Ekip, Ali Engin’e yol mu verecek?

   Çok iddialı bir başlık ama yaşananları bir araya getirdiğimizde ortaya böyle bir sonuç çıkıyor. Açalım…

   CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel açısından görevini gördü. Yani İzmir’de ekibin istekleri doğrultusunda hareket etti. Ama yaşanan süreç içerisinde ortaya çıkan tepkiler ve Aziz Kocaoğlu’nun yaptığı hatalar da birleşince, tüm bu hata ve tepkileri üzerine alacak bir kurban aranmaya başlandı. O kişi de Ali Engin oldu.

   Aliağa, Buca, Karabağlar, Bayraklı, Çeşme, Urla, Menderes ve bazı ilçelerin kaybedilebileceği hissediliyor. Bu ilçelerin kaybedilme riski yapılan hatalarla birleşince kamuoyunda, yapılan hataların CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’e yıkılacağına ilişkin bir algı uyandı.

   Kulislerde ekibin Ali Engin’i yalnız bırakıp istifaya zorlayacağı konuşuluyor. Geçtiğimiz günlerde meclis üye listelerinin belirlenmesinin ardından Sevda Erdan Kılıç’ın Ali Engin’e yaptığı çıkış bilinçli yapılan bir çıkıştı. Örgütten ekibe gelen tepkiler üzerine Kılıç’a böyle bir çıkış yaptırıldığı iddiaları var.

   Ali Engin’e en büyük tepkiler hem belediye başkan adayları için hem de meclis üye listelerinin belirlenme yöntemi için geldi. Engin sürece ilişkin ekip vurgusu yaparken, CHP İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel ve Mustafa Moroğlu sürecin içerisinde yer almadıklarını ifade etti.

   Engin de ekip tarafından yalnız bırakıldığının farkında. Yaptığı açıklamada ‘biz ne yaptıysak ekip olarak yaptık’ diyor. Öte yandan Ekip, Ali Engin’in arkasında olmadı.

   Ve bir başka kulis iddiası ise Ali Engin’i yıpratmak için Cihan Türsen’in tartışmaya girmesi oldu. Mağduriyet karinesi yüklüyorlar. Çünkü Ali Engin Karşıyaka’da Cihan Türsen’i istemediğini belirtti ama Aziz Kocaoğlu ya da ekibi Türsen için hiçbir açıklama yapmadı.

   Çarşamba günü gerçekleşecek olan MYK’da İzmir’in ve Ali Engin’in durumunun masaya yatırılacağı iddia ediliyor. Aziz Kocaoğlu şimdi Ali Engin’e bizim yanımızda ol, bir süre kendi işlerinle ilgilen diyebilir. Bunun sonucunda milletvekilliği de önerebilir.

   Kötüyü üstlenmiyorlar

   İzmir’i dizayn eden Aziz Kocaoğlu – Alaattin Yüksel ortaklığına bilindiği gibi Mustafa Moroğlu, Oğuz Oyan, Hülya Güven de destek verdi. Bu ortaklık Ankara’yı İzmir’deki olur olmaz tüm adaylar konusunda ikna etmeyi başardı. Bu ikna yollarının dedikoduları ise çok karanlık.

   Ancak bu kişilere İzmir’de şu kişinin atanmasını siz istemişsiniz, genel merkezi tehdit etmişsiniz denildiğinde “Bizim bir ilgimiz yok. Genel Merkez belirledi” diyorlar.

   Genel Başkan’ın yanında Adnan Keskin, Gökhan Günaydın, Bihlun Tamayligil gibi isimler bu sorumluluğun başında bulunuyor.

   Ali Engin ve bazı ilçe başkanlarının özel odalarda meclis listesini yazıp, teyze kızı, amca oğlu, kardeş, yenge gibi isimleri yazmasıyla ayyuka çıkan rezalete ise kim sahip çıkacak bilinmiyor. Büyükşehir belediyesinin bürokrat eşleri ve kızları da listelerde.

   Görünen o ki, 30 Mart sonrası eş dost akraba listelerinin İzmir’de batması halinde Antalya’da bile kendisine düşmanlık besleyen CHP Genel Merkezi’nden en büyük intikamı Deniz Baykal alma hakkına kavuşabilir. Benden söylemesi. Her ne kadar Deniz Baykal sessiz bir halde örgüt gezileri yapıyorsa, İzmir’de yaşanabilecek en küçük kırılmada kendisini bugün olduğundan kat kat fazla insanın arayacağı da hesaba katılmalıdır.

   CHP’deki iç savaşın büyümesi bölünmeye kadar gidebilir. Böylesi bir durumda Cumhuriyetçilerin bu partiden kovulduğu izlenimi tahrik edilecektir.

   CHP’nin sağlıksız üye yapıları, aday belirleme yöntemleri dün de sancı yaratıyordu. Ancak bugün olduğu kadar sancı büyümemişti. Baraj altında kalan CHP’yi bugüne kadar taşıyanların tekme tokat yerlerde süründüğü bir CHP’de Aziz Kocaoğlu’nun “Bana mahkumsunuz” projesine su taşıyanların da suyu ısındı sanırım.

   Son Anket oranı

   CHP’ye yakınlığıyla bilinen Gazeteci Uğur Dündar’ın kurucusu olduğu Gezici Araştırma Şirketinin İzmir’i içeren anketi oldukça vahim bir noktada.

   2009 yılında AKP ile aradaki makasın yüzde 24 civarında olduğu CHP’nin yüzde 3.7 civarına kadar düştüğü ve bu farkı hoyratça harcadığı göze çarpıyor. Yani Kocaoğlu’nun CHP’ye beş yıllık maliyeti yüzde 20 oy kaybı olarak ortaya çıkıyor.

   Yıllardır ısrarla savunduğum tez, Aziz Kocaoğlu’nun İzmir’i AKP’ye teslim edeceği gerçeğiydi. Sanırım o günlere doğru gidiyoruz. İzmir’e yıllardır bir çivi çakmayan ve bütün var oluş amacını parti içerisinde siyasi ayak oyunlarına harcayan Kocaoğlu’nun CHP’yi getirdiği süreç, Gezici anketinde ortaya çıkmış durumda. Bitişe 35 gün kaldı. Bundan sonra neler olacağını da hep birlikte yaşayarak göreceğiz…