AKP'nin İzmir’de Ismarlama Mitingi...

   Başbakan Erdoğan dün İzmir’de Gündoğdu meydanına çıktı. Emniyetten alınan rakamlara göre meydanda bulunan kalabalığın sayısı 180 bin olarak belirtildi. Ben işin orasında değilim ve eğer isterse CHP’nin beş yüz bin kişiyi o meydana toplayacağından eminim. Üstelik taşıma yapmadan. Taşıma demişken konuya gelelim.

   AKP’liler tarafından adına “İzmir mitingi” denilen fakat Türkiye’nin her yerinden katılımların yapıldığı bu "tuttuğunu getir" mitinginin perde arkasına bakmak lazım.

   Mitinge Çanakkale, Balıkesir, Manisa, Afyon, Uşak, Denizli, Aydın, Muğla’dan kitleleri otobüslerle Gündoğdu’ya yığdılar. Yetinilmedi, Ankara’dan, İstanbul’dan, Akdeniz’den hatta Beylikdüzü’nden bile taşıdılar. Yani taşıdıkça taşıdılar.

   Sonra da adına “rekor katılım” dediler.

   Yersen!

   Bir başka dikkat çeken ayrıntı ise “Halk Mitingi Yapıyoruz” denilen meydan etrafının açık cezaevi misali tellerle çevrilmesi, taşınanların dışındaki halka kapalı olmasıydı. Yani İzmir’de yapılan mitinge İzmirli değil ülkenin muhtelif yerlerindeki AKP sempatizanları getirilmiş oldu.

   Ne sempatizanlar ama?!

   Kordon’da denizi ilk defa görmüşçesine fotoğraf çekenlerden tutun, kafe önlerinde “Ya Allah bismillah Allahu ekber” diye tekbir getirip içeridekilere şişe atanlara, yoldan geçerken apartman dairelerine küfürler sallayan aymazlara kadar ne ararsanız vardı. Özetle dün İzmir’e başbakanları gibi “gavur” ve “düşman” algısıyla bakan bir topluluğun varlığını yaşadık…

   Başbakanın kendisini protesto ettikleri için verdiği emirle iki kadının gayri hukuki biçimde yaka paça gözaltına alınışına öfkelendik. Bu muamele Türkiye’nin hukuk değil kabile anlayışıyla yönetildiğinin adeta kanıtı gibiydi.

   Ne garip bir durum değil mi?

   Muhterem bir talimatla Savcı ve Hakimcilik oynuyor. Ülkenin yargı makamlarında oturanlar ise “bostan korkuluğu” gibi olan bitenler karşısında biçare…

   En komik olanı ise “Biz İzmir’i anlamaya çalışıyoruz, İzmirlilerin özgürlüklerine saygılıyız” demeleri olmuştu. Dün hepimiz canlı canlı tanık olduk ki, bunların kendilerinden başkasına tahammülü yok. O nedenle bu saatten sonra “biz kimsenin yaşam tarzına karışmayız” sözü de çökmüştür, son kullanma tarihini yitirmiştir.

   AKP bu akılla ne İzmirlinin gönlünü ne de oyunu alamaz. Mesele zihniyet değişimindedir, böyle bir değişimin AKP’lilerde olması oldukça zor bir iştir.

   Son mitingte bindirme kıtalarla “biz İzmir’i alırız” algısı oluşturma hamlesinin karşılığı, 22 Mart’ta CHP tarafından misliyle verilecektir düşüncesindeyim. Bekleyip göreceğiz…

     Bir Söz:

" Adalet ancak gerçekten, mutluluk ancak adaletten doğabilir " Emile ZOLA (1840-1902)