Kocaoğlu’nun sözcüsü: Mustafa Moroğlu…

   CHP'nin İzmirli 7 Milletvekilinin Kemal Kılıçdaroğlu'yla görüşüp İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ilgili "O'na mecbur değilsiniz" diye verdikleri mesajın ardından parti içerisinde tartışma yaşanıyor.

   Görüşmeye katılmayan ve Kocaoğlu'nun Ekibinden olduğu bilinin vekiller, bu olaya tepki göstermiş ve en sert açıklama ise İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu'ndan gelmiş. Moroğlu basına yansıyan açıklamasında, "Dağdan gelip bağcının kovulmasına izin vermeyiz" diye konuşmuş.

   Peki kim bu dağdan gelenler?

   O görüşmeye katılan; Güldal Mumcu, Musa Çam, Mehmet Ali Susam, Aytun Çıray, Rahmi Aşkın Türeli, Erdal Aksünger ve Birgül Ayman Güler…

   Yani bu durumda Mustafa Moroğlu, Alaattin Yüksel, Hülya Güven ve tabii ki Aziz Kocaoğlu bağcı, diğer isimler de dağdan gelenler oluyor.

   Pes yani. Sanırsınız ki bu Beyefendiler yedi göbekten İzmir’liler. Hani dinime küfreden Müslüman olsa durumu çıkmış burada.

   Çok daha da önemlisi bu söz ayıplı, ötekileştirici ve gericiliği çağrıştıran bir sözdür. Türkiye’nin faşizan tarihini irdelediğinizde bu tür sözleri, otoriteye boyun eğmeleri için daima Irkçılık yapanlar kullanmıştır.

   Toplumda kendisini eski devrimci geleneğinden gelmiş ve bedel ödemiş birisi olarak tanıtan Mustafa Moroğlu’nun kullandığı bu cümle, Allah aşkına “ben devrimciyim” diyen birisine hiç yakışır mı?!

   Ne yani sizin tabirinizle dağdan, yani kent dışından gelenlerin İzmir’de ağzını açıp söz söylemek, siyaset yapabilmek, birilerini eleştirmek ve karşı çıkmak gibi demokratik hakları yok mudur?

   Ey Mustafa Moroğlu; İzmir’de CHP sizin tekelinizde midir, “Büyük Başkan” diye dayattığınız ama her açıdan Error veren Aziz Kocaoğlu’nu istememek ahlak dışı bir eylem midir?

   Çok daha da önemlisi, Sol ve devrimci gelenek terbiyesi bu gibi antidemokratik ve faşist yaklaşımları reddeder. Gerçekten siz bu öğretinin ve geleneğin neresindesiniz Bay Mustafa Moroğlu?!

   Karşı çıktığınız ve dağdan gelenler diye aşağıladığınız kişilerin Aziz Kocaoğlu’nu “Kutsama” gibi bir zorunlulukları mı vardır. Tıpkı sizin yaptığınız gibi ona biat etmeleri mi gerekiyor?!

   İyi bilinir ki özellikle İzmir’de CHP ne çektiyse bu adamcılık ve Ekipçilik belasının elinden çekti. Hatırlayanlarınız vardır, daha önce Önder Sav ve ekibinin kent siyasetine verdiği zararlar, gruplaşmalara neden olmuş ve ciddi ayrışmalar yaşanmıştı.

   Son yıllarda ise aynı zararı, Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel A.Ş organizasyonunda olan ve içerisinde Mustafa Moroğlu, Hülya Güven gibi isimlerin yer aldığı Ekip veriyor.

   İzmir’de CHP siyaseti içerisinde eğer onlardansanız önünüz açık, yok değilseniz bir süre sonra siyaset tarihinden silinme tehlikesiyle karşı karşıyasınız demektir. Bu konuda o kadar çok örnek verebileceğim isimler vardır ki, buna sayfalar yetmez.

   Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları, CHP’de bu tür bir siyaset anlayışını, yani Ekipçilik ve grupçuluk gibi ayrıştırıcı yapılanmaları artık ayıklamalıdır. Aksi durumda CHP’de yine gücü olanın borusu ötmeye devam eder ki, bu yaklaşım geçmişte olduğu gibi bugünde CHP’yi topal ördek konumuna sokmaktan öteye gitmez.

   Özetle böyle bir durumda, siyaset yoluyla iş bitirenler kazanır ama parti kaybeder. Tıpkı Aziz Kocaoğlu+Alaattin Yüksel A.Ş ortaklığında olduğu gibi…

   Yeri gelmişken buradan son sözümü devrimci düşünce uğruna bedel ödediği iddiasında olan Sayın Mustafa Moroğlu’na sorayım;

   İnciraltı Katliamı ne oldu. Katliama sebebiyet verenler kimler ve bu olayın aydınlığa çıkması için ne yaptınız?!

   Öyle ya mesele devrimci geçmişe karşı yaşanan adaletsizlikleri ortaya çıkarmaksa, bu sorumluluğun gereğini yerine getirmesi gerekenlerden birisi de Bay Moroğlu’dur. Toplumsal bir kangren haline dönüşen bu olaya ilişkin, bakalım ikna edici bir cevap verebilecek mi?

   Bekliyoruz…