Yukarı
1

Sinan Kara

İki Savcı arasındaki benzerlik

30 Aralık, 2013

   Hatırlayanlarınız muhakkak vardır. 2005 yılında Şemdinli’de bir bomba patlamış iki kişi hayatını kaybederken, çok sayıda yurttaşımız yaralanmıştı. Bu olaylar ile ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya hazırladığı iddianamede; KKK Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Van Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Selahattin Uğurlu ile Hakkari Dağ ve Komando Tuğay Komutanı Tuğgeneral Erdal Öztürk haklarında "Büyükanıt'ın Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı olduğu dönemde suç işlemek için çete kurduğu” iddialarını ortaya atmıştı.

   O günlerde askeri vesayetin ağırlığı ve baskısı yüzünden Savcı Sarıkaya görevden el çektirilmiş, açığa alınmış ve görev mağduru olmuştu. Ki o tarihte bu konuyu yazmıştım TSK tarafından “Askeri teşkilatı alenen aşağılamak” iddiasıyla hakkımda 301’nci maddeden dava açılmış ve yargılanma sonrasında beraat etmiştim.

   O gün iktidarda olan AKP hükümetinin temsilcileri de bazı konuşmalarında, Savcı Sarıkaya’nın mağduriyetine dikkat çekmiş ancak askeri vesayete karşı gelememişti.

   Öyle ki geçen zaman içerisinde Ferhat Sarıkaya haksızlığa uğradığını ispat etmiş ve tekrar görevine geri dönme hakkını dahi elde etmişti.

   Şimdi benzer bir olay Savcı Muammer Akkaş olayında tekrar ediyor. Bu kez mağduriyet biçimi neredeyse aynı ama aktörler farklı. O gün Savcı Sarıkaya’yı linç eden anlayışı eleştiren AKP iktidarı, bugün kendisi dönüp dolaşıp bir başka Savcıyı linç etmeye çalışıyor.

   O günün erk sahibi TSK’daki paşaların bir takım “karanlık” işlere karıştığının iddianamesi hazırlanmış ve TSK olaya “Komplo” demişti. Bugün ise Hükümetin birçok üyesinin bir takım “Yolsuzluk ve Rüşvet” olayına karıştığı iddianamesi gündemde ve AKP’de bu olayı “Komplo” diye savuşturuyor.

   Yani çıkarıma dokunan Savcı kötü Savcı durumu ortaya çıkıyor halde .

   Mesela, eğer İktidar kendine güveniyor olsaydı, yapılması gereken Savcı’ya dokunmak değil, Savcı’nın iddialarının yargı tarafından sonuna kadar irdelenmesi ve ortaya çıkarılması olmalıydı.

   Ama işin kolayına kaçıldı. İddialar “Bana dokunmak senin haddine mi?” anlayışıyla hasıraltı yapılmak istendi.

   Nafile!

   Çünkü millet o para kutularını, para sayma makinasını ve çelik kasaları gördü. Bu algıyı milletin kafasından silmek ise imkansız gibi. Çünkü herkes gördüğüne inanır, inkâr edenlere değil.

   Ben bu yolsuzlukların üstünü örtme sürecinin AKP’ye telafisi mümkün olmayan biçimde zarar vereceği düşüncesindeyim. Önceki gün konuştuğum bir AKP’li, geçtiğimiz seçimlerde AKP’ye oy verdiğini ancak o para kutusunu görünce artık oy vermeyeceğini paylaştı. Yani durum fanatik AKP’lilerin söylediği kadar basit değil. Bir zamanlar SHP nasıl İSKİ yolsuzluğunun altında kaldıysa, şimdi aynı durumun AKP için geçerli olacağı fikrindeyim.

   Özetle, Yolsuzluklarla mücadele etmek için gelenlerin yolsuzluğun üzerini kapatması hiçte iyi bir intiba bırakmamıştır. Bunun sonucunu yerel seçimlerde hep birlikte göreceğimiz kanısındayım.

   FBI - Gülen diyaloğu

   Bundan yaklaşık olarak bir buçuk yıl önce, yani 09/07/2012 tarihinde İnternet ortamına düşen bir haber dikkatimizi çekmişti.

   Haberde Amerikan İç İstihbarat Örgütü FBI’nın kendi sitesinde Fethullah Gülen ile ilgili bir açıklaması yayınlanmıştı.

   Türkçe açıklamasını tercüme ettiğimizde, FBI aynen şöyle diyordu;

   FBI her zaman sivil haklar savunucusu olmuştur ve biz Houston bölgesinde etnik ve kültürel gruplar ile ortaklıkla gurur duyuyoruz. Görevli özel ajan gelip yerel ve devlet düzeyinde çözülemeyen sorunları tartışmak istiyoruz. Herhangi bir etnik ya da kültürel grubun bir "açık kapı" politikası vardır. Bunlar ile ortaklıklar kurmuş birkaç kuruluşlar şunlardır:

  • The Anti-Defamation League
  • The NAACP
  • The League of United Latin American Citizens (LULAC)
  • The Gulen Institute
  • The Raindrop Turkish House
  • The South Asian Chamber of Commerce; and
  • The Islamic Society of Greater Houston

   Açıklamada görüldüğü gibi Fethullah Gülen’in himayesinde olduğu bilinen Gulen Institute’ye de yer verilmişti.

   Allahtan o gün FBI sitesinde yayınlanan bu açıklamanın orijinal halini de siteden sayfa olarak indirmeyi akıl ettik.

   Neden mi?

   Çünkü FBI bu açıklamayı, ya da kimilerine göre yaptığı bu gafı sitesinden kaldırdı.

   Neden şimdi tekrar gündeme getirme gereği duyduğumuza gelince.

   Neredeyse bir buçuk yıl önce yayınlanan bu haber her ne hikmetse şimdi okuyucuların dikkatini çekmiş durumda. Bazı okurlar bu bilgiyi doğrularken, bazıları da FBI sitesinde böyle bir açıklama olmadığı kanısında.

   Her iki tartışmayı da dikkate alarak, FBI’nın yayınladığı bu açıklamanın orijinal hali (FBI O Açıklamayı Sitesinden Kaldırdı) ilgili haberde görülmektedir. İndirilen sayfa ise arşivimizde aynen olduğu gibi mevcuttur. İlgilenenlerin bilgisine sunulur.

Not: Gazeteci kıyımı devam ediyor. Milliyet Ege gazetesinde köşe yazarlığı yapan ve neredeyse otuz yılını mesleğe adayan Feyzi Hepşenkal, basiretsiz yöneticiler tarafından işten çıkartıldı, yazılarına son verildi. Bu durum Türkiye'de basın camiasının ne durumda olduğunun adeta göstergesidir.

İzmir'de Milliyet Ege'nin başında bulunanların ise bu "mesleki duyarsızlığı" nasıl içlerine sindirdiklerini de doğrusu merak ediyorum. Tek kelimeyle yazıklar olsun...



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Romantik Asansör Pozları Olay Oldu

Uzak Şehir’in Alya’sı Sinem Ünsal, sevgilisi Berk Cankat ile hasret giderdi. Dizi çekimleri nedeniyle sevgilisinden uzak kalan güzel oyuncu, romantik asansör pozuyla hayranlarından tam no...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...

Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, hem fiziksel hem de duygusal değişimlere yol açabilir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR