O Dosyanın içerisinde ne vardı?!

   Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel öncülüğünde CHP adaylarının İzmir’de dizayn edilmesi günlerce tartışılmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir kentin kaderini kamuoyunda ve parti içerisinde pekte güvenilir olmayan bu iki kişinin insafına nasıl bıraktığı konusunda tereddütler vardı.

   Birçok partilinin “Kılıçdaroğlu İzmir’i kaybetmek için elinden geleni yapıyor” sözlerini sıkça duyar olmuştuk. Kılıçdaroğlu’nun Kocaoğlu ve Yüksel’e liste oluşturmaları yönünde tam yetki vermesine kimse anlam veremiyordu. Bu iki kafadarın olayı fırsata çevirip çok sayıda Belediye Başkanını biçmesi de CHP İzmir’de deprem etkisi yaratmıştı. Nitekim bu etki hala devam ediyor.

   Şahsen o günden bu yana ortada çetrefilli bir durum olduğuna dair şüphelerim vardı. Özellikle 9 Şubat’ta Parti Meclisi toplantısı sırasında toplantıya katılan bir Milletvekilinin beni arayarak “Aziz ve ekibi şu an Genel Başkana şantaj yapıyor” demesi “CHP’de neler dönüyor?” sorusunu akla getirmişti.

   Şimdi gelelim taze bir bilgiye.

   İddia şudur ki;

   9 Şubat tarihinde Genel Merkez de yapılan Parti Meclisi toplantısı sırasında Aziz Kocaoğlu’nun talimatıyla Alaattin Yüksel’in yanında birkaç kişiyle birlikte Kılıçdaroğlu’nun makamına girdikleri ve masasına bir dosya koyarak “ Eğer bizim istediğimiz adaylar atanmazsa basının önüne çıkar seni bitiririz” diyerek Kılıçdaroğlu’na şantaj yaptıkları belirtiliyor.

   Bu vahim iddiaya taraflar nasıl bir cevap verir orasını bilemem ama yukarıda da söylediğim gibi elimde “Şantaj” yapıldığına dair olayı doğrulayan CHP’li Vekilin açıklamaları zaten var.

   Asıl takıldığım nokta;

   Kılıçdaroğlu’nu bitirecek o dosyanın içerisinde ne olduğudur?

   Bu konuda “bel altı” ve “ayakkabı kutusu”nu andıran çeşitli rivayetler de yok değil. Ama elimde kesin bilgi olmadan duyumlar üzerinden yazmak istemiyorum. Bekleyeceğiz. Elbette yakında kokusu çıkar.

   Şimdi burada bu yazıya cevap vermesi gereken kişilerden birisi Sayın Kılıçdaroğlu, diğeri Aziz Kocaoğlu ve sırdaşı Alaattin Yüksel’dir.

   Bunu yaparlar mı?

   Umarım yaparlar da olayın derinleşmesine katkı koyarlar. Çünkü deştikçe çok farklı ilişkilerin ortaya çıkacağından adım gibi eminim.

   Peki Kamuoyu nezdinde ve parti içerisinde Kılıçdaroğlu’nun gizli kasası olarak anılan Gürsel Erol bu olayların neresinde?

   Aldığım bilgiye göre MYK ve Parti Meclisinin toplandığı o gece, Gürsel Erol’un da Alaattin Yüksel ile birlikte hareket ettiği ve Genel Merkezin 12. ci katında olduğudur.

   Elde olan bilgi ve belgeleri bir araya getirdiğimde akla “Acaba Kılıçdaroğlu’na bir kumpas mı kuruldu?” sorusu geliyor. Kılıçdaroğlu’nun bu şantaj ve kumpasa boyun eğmesini sağlayan o dosyanın içerisinde acaba ne vardı?!

   Şimdilik bu kadar…

   Başbakanın ileri demokrasisi tamamen çöktü

   Hakkında çıkan yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla baş edemeyen Erdoğan’ın çözümü Twitter’ı yasaklamakta bulması, bundan sonra ortaya çıkacak tapeleri ve ses kayıtları engellemeye yönelik bir girişim.

   Bunda başarılı olabilir mi?

   Sanmıyorum.

   Çünkü halk olan biteni görmekten öte durumun kritiğini yapar aşamaya geldi. Ve bu halk çıkacak kayıtlara da bir şekilde ulaşmayı da iyi bilir. Özellikle 25 Mart’ta paylaşılacak kayıtlardan korkulduğu da aşikar. Ayrıca İzmir'den aday olan Binali Yıldırım'ın da Twitter'ın kapanmasında rol aldığı ve resmi başvuruyu yaptığı ortaya çıktı. Buradan söyleyelim, İzmirliler yasakçılara oy vermez. Bu saatten sonra da İzmir'den bence bir hayır beklemesin.

   Bu konuda söylenebilecek en anlamlı paylaşımı az önce sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta gördüm.

   Deniliyor ki;

   Kaddaffi yaşarken mesai saatlerinin bitiminde internetin şartelini indirerek çözüm arıyordu.

   Peki sonuç?!