Sorumluluktan Kaçmak Çözüm Değil…

   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday belirlemelerinde tam yetki verdiği Aziz Kocaoğlu seçime 30+1 iddiasıyla girmiş, başarı ve başarısızlığın sorumluluğunu da kendisinin üstlendiğini söylemişti.

   Ve seçim sonrasında ortaya çıkan tabloya göre; İzmir’de 2009’da 28 Belediyesi olan CHP bırakın var olanın üzerine koymayı 8 belediyeyi birden kaybetti. Yani elde 22 Belediye kaldı. Ayrıca 2009 seçimlerinden 55.2 oy oranıyla çıkan Kocaoğlu bu seçimlerde 49.6 oy alabildi. Yani kayıp yüzde 5.6 oranında. AKP ise 2009’da 30. 7’den 35.9’a gelmiş, yani yerelde puanını 6 puan birden arttırmıştır.

   CHP İzmir İl Başkanı 2011 genel seçimlerini her ne kadar baz alıp “başarılıyız” diye bir hesap üzerinden gitse de, doğru olan her iki yerel seçim üzerinden bir karşılaştırma yapılmasıdır. Bu seçimler konjonktürel açıdan genel gibi algılansa da, bunun bir yerel seçim olduğu ve yerel sonuçlarının ortaya konulması gerçeği unutulmamalıdır.

   Yani hesap ortada ve bunu eğip büküp başarısızlığın üzerini örtmenin hiçbir mantığı yok. Aziz Kocaoğlu önderliğindeki CHP’nin yapması gereken alınan sorumluluğun gereğini yerine getirmesidir.

   Demokrasinin hakim olduğu ülkeler ve partilerde bu başarısızlığın gereği elbette istifa etmektir ancak bu tür bir adımı Kocaoğlu ve İl Başkanı Engin’den beklemenin imkansız olduğundan hareketle, en azından bir özeleştiri mekanizmasının devreye konulmasını beklemek sanırım tüm CHP’lilerin en doğal hakkıdır.

   Çünkü gerek Kocaoğlu ve gerekse Engin’in ısrarla “başarılı olduk” söylemi inandırıcılıktan uzak olduğu için, parti içerisinde karşılığını bulamamıştır.

   Her iki isim gerçeklere dönecek mi yoksa inatlaşmaya devam mı edecekler. Bekleyelim görelim…

   Sema Pekdaş ne yapacak?

   Hukukçu kimliğiyle Manisa’da işkence gören çocuklar davasında, verdiği mücadeleyle takdir kazanan ve CHP’den Konak Belediye Başkanlığı makamına oturan Sema Pekdaş’ın Hakan Tartan dönemine ait defterleri açtığına dair bilgiler var.

   Eski Başkan Hakan Tartan’ın beş yıllık döneminde bütün hesaplarının araştırıldığı ve birçok yanlışın tespit edildiği belirtiliyor.

   Aslında yapılması gereken de budur. Halkın oylarıyla o makamlara gidenlerin, makamlarını kaybettiklerinde olumlu veya olumsuz manada hesap vermesi de gerekir.

   Şimdi Sayın Pekdaş’ın önünde iki tane seçenek var.

   Birincisi, şeffaf ve hesap verebilirlik anlamında bu işin üzerine gidip diğer belediye başkanlarına ve halka örnek olmak.

   İkincisi ise daha önceki belediye başkanlarının da alışkanlık haline getirdiği gibi dosyaları tozlu rafa kaldırmak.

   Bakalım Sayın Pekdaş hangi yolu tercih edecek?!