Yukarı
1

Sinan Kara

İzmir’e ne lazım ?

24 Mart, 2014

   İzmir’e ne lazım sloganı ile yola çıkan AKP adayı Binali Yıldırım bunun yanıtını da kendisi şöyle veriyor: “İzmir’e Binali Yıldırım lazım” Binali Yıldırım’ın AKP imajının olmadığı afişlerinde ise “İzmir Türkiye’ye lazım” deniliyor.

   Binali Yıldırım seçimlerden aylar önce ismi ortaya atıldığında elbette AKP için önemli bir silah olarak düşünüldü. Ulaştırma Bakanlığı’nda aralıksız görev yapan Yıldırım, iş yapan bir kişi olarak İzmir’e lanse edilirken, sermaye çevrelerinin de tam desteğini almıştı.

   O günlerin atmosferi ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,. Binali Yıldırım’ı İzmir’e gönderdi. Ve Yıldırım da 1414 proje 65 milyar TL yatırım düşüncesini açıklayarak seçim sürecine girdi.  İzmir’de bir metroyu bile yapmayı beceremeyen Aziz Kocaoğlu karşısında güçlü olacak bir Binali Yıldırım,  CHP’nin örgütünü tarumar etmesiyle daha da avantajlı olacaktı.

   Hoşgörü dediler, şiddet gördük

   Binali Yıldırım için seçim önerisi hazırlayan Prof. Dr. Nurselen Toygar ile meşhur Pakdemirli ailesinden Bekir Pakdemli’yi anımsayacaksınız. İzmir’e aşağılayan bir dil kullanılmamasını öneren bu siyaset öğretmenlerine rağmen İzmirli iktidardan hoşgörü göremiyor.

   İzmir’in diğer kentler kadar doğru yatırım alamadığına inanlar yok değil. Ama bu kentte 1414 gibi süslü bir sayıdaki proje ve bunun nasıl yapılacağını bilemediğimiz milyar liralara karşın İzmir’deki seçmenin koyacağı tavır sinyallerini veriyor.

   Beceriksiz Aziz Kocaoğlu mu becerikli Binali Yıldırım mı?

   500 yıla yakın mahkumiyet istenen Aziz Kocaoğlu’nun hala masum olduğuna inanlar, evlerinden ayakkabı kutularında istiflenen paralar çıkan, kasaların adetleri birden fazla olan bakan çocukları mı seçim kazanacak?

   İşte İzmirli seçim atmosferinde bol keseden atılan projeler, satılan hayaller ile yolsuzluklar bir yanda yaptıkları işlerde beceriksiz, parti içindeki iradeye saygısız Aziz Kocaoğlu ve ekibi arasında sıkıştı kaldı.

   Ben bu noktada AKP’nin “İzmir Türkiye’ye lazım” sloganı ile başından ayrıştırdığını ifade etmeliyim.

    İzmir sanki Türkiye’nin bir parçası değilmiş AKP gelirse Türkiye’nin bir parçası yapılacakmış gibi bir izlenim doğuran bu slogan AKP’nin en büyük yanlışlarından birisi.

   Bir başka yanlışlık ise şöyle: Bir bakıyorsunuz AKP’li biri çıkıyor “Konya çok güzel, İzmir geri kalmış” lafını ediveriyor.

   O zaman karşıdaki de “Kardeşim git o zaman Konya’da yaşa, benim İzmir’ime dokunma” diyor.

   Anlayacağınız İzmir’e yerleşen Anadolu İnsanı buranın özgünlüğüne dokunana pek geçit vermiyor.

   İzmir’de yaşayan seçmenin ikilem içinde olanları yok değil. Ama bu ikilemdeki dengeyi AKP yönetiminin iş yapan, becerikli tavrı değil, özgürlüklere dokunan, kendisinden olmayanı balkondan indirip yasadışı biçimde polise gözaltına aldırıp Çeşme otoyoluna götürenlere karşı bir tutumu var.

   Ben Taksim’e istediğimi yaparım diyene, Urla’da istediğimi gerekirse SİT derecesini düşürüp yaparım diyene tepkisi var.

   Bu köşenin yazarı olarak Aziz Kocaoğlu’na yönelttiğim eleştiriler nedeniyle zaman zaman okurlarımızdan büyük tepkiler aldığımı biliyorum.

   Ama şunu da biliyorum.

   Kimsenin CHP içerisinde yaşanan aşırı çarpıklıkları görmesine karşın ses çıkarmadığı bir ortamda ses çıkardığım için de tarafsızlığım nedeniyle büyük bir kitle tarafından izleniyoruz.

   Bir kez daha söylemeliyim. Aziz Kocaoğlu gerçekten CHP için bir şans değildir. CHP bu dönemi ileride çok arayacaktır. Parti içindeki eş dost siyaseti, ekonomik rant konuşmaları ayyuka çıkmıştır.

   CHP 2011’deki siyasi atmosferle bu şekilde seçime girseydi 30 ilçenin yüzde 80’ini kaybederdi.

   Şu anda Türkiye’de iktidar ve ana muhalefet partisi büyük bir şımarıklık içindedir. Eksenlerinde halk kalmamıştır.

   CHP’nin ve AKP’nin içerisinde bildiğim, yakinen tanıdığım kişiler vardır. Ancak, isimler üzerinden değil genel üzerinden bir değerlendirme yapılacaksa “İzmir iki cami beynamaz” sözündeki gibi iki partinin şımarık tavrı arasında sıkışmış insanların yaşadığı bir kent gibidir.

   İzmir’e 50 yılda yapılacak projeleri bir yılda yapacakmış gibi gösteren bir anlayış ile bu kenti yaratma konusunda aciz olan bir Aziz Kocaoğlu’na teslim olmuş CHP anlayışı işin en doğru özetidir.

İzmirli seçmen yine de özgürlüklerinin korunması, bu iktidarın çılgınca halk üzerinde kurmak istediği baskının dağıtılması için sandıklara gidip oylarını istemeye istemeye CHP adaylarına verecektir.

   Bu sözlerimden “adayların odun” nitelemesine uzanan bir yanlış anlaşılmaya neden olmak istemem.

   Ancak Aziz Kocaoğlu’nun hoyratça adaylıklar üzerinde kurduğu baskı ile anılacak olan Kemal Kılıçdaroğlu da bu yanlışlığın faturasını ödemek zorunda kalacaktır.

   CHP’ye genel başkan olmak kolaydır. Ama CHP’nin lideri olmak zordur. Kılıçdaroğlu şu anda Genel Başkandır. Lider olma yolunda da önemli bir darbe almıştır.

   İzmirlinin vereceği oylar Aziz Kocaoğlu’na ve CHP’ye kazandıracaktır. Ama ondan sonraki beş yıl hem Kocaoğlu için hem CHP için çok zor geçecek bir beş yıl olacaktır.

   Ben yerel seçim sonuçlarını “Proje konuşarak” değişeceğine inanmak isterdim. Ama Binali Yıldırım ve çevresindekiler kendilerine kayıtsız bugüne kadar oy verenleri partide tutamadıktan sonra geri kalan İzmirliden oy alması maalesef zordur. 

   Diğer tarafta ise İzmir CHP’de 1 Nisan’da parti içinde büyük bir savaş başlayacaktır. Bu savaşın adı da Aziz Kocaoğlu ile gerçek CHP’lilerin savaşı olacaktır.

   AKP ve CHP Mitingi

   İzmir’de bir haftaya iki mitingi birden sığdırdık. AKP’nin “taşıma-toplama” mitingine Başbakan ve Emniyet 180 bin, AKP’li yöneticiler 250 bin demişti. Yani AKP’lilerin de birbirleriyle çelişkili rakamlar verdiğine tanık olduk.

   CHP Mitingi için İl Başkanı Ali Engin’in verdiği sayı 500 bin civarı. Siyasilerin karşılıklı polemikleri bir yana, her iki mitinge baktığımızda CHP’nin misliyle çok daha kalabalık olduğu gerçeğini gördük. AKP’lilerin bu gerçeği görmezden gelmeleri de anlaşılır gibi değil.

   Daha önce de iddia ettiğim gibi CHP İzmir’i alır ama bu seçimin 2009’daki gibi rahat geçmeyeceğini de bir kez daha tekrarlamak istiyorum.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Romantik Asansör Pozları Olay Oldu

Uzak Şehir’in Alya’sı Sinem Ünsal, sevgilisi Berk Cankat ile hasret giderdi. Dizi çekimleri nedeniyle sevgilisinden uzak kalan güzel oyuncu, romantik asansör pozuyla hayranlarından tam no...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...

Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, hem fiziksel hem de duygusal değişimlere yol açabilir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR