İzmir’de CHP yangın yerine döndü…

   CHP’de 8 büyük ilçede meclis üyesi adaylarının yarısını önseçimle belirleme kararı, örgütün altına odun ateşi sürülmüş gibi oldu.  Örgüt tutuştu ve bu yangını söndürmek için ilçe başkanları “Aman önseçim yapmayın” demeye başladı. Oysa CHP yöneticileri her fırsatta parti örgütünün önseçim istediğini söyleyenlerden geçilmezdi.

   CHP Genel Merkezi’nin aldığı eğilim yoklaması kararı partinin başına kongreyle gelen yöneticileri adeta yaktı.

   Peki bunun nedenleri ne olabilir?

   Birincisi CHP örgütlerinde üye yapılanmasının sağlıklı olmadığını sağır sultan bile biliyor.

   CHP örgütünden İzmir’de bile olsa dahi “Aşiret” mantığındaki yapılanmanın dışından gelen üyelerin önseçimi kazanmasının imkanı yok.  Konak’ta, Karabağlar’da, Buca’da, Bayraklı’da aynı üyenin birden fazla partiyle bile ilişkisinin bulunduğunu iddia etsem bazı yöneticiler kızabilir ama bu bir realite.

   Çünkü, CHP üyesi bazı kişilerin nüfus cüzdanlarının bazı kişiler tarafından nerede kullanıldığından haberi bile yok. İşte böyle bir ortamda iyi niyetle partiye yalnız başına gelmiş, üye olmuş hiçbir kişinin şansı olamaz.

   Peki ilçe başkanları niye bu olaydan rahatsızlık duyuyor sizce. Önseçim yapılmasın diye bağırıp çağırıyorlar. Onun da bir nedeninin üyelere “Ben seni listelere yazdırırım” diye verilen sözlerden kaynaklandığını sanıyorum. İlçe Başkanlarının önseçim kararı ile birlikte “Bütün erki” elinden gitti çünkü.

   Bazı ilçe başkanlarının bazı aday adaylarını bir süredir parti masraflarının finansörü olarak bile gördüğünü iddia edebilirim. Bu sürenin uzamasından yararlananlar bile olmuştur. CHP’deki önseçim uygulamasının bu ortamda sağlıklı sonuçlar vereceğine ben de inanmıyorum. Ama geçen seçimlerde yapılanlara baktığımda bu önseçimin en kötüsünün yine de bazı değerlendirme kriterlerine uygun olduğunu söyleyebilirim.

   Ankara’da oturan bazı parti tüccarlarının sırf kendi memleketlisi diye bazı isimleri geçtiğimiz 5 yıl önce listelere yazıp, belediyeleri dile düşürdüğünü gördüm.

   Hemşeri kavramının bu kadar kötü kullanıldığını geçen dönem yaşadık. Bulunduğu ilçede yüz binlerce seçmenle alay edercesine hemşeri ilişkileri CHP’de geçen dönem öylesine kötü kullanıldı ki. Bunları isimlendirmek istemiyorum. Eğer buna girersem kırıcı olabilir. Ama CHP örgütünde yıllardır onuruyla mücadele edenler kenara itildi, solculuk, namuslu olmak bir erdem olmaktan çıktı ve sadece hemşeri olmak yetti CHP’de geçen dönem. Karadenizlinin sevmediği Karadenizli listeye alındı. Doğulu diye listeye alınanlardan nefret edenlerin sayısı sevenlerden yüzlerce kat fazla oldu. Ama yine de bu kriterler öne geçti.

   CHP Genel Merkezi’nin şu andaki bazı yöneticilerinin umurunda olmayabilir. Ama, CHP’nin akil olan Merkez yöneticilerinin önümüzdeki dönem parti yapılanmasında yeni adımlar atması kaçınılmaz. Önseçimi mutlak kılacak üye yapısını işletecek somut adımlar şart. Yoksa Alevi yurttaşı temsil etmekten aciz Aleviler, Kürt yurttaşları sömüren Kürtler, Sünni yurttaşlardan çok uzan Sünni temsilciler sadece ahbap çavuş ilişkileri ile listelere giriyorlar.

   Bugün hayatlarında bazı ilçelere hiç uğramamış başkan aday adayları hiç ilgileri olmadığı ilçelerden aday oldular. Ve bunu göçmenliğine, Kürtlüğüne bağladılar. Bu komediye bir son vermek istiyorsa CHP bu aldığı kararın tepkilerine baksın yeter.

   Buca’dan ilginç bir not

   Bir okurumdan gelen ilginç bir notu sizlerle paylaşmak istiyorum. Buca’dan aday olan fakat Buca’da yaşamayanların isimleri gönderilmiş.

   CHP Buca’dan aday adayı olan Levent Piriştina Alsancak, Levent Köstem Urla ve Alsancak, Göngör Kaya Karşıyaka, Ali Cengiz Üzün Balçova, Ali Rıza Kaya Gaziemir ve Zekiye Seda Sönmez Küçük Yalı’da oturuyor…

   Okuyucumuzun notu aynen şöyle;

   Yerelde ve yerinde yönetim böyle mi olacak?

   CHP’de bu konuda bir düzenleme ya da tüzük maddesi yok mu?

   Balçova’da ya da Alsancak’ta oturan mı Buca’yı yönetecek?!

   Dip Not: Yukarıdaki isimler cevap haklarını kullanırlarsa sayfamız kendilerine her zaman açıktır.