Yukarı
1

Sinan Kara

Alaattin Yüksel’in şirket listesi!

12 Aralık, 2013

   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun aday olarak açıklanacağına yönelik duyumlar arttı. Bunun üzerine bizler de aldığımız bilgiler çerçevesinde “Kocaoğlu'nun cebindeki İzmir listesi” başlıklı bir haber yayınlandı ve yayınladık.

   Bu haberin üzerine; siyaseti ve biraz da CHP’yi izleyen bir dostumuz bizi aradı. Ve bize bazı uyarılarda bulunurken, “Sinan bu Aziz Kocaoğlu’nun listesi olamaz. Bu liste olsa olsa Alaattin Yüksel’in listesi olabilir. Biliyorsun Alaattin Yüksel CHP’yi kendi şirketiyle karıştırmakla ünlüdür. Partiyle şirketi arasında fark gözetmediği için Kocaoğlu’nu da 10 yıldan beri yönetme adına bir dünya yanlış yaptırdı” dedi.

   Ve bu konuşmada İzmir’i tartışırken şunları temel alarak bir konuya dikkat çekti.

   “Aziz Kocaoğlu kendi adaylığı büyük bir tartışma içerisinde sürerken nasıl olur da 28 ilçeyi birden değiştirmek ister. Aziz Kocaoğlu İzmir büyükşehir belediye Başkan adayı mı, CHP Genel Başkanı mı, GHP Genel Merkezi’nin tümü mü, MYK’yı tümüyle mi temsil ediyor, Parti Meclisi mi yoksa”dedi.

   Bu liste dedikodularının Alaattin Yüksel ve onun çevresindeki hastalıklı yapının ürünü olduğuna ısrarcı olan arkadaşım ilçelerle ilgili bazı görüşlerini de aktardı.

   CHP İzmir’de “Aziz’in listesi” olarak piyasada adlandırılan listenin bu nedenle CHP Genel Merkezi’ni küçültecek bir proje olduğu da anlaşılıyor. Maalesef bu tartışmalara “Kılıçdaroğlu’nun akrabası adıyla bilinen” Gürsel Erol ismi de bulaştırılıyor.

   Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu madem Gürsel Erol bu kadar değerli niye milletvekili yapmadı anlamıyorum veya Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Erol’u gösterme gibi bir düşüncesi yok mu acaba.

   Niye bu Gürsel Erol İzmir’in ilçelerine dalmış ve birçok kötü dedikodunun odağında “Kılıçdaroğlu’nun akrabası” sıfatıyla yer alıyor. Bu tartışmalar Tuncelili (Dersimli) masum insanlara hakaret değil mi sizce? Dersimli olmak bugünlerde adaylık pazarlamayla eşit hale getirilir mi? Ben bu yörenin insanı olarak bu dedikodulardan inanın çok utanıyorum.

   Öyle ya, Genel Merkez aday bulamıyor, bulmayı beceremiyor bu nedenle Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu ve bir grup partili canının istediği tercihleri piyasaya Aziz Beyin de adını kullanarak lanse ediyor. Gelelim ilçe ilçe bazı tartışmalara.

   Kocaoğlu ve kurmaylarının aday listesi diye piyasaya zerk edilen isimlerle ilgili tartışmalara biraz biz de katkıda bulunalım…

   Karşıyaka’da Cevat Durak’ı istemeyen kişiler dış seçmenden çok parti içerisinden. Seçmenin Durak ile ilgili öyle fazla bir itirazı yok. Ama CHP’den bazıları Durak’ı bazıları yardımcısını sevmiyor ve istemiyor.

   Durak’ı değiştirebilirsiniz ama Cihan Türsen gibi geçmişte eline gelen fırsatı ayaklarıyla rahatlıkla tepen bir siyasetçi niye tercih edilsin.

   Bu tercih sadece Türsen’in Kocaoğlu’nun avukatlığını yaptığı için ise, tartıştığım insanlar Türsen’in yönetme becerisi konusunda çekincelerini buradan koymak isterim. Arzu edenlerin bu konuda eski Büyükşehir Belediye Başkanı Çakmur’dan danışmanlık alabileceğini söylüyorlar.

   İşte diğer ilçelerle ilgili tartışmalar.

   Eğer Aliağa’da belediye Başkanı Turgut Oğuz aday gösterilmeyecek ise bu ilçenin geleceğini şekillendiren Hakkı Ülkü neden hiç gündeme gelmez.

   Balçova’da kimi aday gösterirseniz kazanır. Mevcut belediye Başkanı’nı CHP’nin neredeyse tamamı artık istemiyor. Eğer CHP Genel Merkezi bunu esas alacak ise bu ilçede aday olabilecek ciddi adaylar var. Üstelik CHP’liliğinden şüphe edilmeyecek isimler ve aday gösterildiklerinde Çalkaya’dan çok daha fazla oy getirebilecek isimler. Aziz beyin iradesi olarak ortaya konan Çalkaya’nın değiştirilmesi bu nedenle pekala mümkün.

   Bayındır’da eğer bir isim belirlenecek ise bu şehirde 40 yıldır siyaset yapan Aytun Çıray’a bu isim sorulmalıdır. Bayındırlı olan Çıray, en doğru ismi Genel Başkan’a söyleyecek isimdir.

   Bayraklı çok kritik bir ilçe. Bu nedenle duygusal parametrelerle isim belirlenecek kadar rahat davranılmamalıdır. Mevcut Başkan Hasan Karabağ dışındaki bir aday açıkça risk demektir. Dolayısıyla Aziz beyin isteğinden çok kiminle seçim kazanılacağına bakılmak durumu burada söz konusudur.

   Bergama’de ise Mehmet Gönenç’in kişiliği, çalışkanlığı ile halkından ben de onay alabileceğini düşünüyorum.

   Bornova’da Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’ı değiştirmek isteyen irade sanırım CHP’ye ihaneti üst düzeyde gören kişiler olacaktır. Olgun Atilla genç bir arkadaşımız. Ancak görevde olan, bilim adamı kişiliği, sivil toplum örgütlerindeki çabaları ile bir üniversite kentine yakışan Sındır aynı –zamanda göçmen seçmen yapısının da kucakladığı bir isim değil midir?

   Peki hangi mantık Sındır’ı değiştirmeye çalışır. Bornova’da işyerleri evleri olan mantık olsa gerek bu değişikliği isteyen mantık. Hele hele bu ismin yerine Selma Nalbantoğlu gibi bir ismi gündeme getirmek sanıyorum diğer başarı sağlayacak kadın adaylara da ihanet olmayacak mıdır? Nalbantoğlu belediyede hangi başarılı işi yapmıştır. Hangi proje onun eseridir.

   Buca’da ise görünen köy kılavuz istemiyor. Sırf Ahmet Piriştina’nın oğlu diye birçok önemli handikap taşıyan bir ismi gündeme getirmek yine partiye karşı işlenen bir suç olmaz mı? Hayatının 35 günü Buca’da geçmemiş Piriştina’ya oy verecek insanlara CHP ne düşündüğünü sormaz mı? Ercan Tatı’yı yıpratmak isteyen CHP’li meclis üyelerinin tümünün aday adayı olduğunu görmezlikten gelebilir misiniz?

   Tüm handikaplarına rağmen birçok yatırımı ve hizmeti bitiren Tatı’yı anketler işaret etmiyor mu?

   Çeşme’de de tamamen duygusal nedenlerle Muhittin Dalgıç’ı destekleyen bu yapının başarısızlık halinde hesap verip vermeyeceğini bilemiyorum.

   Bu ilçede geçen dönem birçok CHP’li seçmenin de çok sevdiği Çeşmeli Esnaf Odası Başkanı Mustafa Cenger yine AKP adayı olarak çıkabilir. Geçen seçimde yanılmıyorsam yüzde 42’lere oyunu ulaştıran Cenger’e küskün CHP’liler destek verirse vay Çeşme’nin haline.

   Çiğli tam bur muamma. Ali Rıza Koçer’i gündeme getiren Alaattin Yüksel ve ekibinin bu tercihi de tamamen duygusal. Çiğli’de seçmenin AKP’ye geçit vermeyeceği düşüncesindeyim. Ama burada da AKP Ömür Kabak ile çok iyi bir oy yakalamıştı. Ama o seçimde Ensari Bulut’un seviliyor olması muhtemel bir faciayı önlemişti. Şimdi yanlış bir tercih yine CHP’yi sıkıntıya sokacaktır.

   Gaziemir ve Karabağlar konusu ise karışık. Gaziemir’de tartışılan konu hizmetlerden çok davranış biçimleri. Mevcut Belediye Başkanı’na muhalefet eden ciddi yerel dinamikler var. Onu aday yapma noktasına sürükleyen parti dinamikleri bile Şenol’a karşı. Ama Yüksel ekibi Şenol’u destekliyor. İşte burada da çelişki var.

   Karabağlar adaylığı konusunda da Hüseyin Mutlu Akpınar’ın adaylığı gündeme getirilmiş. Akpınar Konak için başvuru yapmıştı. Bunu bir tarafa bırakalım. Kürüm’ü aday yapmayan CHP, Karabağlar’ın yapısını da dikkate alıp tercih yapmak zorunda. Ancak, bu ilçede Sıtkı Kürüm’ün yine de en güçlü aday olduğunu konuşuluyor.

   Gelelim en önemli ilçe Konak’a Burada Sema Pekdaş’ın son andaki adaylığı tartışma yarattı. Pekdaş, konuştuğum önemli insanlara göre sürpriz olarak görülse de solculuğu sorgulanacak birisi değil. Manisa davasında gösterdiği siyasi tavır dahil önemli bir geçmişe sahip. Peki Pekdaş neden kendi ilçesi Balçova değil de Konak’a aday olarak düşünülüyor. Yıllarca siyaset yaptığı yer Balçova değil miydi?

   İkinci önemli ayrıntı Hakan Tartan’ı safdışı bırakmak bu kadar kolay olur mu?

   Büyükşehir’e başvurdu diye kenara koyulması beklenen Tartan’ın önemli lobileri olduğunu biliyorum. Bu lobilerin Alaattin Yüksel’in lobilerinin önüne geçmesi de olası.

   İzmir dışındaki ilçelerde önemli ölçüde mevcut belediye başkanları aday olarak isteniyor. Burada da çok dikkatli olunmak zorunda. Eğer bu ilçelerdeki mutsuzluklar dikkate alınmaz ise mevcut belediye başkanlarında sıkıntı yaşanabilir.

   Çünkü buralarda başkanlık yapanların bazılarında önemli gevşemeler sebebiyle oy kaybı yaşanabiliyor. Buna ilişkin örnekleri de bir seçim öncesinde bulabilirsiniz. Bir ilçede kendine çok güvenen bir CHP’li belediye başkanımızın seçim gecesi ölüp ölüp dirildiğini biliyorum.

   Küçük ilçelerin siyaset ve sosyolojik olarak etkilendiği konular büyük yerlerden farklı olabiliyor. Bu nedenle İzmir’in dışındaki bazı ilçeler öyle dışarıdan bakıldığı gibi kolay yorumlanmamalı.

   Ödemiş ve Torbalı gibi yerlerde bazı başkanların yönetim biçiminde yanlışlıklar olsa da, Menemen, Seferihisar, Tire, Selçuk ve Urla gibi ilçelerde mevcut belediye başkanlarının yeri geldiğinde kayıp yaşanmasının, büyük şehirlerdeki koşullar gibi gelişmediği gerçeğinin de ayrıca bilinmesi gerekir.

   Sözün özü

   Bu kent Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel Anonim Ortaklığı’nın bir araya gelip köy heyeti atar tavrını, ayak oyunlarını ve liste hazırlamasını artık içine sindiremiyor. 

   CHP’nin kaderi eğer bu ikilinin eline ve insafına terk edilecekse, bu ayıp ve sorumluluk İzmirlilerin değil, bizzat Kılıçdaroğlu’nun kendisinin olacaktır. Kılıçdaroğlu birlikte hareket etmek amacıyla yola çıktığı ancak sonradan “liste kazığı” yediği bu ekibin yaptıklarını ve duruşunu tekrar hatırlarsa, İzmir’de yaşanan “derebeyi tarzı” politik yaklaşımların boyutunu çözmesi de çok zor olmayacaktır..

   Daha da önemlisi Kılıçdaroğlu eğer Gezi olaylarını iyi algılıyor ve gerçekten destekliyorsa, İzmir’de Kocaoğlu ve ekibinin duruş bozukluğuna baş kaldıran “Gezi Gençliği”nin isyanına duyarlı olmalıdır.

   Çünkü bu isyan politik çıkarlara endeksli değil, kentin geleceği, iktidara karşı duruş, İzmir’de CHP’yi demokratikleşme isyanıdır. Bu çıkışı anlamama ve ders çıkarmama gibi bir yaklaşımın faturasının karşılığını da, yerel seçimlerde ödeme riski yüksektir. Bilmem anlatabildim mi?!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Romantik Asansör Pozları Olay Oldu

Uzak Şehir’in Alya’sı Sinem Ünsal, sevgilisi Berk Cankat ile hasret giderdi. Dizi çekimleri nedeniyle sevgilisinden uzak kalan güzel oyuncu, romantik asansör pozuyla hayranlarından tam no...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...

Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, hem fiziksel hem de duygusal değişimlere yol açabilir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR