Yukarı
1

Sinan Kara

Mesele Taşeron Bulmaksa, Ben Buldum...

21 Haziran, 2010

Memleket yine yanıp kavruluyor. Biraz da genel siyaset üzerine yazmak lazım. Daha önce çok yazdım ancak bir o kadar da dava yedim. Malum ortalama adamız, yazdığımız makam ve kişiler davaları yapıştırıverdi alnımızın ortasına.
Zamanla açılan bu davalardan da birer birer zaferle çıkmasını bildik.
Neyse…
Şimdi gelelim asıl meseleye.
Ülke de yine eski günlere dönüş kaygıları başladı. Yani 90’lı yıllara. O süreci hatırlayanlar, ülke de nasıl bir kaos olduğunu da iyi bilirler.
12 yaşlarındayken bu olaylar başlamıştı. En unutamadığım yıllar ise 90-99 arasıydı. O yıllar içerisinde bu işin aslında bir sektörel iş haline geldiğini çözmüştüm.
Başkaları gibi bunun düşük yoğunluklu çatışma olduğu fikrine asla katılmıyorum. Öncelikle şu tanıyı iyi koymak lazım.
Yaşanan olay, yüksek yoğunlukta bir savaş şekline dönüşeli epey bir zaman olmuştur.
Mesela tam burada aklıma, Dünya savaşlarının bile bu kadar uzun süreli olmadığı sorusu gelmiştir.
Kime karşı savaş diyebilirsiniz ve bunda da haklısınızdır. Çünkü karşınızda bir devlet değil bir gölge var. O gölgeye her yumruk atışınızda bu yumruk gelip tekrar sizi buluyor. Durum böyle olunca, ortaya da unutulması asla mümkün olmayan acılar çıkıyor.
Yani realite, bu işin savaş ötesi bir durum olduğunu da gözlerimizin önüne koyuyor. Genel istatistikler, şimdiye kadar 60 bin kişinin yaşamını yitirdiğini söylüyor.
Ki bu acıları iliklerine kadar hisseden kesim, hiç şüphesizdir ki Annelerimizdir. Onları en çok üzen ise yaşanan belirsizliktir. Yıllarca evlatlarına yandıkları yetmezmiş gibi, “bu iş nereye kadar sürecek” sorusudur asıl kahreden.
Taşeron hadisesi

Bu ülke de ne zaman ters giden bir şeyler olsa, Sayın Başbakan’ın köhne kalmış argümanları da ortaya çıkıveriyor.
Bunlardan birisi de Taşeron iddiasıdır.
Lakin durum kötü ve Sayın Başbakan illaki bir şeyler söyleyecek ya, “ne söylediğim önemli değil nasıl söylediğim” önemlidir diyerek ortaya bu iddiayı atıyor. Bazıları da bunu yeni bir şeymiş gibi yakalıyor.
Ama illa ki ortaya bir Taşeron çıkarmak gerekiyorsa.
Bence bunlardan birisi Sayın Başbakan’ın taa kendisidir.
Neden mi?
Sırf oy avcılığı yapmak adına, Sayın Başbakan’ın Diyarbakır’da yaptığı “Kürt sorunu benim sorunumdur” konuşması ve daha sonra da umut verdiği halkı kazıklama süreci, sizce bir taşeronluk değil de nedir?
Kâfi gelmiyorsa, başka bir örnek daha;
Ortaya konulan “Kürt Açılımı” ve daha sonra, yine bunun altından da oy avcılığı çıkması, bir taşeronluk değil de sizce nedir?
Kısacası, Başbakan attığı adımdan, vardığı noktadan bihaberdir. Dahası ortada korkunç bir iki yüzlülük vardır.
Sürdürülen bu istikrarsız, ayakları yere basmayan politikalara pareler, her gün bu ülkenin insanları heba ediliyor.
Ve birileri kalkıp “Atma Recep Din Kardeşiyiz” demekten de imtina ediyor…
Aslında suça iştirak ediyor…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Elçin Sangu'nun yakınları endişe içinde

Beyninde kitle tespit edildiği ve tedavi için yurt dışına gittiği öne sürülen oyuncu Elçin Sangu sosyal medya üzerinden sağlık durumuyla ilgili açıklama yaptı. Sangu, "Bu söylentiler doğr...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

40 yaşında yaptığınız bu 4 şey 60 yaşında bunamaya yol açıyor!

Bilim insanları, 40–50 yaş arasında sıklıkla ihmal edilen kronik uyku eksikliği, sosyal izolasyon, kontrolsüz stres ve hareketsizliğin, 60 yaş ve sonrasında demans da dahil olmak üzere nörodejeneratif hastalık riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR