Kocaoğlu 'Yalana Şerbetli' oldu...

   Dün gazetemizden duyurduğumuz “Büyükşehir Gezicilerden Şikayetçi oldu” haberimiz yurt çapında büyük ses getirdi.

   Olayı bir kez daha özetlersek;

   İzmir’de yapılan protestolara katılan çoğu çocuk yaştaki eylemcilerin dün Bayraklı Adliyesi'nde duruşması vardı. O duruşmaya katılan Avukatlardan birisi olan Süleyman Karadağ sosyal paylaşım sayfasından “An itibariyle İzmir Buüyükşehir Belediyesi Gezi direnişine katılan çocuklardan SİKAYETÇİ oldu. Yazık...” diyerek tepkisini dile getirmiş ve biz de bir okurumuz tarafından bu paylaşımdan haberdar edilmiştik. Ve olayı hemen haberleştirmiştik.

   Konuyla ilgili yaptığımız bu haberi anında gören ulusal haber sitelerinin gösterdiği cesaret ve duyarlılığı maalesef İzmir’in bilinen bazı haber siteleri ve gazeteleri gösteremedi. Bazıları da reklâm kaygısından olacak ki Manipülasyon yoluna gitmeyi tercih etti.

   Sonraki aşamada Kocaoğlu devreye girdi ve twitter sayfasından “Gezi direnişine katılan gençlerden davacı olduğumuz yolundaki haberler kesinlikle doğru değil.” diyerek olayı inkâr etti.

   Elimize ulaşan duruşma tutanaklarından yola çıkarak olayın doğru olduğundan emin olduğumuz için Kocaoğlu’nun yaptığı açıklamanın gerçekle örtüşmediğini ısrarla yazdık.

   Ve dananın kuyruğunun koptuğu aşamaya bugün geldik.

   Medya ve kamuoyunda olayın giderek büyüyeceği endişesi üzerine bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi Hukuk Bürosu eyleme katılan çocukların yargılandığı mahkemeye başvurarak “Şikayetten Vazgeçtik” dilekçesi verdi. Yani Kocaoğlu’nun “Şikayetçi olmadık” sözünü kendi hukuk bürosu ortaya çıkarmış ve yalanlamış oldu.

   Öncelikle bu olayda sorumlu ve demokrat bir yurttaş sorumluluğuyla hareket eden Av. Süleyman Karadağ’a eylemci çocuklar adına teşekkür ediyorum.

   Öte yandan Aziz Kocaoğlu’nun yaptığı yanlışlar ise bir kitap doldurabilecek düzeye gelmiştir.

   Daha önce aynı manevraları TOMA’ya su verme olayında gösteren Kocaoğlu’nun “Yalanla İmtihanı”nı bu olayda da bir kez daha ortaya çıkarmış olduk. Şahsen “Denize düşen Azize sarılır” düşüncesiyle oy verdiğim Kocaoğlu’nun yanlışlarını eleştirmeye ve elbette ki iyi yanlarını da söylemeye devam edeceğiz.

Reklâm alabilmek uğruna Kocaoğlu’nu üzmeyen, hatta yaranabilmek adına konuyu özünden çıkartıp “bel altı” vuruşlar üzerinden gitmek isteyen medya maymunlarına ise söylenebilecek son sözü, gerçekleri gören ve tarafsız gözle bakan Halk söyleyecektir. Bundan da oldukça eminiz.

   Bu olayın sevindiren yönü, o eylemci çocukların ileride hayatlarına son derece olumsuz etki yapacak “Tazminat” davalarından kurtulmasıdır.

   Eğer birazcık empati yaparsak, bu çocuklardan bazılarının ya da büyüklerinin bir zamanlar Aziz Kocaoğlu’na yapılan operasyonlar sırasında Adliye kapısında Kocaoğlu’nun lehine slogan atanların olabileceği ihtimalini de kimsenin göz ardı etmemesi gerekir.

   Sözün özü;

   Bu olaydan ders çıkarması gereken “Halkını kandırmaya çalışan” Aziz Kocaoğlu’dur.

   Çıkarır mı?

   Daha önce birkaç kez yanıldığımız için garantisini veremiyorum.

   Bu nokta da aklıma Kocaoğlu’nun bir kongre esnasında söylediği o meşhur “Adam mısın Şalgam mısın?” sözü takılıyor.

   Acaba diyorum;

   Şu an birileri bir yerlerde, bu denli çabuk “Manevra” kabiliyetine sahip olan ve sıkıştıkça “Yalan”a başvuran Kocaoğlu için, aynı lafı kullanıyor mu diye düşünmeden de edemiyorum.

   Çünkü Kocaoğlu "Yalana şerbetli" bir hale geldi. Yani çekinmeden yalan söyleyebilen bir kimliğe büründü. O yüzden de yarın ne yapacağının garantisini bugünden vermek imkansız...