Kocaoğlu Tak diye emreder, Ali Engin Şak diye yapar…

   CHP’de aday belirlenmesinin ardından İzmir’de ortalık savaş alanına döndü desek yeridir. Birçok yerde çok sayıda partili Aziz Kocaoğlu’na ve Kocaoğlu’nun etkisinde kalan Kılıçdaroğluna tepki için istifa kararı aldı ve DSP’ye katıldı.

   İstifa edenlerin çoğunun ortak yakınması, Kocaoğlu ve ekibinin listeler üzerindeki antidemokratik müdahalesi.

   Peki haklı değiller mi?

   Düşünsenize yıllarını bu partiye verenler aday olmanın haklı gururunu yaşarken, otel odalarında pazarlıklarla, Ankara’nın bir köşesinde kurulan karargahta dizayn çalışması yapılacak ve siz çalınan emeğinizin karşısında sadece susup boyun eğeceksiniz. Yani itiraz etmeyeceksiniz.

   Gerçekten yemezler!

   İşte istifa edenlerin birçoğu da bu ayak oyunlarına karşı baş kaldırmışlardır. Bu parti sizin babanızın çiftliği değil, siz bu partide “Diktatör” değilsiniz diyerek haklı tepkilerini ortaya koymuşlardır.

   Peki hasbelkader İl Başkanlığı Koltuğunda oturan Ali Engin’in “Dönek” çıkışına ne demeliyiz.

   Düşünsenize Kırk yılını bu partiye vermiş Hakkı Ülkü gibi adamlar “dönek” olacak, Aziz Kocaoğlu’nun talimatıyla eş, dost, ortak ve akrabalara koltuk dağıtan Ali Engin erdemli olacak?

   Sizce de burada bir pişkinlik ve tutarsızlık yok mu?!

   Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel’in ihtirasları yüzünden Ali Engin maalesef ki CHP’nin “taşeron il başkanı” sıfatına nail olmuştur.

   Yaşadığımız süreç itibariyle Ali Engin Kocaoğlu için "tak diye emreder, şak diye yaparım" yaklaşımını vazife edinmiş haldedir.

   Ve böylesine kokuşmuş bir vazife anlayışıyla kalkıp kırk yıllık partiliye “dönek” demek Ali Engin’in siyasi terbiyesini tartışmaya açmıştır.

   İstifa edenlerin hiç mi suçu yok diyeceksiniz?

   Olmaz mı hiç.

   Mesela daha düne kadar bu ekibin yaptıklarına seslerini çıkarmayanlar, hatta biat eder derecesinde olanlar bile vardır bu istifa edenlerin içerisinde. O gün parti içerisinde yapılan haksızlıklara seyirci kalanlar bugün aynı uygulamayı kendi üzerlerinde görünce isyan etmeye başladılar. Oysa ki bu isyanın dün yapılması gerekirdi. Ki şimdi bu durumlar yaşanmıyor olacaktı.

   Neyse…

   Yaşanılan istifalarla birlikte şu an CHP büyük bir darbe alıyor. Kılıçdaroğlu eğer Kocaoğlu’nun bu ihtiraslarına ve şantajlarına boyun eğmeyi sürdürürse, İzmir’de CHP’yi vuran AKP değil, Kocaoğlu ve istifacılar olacaktır. Benden uyarması…

   Son olarak Hakkı Ülkü’nün istifa nedenini paylaşıyor ve sadece empati yapmanızı diliyorum.

   Hakkı Ülkü’den açıklama…

   Onurumu zedelediler, beni adeta yerlerde süründürdüler. Önce 'anket' dediler tamam dedik. Anketlerde yüzde 44 çıktım, en yakın rakibim yüzde 27 çıktı. Beş anketin sonucu böyle. Performansta tanınmışlıkta hep ben çıkıyorum. CHP'de beş kişilik seçici kurulda kabul gördüm. Merkez Yönetim Kurulu'nda kabul gördüm. 18 kişi oy birliği ile onayladı. Parti Meclisi'nden çıkacakken ara verildi. Aliağa'daki sermaye kesimleri ve vahşi kapitalizmi uygulayanlar devreye girdi. Aday Barış Eroğlu'nu da yanlarına aldılar. 40 yıllık arkadaşım Alaattin Yüksel eski ilçe başkanı Özlem Hanım'la kavgalı olduğumu söylemiş ve “genç bir aday bulalım” demişler. O entrikalarla adaylığım geri çekildi ve Eroğlu aday oldu. Benim ismim o anda buharlaşıyor. Ben bağımsız aday olacaktım. DSP'den teklif geldi. Burada yüzde 100 seçim kazanacağım…