli Tren kazası, Gezi’de işlenen cinayetler, madenler, tersaneler ve fabrikalardaki iş cinayetleri, yolsuzluklar, özgürlükler ve sendikaların baskı altına alınması gibi tecellisi olmayan bir düzende Soma’dan Adalet beklemek ne kadar gerçekçi olur?!

   Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarını kaybedenlere sabır ve başsağlığı diliyorum.

   Geçmişte yayınlanan bir haberle ilgili olarak, bugün bir okur tarafından iletilen geçmişe dair bir haberi aynen sizlerle yeniden paylaşmak istiyorum…

   BUGÜN SOMADA YANGIN VAR...YARIN ALİAĞADA FELAKET(İNİZ) OLURSA AZİZ HİÇ Mİ VİCADANIN TİTREMİYECEK? LÜTFEN ÇOK GEÇ DEĞİL…

   Bir süre önce Aliağa'da yapımı süren termik santralin yasal olduğu yönünde açıklama yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven'den tepki geldi; “Belediye başkanlarını baskı altına alma” dedi.

   Aliağa’da kurulmak istenen termik santraller, Aliağa Demokrasi Meydanı’nda yapılan açıklamayla protesto edildi. Bakırçay Belediyeler Birliği, bazı ilçelerin kent konseyleri, Aliağa ve Menemen Demokrasi Platformu bileşenleri tarafından yapılan açıklamada, ilçenin yeni kirlilik yüklerini kaldıramayacak durumda olduğu vurgulandı.

   Eyleme, 1990’larda termik santrale karşı yürütülen mücadelenin önder isimlerinden Eski Aliağa Belediye Başkanı ve 22. dönem İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, Eski CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, EGEÇEP, FOÇEP, Kent Konseyleri gibi kitle örgütleri ve çok sayıda çevreci de destek verdi. “Gerekirse canımızı veririz” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun önceki gün Termik Santral konusunda "Başkan Oğuz'un nokta kadar suçu yoktur, santral yasaldır" açıklamasına atıfta bulunan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven; “Ne yazık ki belediye başkanlarımızı baskı altına alan bir başka belediye başkanımız var” dedi.

   Özgüven; "22 yıl önce de Belediyeler Birliği vardı. Bugün de var. O gün devlet termik santral kurmak istedi. Biz kurdurmadık. Bugün özel sektörün kurmak istediği termik santrale izin vermemizi istiyorlar. Asla izin vermeyeceğiz. Biz Aliağa'da termik santral olmaması için gerekirse canımızı bile vermeliyiz. Biz ilerleyen yıllarda belki bu dünyada olmayacağız. Ama bu topraklarda torunlarımız yaşayacak. Bizim yaşamamızı isteyenlere karşı. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeliyiz. Ve hepimiz söz vermeliyiz" dedi.

   Özgüven: Bizi idam ediyorlar

   Özgüven; "Yapılan açıklamada Bakanlık böyle istiyor' denmiştir. Şimdi soruyorum, yasaları çıkaranlar kimler? Bir İdam yasası vardı insanlar idam ediliyordu. Bu yasaya göre. ‘Ne yapalım yasa böyle, adamı idam ettik’ deniyordu. Şimdi bizi yine idam ediyorlar. Okey mi diyeceğiz yani. Yasalar toplum aleyhine çıkarıldıysa, ne kadar güzel mi çıkardınız diyeceğiz. Tabii ki karşı çıkacağız. Biz buna karşıyız ve karşı olduğumuzu da alanlarda haykıracağız" diyerek tepkisini dile getirdi.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ata Demirer'den Özge Borak açıklaması

Komedyen ve oyuncu Ata Demirer, 'Eyyvah Eyvah' film serisinin bitme nedeninin eski eşi Özge Borak ile ilgisinin olmadığını söyledi.

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Kafein faydalı mı zararlı mı?

Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında…  Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı iyileştirmeye yardımcı olabileceğine dair çalışmalar var.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR