Masumiyet ilkesi…

   Yıllardan beri gazete manşetlerinde “CHP’li ….. belediye başkanı yolsuzluk yapmış” manşetlerine ve “KOM” yazılı yelekleri giyen iki polis arasında özellikle gazetecilere fotoğraf çektirilmesine tanık olduk. Yüzlerce belediye başkanı veya kamu görevlisi gözaltına alındı, tutuklandı, çete suçlamasına tabi tutuldu ve büyük bölümü ise daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve birçok Belediye Başkanı için de aynı suçlamalarla davalar açıldı. Tutuklanmadılar ama daha kötü muamelelere tabi tutuldular. Ve bu işlemler yapılırken, iktidar sahipleri kıs kıs güldü.

   Daha da önemlisi haksızlığa uğrayan bazı Belediye Başkanları’nı ise kendilerini savunma imkânı tanımadan kamuoyunda, basında adeta astılar.

   Bu süreçlerde ısrarla üzerinde durduğum konu, CHP’li Belediyelere operasyon yapılırken, AKP’li Belediyelere ayrıcalık tanınmasıydı. Yani çifte standartı esas alan uygulamalara tanık olduk.

   Yıllardır ülkedeki tüm rütbeli askerler polis baskınına tabi tutuldu. Tutuklandılar, mahkum edildiler ve birçok itiraz kabul görmedi.

   En acı verici gözaltı olayı ise bu ülkede ortalama her insanın önünde secde edeceği Prof. Dr. Türkan Saylan’a kanser tedavisi sürecinde reva görülen muameleydi.

   Bu ülkenin eğitim göremeyen çocukları, hastaları için kendisini adayan Saylan’a haksızlık yapılırken, bugünlerde dillere pelesenk edilen o söz bazı kişilerce hiç söylenmedi: “Masumiyet İlkesi”…

   Evet hukukta herkes mahkum oluncaya kadar masumdur diye bir ilke var.

   Bu söz uzunca bir süredir hiçbir kimsenin önemsemediği sadece sözde kalan bir ilke haline geldi.

   Şimdi yapılan yolsuzluk soruşturmasına yönelik fotoğraflar, belgeler birçok benzer olaydaki gibi basına, ya da herkesin gözdesi haline gelen sosyal medyaya servis ediliyor.

   Bu belgeler neden daha çok sosyal medyaya servis ediliyor sizce. Çünkü bu belgeleri yayınlamak yerine kamu görevlilerinin 17 aydan beri sürdürdüğü soruşturmaya yönelik çalışmalardan elde edilen sonuçları birçok basın organı yayınlamıyor da ondan.

   Gezi Parkı eylemlerinde de bir süre sessiz kalıp, ondan sonra insanların seslerine zorla kulak verenlerin önemli bir yol ayrımına geldiği görülüyor.

   Ya bu belgeleri dikkate alıp değerlendirmeler yapacaklar ya da sevimli hayvanların yaşamlarına yönelik belgeselleri yayınlayacaklar.

   Ve masumiyet karinesini şimdi hatırlayanlara o meşhur soruyu soracaklar. Siz bu ilkeyi daha önce niye hatırlamadınız diye. Evet, önümüzdeki yerel seçimlere giderken ortaya çıkan bu olayları dikkate almamak mümkün mü?

   İzmir’de bile çok önemli yolsuzluk iddialarından yargılanan isimleri aday yapmayı düşünen (En azından basında çıkan haberlere itiraz etmeyen) AKP, masumiyet karinesini oldukça geç anımsadı. Yaşanan olayların yansımasına bakılırsa, birkaç kişiyi feda ederek bu partinin yola devam etmesi biraz zor gibi görünüyor.

   AKP’de siyaset yapan ve şimdi ismi bile unutulan bazı isimlerle ilgili iddiaları şöyle bir geçmişi kurcalarsanız göreceksiniz. Bu geçmişte mümkün olmuştu. Ancak, bugünkü yaşananların o tarihteki iddiaların çok ilerisinde olduğu ve yurt dışına yansımalarının da o günlerdekinden çok daha vahim olduğunu hepiniz göreceksiniz.

   Bu gelişmeler ile birlikte bana göre en çarpıcı gelişme yolsuzluk olaylarına “Komplo kuruluyor” diye bakmayacak AKP’li milletvekili olup olmayacağı. Buna itiraz edecek milletvekillerinin önümüzdeki günlerde istifasını beklemek hiç yanlış olmaz. Bana göre, bu işlerin uzağında siyaset yapanların göstereceği tavır bu hükümetin inatla toplumun isteklerinin tersini yapma güdüsüne dur diyecektir.

   Son olarak, iki bakan çocuğunun mahkemece tutuklanması AKP’nin sonunun başlangıcı olmuştur. Yolsuzluk iddialarının ortaya saçılmasıyla birlikte “istifa müessesesini” devreye koymaktan imtina eden söz konusu Bakanların, bundan sonra istifa etmelerinin toplum nezdinde inandırıcı ve ahlaki bir geçerliliği olmayacağı düşüncesindeyim.

   CHP’den Kulis bilgileri...

   -Geçtiğimiz günler Ankara’ya giden Aziz Kocaoğlu, Kılıçdaroğlu’ndan randevu alamadı o yüzden Gökhan Günaydın’la görüştü.

   -Hakan Tartan’ın Konak’a geri dönme şansı yok adaylık konusunda da pek ihtimal verilmiyor.

   -Ersu Hızır’ın tekrar göreve gelmesi konusunda Aziz Kocaoğlu’nun adaylığına mesafeli yaklaşıldığı bilgisi geldi.

   -Aziz Kocaoğlu’nun aday gösterilmesi halinde ilçelere müdahale etmesine izin verilmeyecek.

   -Mustafa Balbay’ın İzmir için adının görüşlere açıldığı ve aday olması halinde yüzde 70 oy alarak belediyeyi kazanacağı ifade edildi.