Selden kütük kapanlar ve onlara bakanlar...

   İzmir önemli bir yağış yaşadı. Bu yağışın geleceği yaklaşık 10 gündür tüm televizyonların hava durumu sunanlarınca bizlere açıkça ilan edildi. Üstüne üstlük sel tehlikesinden de söz edildi.

   Sonunda olanlar oldu ve altyapısı yetersiz olan, sonradan yapılan müdahalelerle asla durumu düzelmeyen İzmir’de büyük sıkıntılar yaşandı. Bazı bölgelerde trajik sorunlar yaşandı. Bazı bölgelerde ise alınan önlemler işe yaradı. Ancak her durumda evini işyerini su basan kişiler her zamanki gibi basına “geçici” süre ile malzeme olmaya devam etti.

   Örneğin, hiçbir gazetecinin hiçbir koşulda gitmediği, niye burada bu evler hala aynı durumda, koşullarda iskâna açık diye sormadığı Yeşildere’nin dere kenarındaki evler.

   Neyse…

   Biz bu selin fiziki sonuçlarını değil de siyasal sonuçlarını tartışalım isterseniz.

   Her sel baskını, su baskınlarının ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ne yazık ki İzmir’i konu eden açıklamalarda bulunuyor. Gökçek, bu açıklamalarında “alaycı” açıklamalar yaparken, İzmir seçmeninin de aklını sorguluyor ve bu açıklamalar İzmir seçmeni ile de alay eder hale geliyor. 

   Ankara’yı su bastığında aynı rezillik yaşanıyor. Ama şovmenliği elden bırakmayan Melih Gökçek İzmir’e bakılması için elinden geleni yapıyor.

   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Gökçek kadar nüktedan değil. Ama bir dönem daha Belediye başkanlığı yaparsa İzmir’in altyapısında elde edilemeyen olumlu gelişmeler bu alanda yaşanabilir.

   Medya ilişkilerinde sağlanamayan başarı Tweetter ile sağlanabilir. Biz de Sayın Kocaoğlu’nu “tweet” üzerinden izler dururuz.

   Zaten memlekette moda oldu. Bir bakıyorsunuz Valiler iş yapmıyor, adam dövülünce “tweet” atıyor.

   Bir bakıyorsunuz belediye başkanı iş yapacağı yerde abuk subuk bir tweet atıyor. Gökçek’in yaptığı gibi.

   Seçimler yaklaşırken, Başbakan Ankara’da bir daha Melih Gökçek’i aday gösterdi. Ben Gökçek’in aday gösterilmeyeceği konusunda bir adım atılacağını sanıyordum. Ama olmadı. Şimdi Sıra Kocaoğlu’nun aday yapılıp yapılmayacağı konusunda. Eğer Kocaoğlu yine aday yapılırsa, kendisinden olmayan ve asla olmayacak İZSU kadrosu ile bir beş yıl daha İzmir’in facia altyapısını seyreder durur.

    Neden mi?

   Çok açık. İZSU’daki kadrolarla hesaplaşamayan bir CHP var karşımızda. Bu kadroların her sel faciasında kenti seyreden, ciddi adımları çok geç atan bir yapısı var.

   Ve bunu yönetecek Genel Sekreteri ve bir ekibi bile olmayan Aziz Kocaoğlu ise başkanımız olarak bizimle birlikte.

   Sorun bu kadar açık.

   Ve bu durumun siyasal sonucu ise Melih Gökçek, Aziz Kocaoğlu ve bu duruma müdahil olan İşsiz milletvekili Şamil Tayyar, gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı. Bu sürece sadece Ahmet Hakan “Tweet” atarak katılmadı. Ben onu da bekliyordum ama olmadı.  

   Şişli’deki Kafe’de otururken Hakan’ın da İzmir’deki sel ile ilgili bir görüşü kesinlikle olmalıydı.

   Şimdi bu konudaki görüşümü açıklayarak konuyu kapatalım.

   İzmir kentinin yüzlerce yıllık altyapı sorununu Aziz Kocaoğlu’nun üzerine yıkacak kadar duyarsız değilim.

   Ama sorunları seyreden, İlçe belediye başkanlarını seçimlerin gelişiyle birlikte hatırlayan, onun dışında küçümseyen bir Büyükşehir belediye başkanı her zaman bu kente zarar verecektir.

   İkincisi ise İzmir’i yönetmeye aday olanların ciddi düzeyde bir kadro ile oturduğu binaya gelmesi ve o binayı “Saray” olarak görmemesi gerekiyor.

   Zaten ne geliyorsa başımıza bu binaları “Saray” olarak niteleyen zihniyetlerden geliyor. Neymiş “Belediye Sarayı”…

   Sarayınız batsın. Belediye binası diyemiyor musunuz şuna…

   Valilik binalarına da “Vilayet konağı” deniliyor.

   Saraylar, padişah niteliğinde başbakanlar, halkını ve onların oturdukları semtleri birbirine eşit görmeyen belediye başkanları.

   Biz bundan sonra İtfaiyesi, itfaiye araçları sular altında kalan bir görüntü istemiyoruz. Onun başında gururla oturan emekli askerinizi lütfen gerekiyorsa siz de emekli edin. O İtfaiye binasında hiç mi nöbetçi yoktu ki o kamyonları oradan uzaklaştıramadı. Neden bizi kurtarması gereken araçlar suların altında kaldı. Bu görüntüler İzmir’e yakışmadığı gibi bizim de sizleri desteklememizden dolayı küçümsenmemize yol açtı.

   Evet ben belediye başkanı olsaydım ilk önce o itfaiye binasından sorumlu olanlardan başlardım. Hem de yağan yağmurun miktarını umursamadan. İkinci olarak ise o itfaiye binasının oraya taşınmasına icazet verenleri sorgulardım.

   İsterseniz sayın başkan siz de buradan başlayın. Biz de biraz olsun sorgulama yapıldığına inanalım. Son olarak, bütün bu olumsuzlukla göz yuman birisi olarak, kendinizi sorgulamayı da sakın ola ki unutmayın!..

   Tabi yapabilirseniz?!

   Notlar

   Not 1: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İzmir Milletvekili Aytun Çıray ile birlikte Amerika’ya gidiyor. Söylenenlere göre, ABD dönüşü Çıray’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığıyla ilgili sürpriz gelişmeler yaşanabilir.

   Not 2: CHP’ye yazdıkları “Torpil Mektubu”yla gündeme gelen İzmir Balkan Platformunda her an istifaların yaşanabileceği konuşuluyor. Yönetime, Platform içerisinde diğer üyeler tarafından tepkiler gittikçe artıyor.

   Not 3: Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’in hukuksal anlamda bütün işlemlerinin bittiği, İçişleri Bakanlığından her an dönüş belgesinin imzalanacağı ifade ediliyor.

   Not 4: Karşıyaka’da Cevat Durak ve Ali Engin arasında adaylık yarışında iplerin gittikçe gerildiği, ilçe deki partililerin “Hangisi aday olacak?!” diye, bu yarışın sonucunu merak içerisinde bekledikleri belirtiliyor.