İzmir’de CHP’liler soruyor: Halk mı Rant mı?

   CHP’nin aday belirleme sürecinde yaşanan olumsuzlukların en büyük yansıması İzmir’de oldu. 5 yıl önceki seçimlerde AKP’nin ilçeleri bölme şekli, buralara müteahhit akını dikkat çekmiş ve özellikle adayların AKP’lilere “Ranta geliyorlar” söylemi etkili olmuştu.

   Beş yıl sonra tablo tersine döndü. Başarılı olduğu anketlerle de ortaya çıkan, seçim kazanması daha garanti olan, halk desteğini arkasına aldığı raporlarla da Genel merkez’e yansıyan isimlerin üstü çizildi, yerlerine bazı isimler atandı.

   Birkaç gündür öylesine telefonlar alıyorum ki; inanmak istemiyorum ama görüştüğüm insanlar öylesine muteber insanlar ki söyledikleri CHP adına kanımı donduruyor.

   Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel, Ali Engin, Mustafa Moroğlu ve özellikle de Gürsel Erol hakkında İzmir’i politik değil, rantsal yönden dizayn edecekler suçlamaları var. Bu suçlamaları dile getirenler ise yıllarını partiye adamış kişiler.

   Bornova’da müteahhit bir baba ve onun Aziz Kocaoğlu ile ilişkisi ile başlayan tartışmalar, Çiğli’de İl Başkanına yakın olanların meclis üyesi adayı yapıldığına dair iddialar ve tartışmalar, özellikle bazı sahil ilçelerine de kayıyor. Menderes, Çeşme, Urla, Dikili başta olmak üzere birçok ilçede tartışmaların hangi noktaya uzayabileceğini zaman gösterecek.

   Öyle görünüyor ki; Cumhuriyet Halk Partisi’ni “Rant Partisi” mantığına dönüştürme çabaları aynı ilçelerde tek kişi veya tek gruptan feryat olarak yükselmiyor. O ilçelere baktığınızda aday yapılmayan belediye başkanı sadece o zaman “Aday olamadı kızdı” diyebilirsiniz. Ama öylesine trilyon liralık arsa, arazi vurgu planları üzerinde tartışmalar yaratılıyor ki; bu tartışmaların önümüzdeki günlere damga vuracağına inanıyorum.

   Ortaya çıkan bu şaibeli ilişkilerin bir an evvel son bulması gerekiyor, yoksa CHP İzmir’de kendi kendisine büyük bir darbe vuracak.

   Ali Engin’ın bugün yaptığı açıklama ise evlere şenlik. Parti içerisinde sıkça dile getirilen “kirli ilişkiler”e yönelik krizi çözmesi gerekirken, Basına gözdağı verip “Dava açarım” tehdidinde bulunması aklıselim bir iş değildir.

   Aksi halde çokça eleştirdiğiniz, sansürcü ve yasakçı Recep Tayyip Erdoğan’dan sizin de bir farkınız yoktur demektir.

   Suskunluk sürüyor

   Ege’nin Sesi olarak bazı iddiaları bizler gündeme getirdik. Özellikle Gürsel Erol’un İzmir’deki etkinliğinin ve sonuçlarının tartışmaları büyük. Bu tartışmalar ulusal basına da yansıdı. CHP’nin aday belirlemede büyük rantlar döndüğüne ilişkin iddialara yanıt vermemesi halkın kafasında yaratacağı kuşkuları elbet artırıyor.

   Bu iddialar doğru olmasa bile konuşması olmasından daha beter bir durum yaratmaktadır. Bir yandan sağcı adaylar, diğer yanda cemaatin kırıntısını toplama suçlamaları, bir yanda da rantsal suçlamalar.

   CHP’nin İzmir’de geldiği durum vahim. Ben bir önceki yazımda da belirttiğim gibi CHP 30 Mart sonrası hesaplaşmasında yüksek sıkıntılar yaşayacak.

   Ucuz jargon

   Aziz ölürse kime vefamızı ödeyeceğiz.

   Aziz Kocaoğlu’nun ölümlerin ardından vefalı olduğunu böylece öğrenmiş olduk. Belediyeye geldiğinde ilk iş olarak Piriştina kadrolarını temizlemek üzere operasyonlar yapan Aziz Kocaoğlu CHP’ye yönelen oyların şımarıklığı ile yapmadığını bırakmıyor.

   Sayesinde şimdi CHP İzmir’de zora girdi. Buca’da oy istediği Levent Piriştina’nın babasına vefa borcu olduğunu belirten Aziz Kocaoğlu’nun haberi basına “Namus ve şeref” borcu olarak servis ediliyor. Demek ki biz şerefimizi kurtarmak için Levent’e oy vereceğiz. Peki Aziz ölürse namusumuzu nasıl temizleyeceğiz?

   Junior Kocaoğlu’nun dört gözle siyasete atılmasını bekliyoruz. Şimdiden başlasın ki; verdiği emekleri görelim. Namusumuzu da daha kolay temizleyelim.

   Dip Not: CHP Konak İlçe Başkanı Sinan Karamustafaoğlu hakkında ayyuka çıkan tartışmalar, ilkesel açıdan yenilir yutulur cinsten değil. Yapılan tartışmaların ayrıntılarına fazlaca girmek istemiyorum.

Ancak güvenilirliğini kaybettiğini gözlemlediğim Karamustafaoğlu’nun bu saatten sonra yapacağı en faydalı iş, derhal istifa etmesidir. Aksi halde koltuk hırsı uğruna, hem partiyi hem de kendisini yıpratmaya devam edecektir.