Cemaat -AKP ve dershane kavgası

   Yerel seçimlere giderken İzmir’deki süreci yakından irdelemeye çalışıyoruz. CHP’nin tartışmaz iktidar olduğu İzmir’de geçen seçimdeki büyük hezimeti ortadan kaldırma konusunda iddialı demeçler veren AKP’nin, ülke genelinde “Büyük bir bunalıma” doğru sürüklendiği Fethullah Gülen’in sözcüsü konumundaki Hüseyin Gülerce’nin köşe yazısındaki “Uyarı” sözlerinden daha iyi anlaşılabilir.

   Biliyorsunuz ülkede dershaneler kapatılma noktasına geldi. Milyonlarca dolarlık dershane piyasası ile yayınevine sahip ve gelirlerine veda etme konumuna gelen Fethullah Gülen cemaatine yakın ekonomik işletmeler Zaman Gazetesi üzerinden AKP iktidarına da savaş açmış durumda.

   Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce’nin 15 Kasım tarihli köşe yazısı dershaneler üzerine ve son bölümü aynen şöyle noktalanıyor:

   “Hizmet insanlarının üzüldüğü, kırıldığı şudur. Dershanelerin kapatılmak istenmesiyle ilgili oluşan algı, koskoca bir camiayı hedefe koyuyor. Bu konuda ikna edici, rahatlatıcı bir çabanın hâlâ gösterilmemesi üzüntü ve kaygı vericidir. Duruş yanlıştır, üslup yanlıştır. Gönüllerin yaralanması karşısındaki suskunluk rencide edicidir. Dua edelim, Yeni Türkiye’yi inşa edeceğine inandığımız yönetici kadrolar, kendilerine ve ülkemize bir yanlış yapmasın…”

   Özellikle yazının son cümlesi tartışılmayacak kadar açık. İktidar partisi ve yönetenlerin ve Başbakan’ın kendisine yanlış yapmaması sonucunu içeren bir ifade.

   Bu cümlenin çok iddialı olduğu kadar tartışılacağı kesin.

   Öte yandan Fethullah Gülen’in dün gece kendisine ait internet sitesinden Dershaneler üzerinden yaptığı “Firavun aleyhinizde ise doğru yolda yürüyorsunuz demektir" açıklaması, Cemaat ile AKP arasında işlerin hangi boyuta geldiğinin göstergesidir.

   Şimdi gelelim bunun yansımalarına…

   İstanbul’da yerel seçimlerde Mustafa Sarıgül seçeneği ile Gülen cemaati oylarından yararlanmayı planladığı iddia edilen CHP’nin İzmir’de bu durumda güle oynaya seçim alacağı anlamına gelebilir.

   Seçim elbette sandıkta kazanılır. Ancak, İzmir’de istikrarsızlık abidesi olan AKP İl Başkanı Ömer Cihat Akay yönetiminin,  CHP’nin yüzlerce adaylı kaosundan yararlanmayı bile beceremeyeceği gözleniyor.

   Umutlarını İzmir Milletvekili yapılan Binalı Yıldırım’a bağlayan AKP’nin bu seçeneğin dışındaki adaylarına bakıldığında inanılmaz derecede iddiasız olduğu gözlenebilir. Bazı ilçelerde ise aday adaylarının isimlerini toplum uzaktan yakından tanımıyor.  Bu durum AKP’nin de İzmirlinin iradesine pek önem vermediği anlamına da gelebilir.

   Bir başka sancı ise İzmir’de adayların hangi kökenden geleceği meselesidir.

   Liberal isimleri vitrin olarak kullanan AKP İzmir’de bu sancıyı yine yaşayacak. Bir yanda Milli Görüş geleneğinden gelen il başkanı, diğer yanda liberal seçmene uygun aday. İki cami arasında beynamaz denilen sözü işte tam da burada kullanılabilir. 

   Mart ayı öncesinde genel durum böyle.

   Saldırganlar korunuyor mu?

   Gazeteci Süleyman Gençel’in AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar’ın şikayeti ile başlayan ve ardından bürosunda 3 kişinin fiili saldırısına uğramasıyla devam eden olaya ilişkin bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

   Bu saldırının arkasından yapılan soruşturmayı merak ediyorum. Ancak aldığım bilgiler beni ürkütüyor. Birincisi polisin daha çevrede gelip görüntüleri alma girişimi bile olmamış. İkincisi ise saldırganları belirleyecek kamera görüntülerini bilen ve ellerinde bulunan esnafın korkusu.

   Yeni bir Eskişehir ve Ali İsmail vakası yaşıyoruz sanırım. Türkiye Cumhuriyeti polis devleti olma yönünde attığı adımları bu olayda da pekiştiriyor galiba.

   Bu olayın faillerinin bulunmaması olsa olsa AKP’ye ve Nükhet Hotar’a zarar verir. Ve de Süleyman’ı peşinen hedef yapan AKP İl Başkanı’na da elbette.

   Olayın içeriği ile ilgili itirazlar, ya da hukuki başvurular ayrı bir olay. Ancak, bu saldırganların kimler olduğu, gerçekten Suriye’den gelenlerin tetikçi olarak kullandırıldığı iddiaları vahim ötesi bir durum.

   Bir başka saldırının daha Suriye kökenli kişilerce yapıldığı iddiasının da alıp başını gittiği İzmir’de polis yöneticilerinin ve Vali’nin atacağı adımların önemi daha da artmıştır.

   Bu olaylar biran önce önlenmez ise Suriye’den kaçanların mağduriyeti de hiçbir zaman insanların gündemine gelmez. Bizden uyarması…

   Notlar

   Not 1: CHP’de aday açıklamalarının büyük bir çoğunluğunun bu ay sonuna kadar yapılacağı belirtildi.

   Not 2: CHP İzmir Güzelbahçe’de aday adayları arasında hiçte şık olmayan tartışmalar gündeme geliyor. CHP Genel Merkezi devreye girmezse bu durumun sandıklara yansıması içten bile değildir.

   Not 3: CHP’de Çiğli’nin en iddialı aday adaylarından birisi olan Ayhan Güneş’e bazı aday adaylarının ittifak teklifinde bulunduğu ve Güneş’in etrafında toplanma taleplerinin olduğu iddia ediliyor.

   Not 4: Önceki yazımda “Ödemiş’te CHP’den aday adayı olan Uğur Bayrakçı’nın örgüt ve halk içerisinde, mevcut Belediye Başkanı Bekir Keskin’den daha fazla ilgi gördüğü ifade ediliyor.” diye düştüğüm not üzerine, CHP Ödemiş İlçe Başkanı Hikmet Güriş aradı. Örgüt Başkanı olarak Bayrakçı’ya destek vermediğini, ayrım yapmaksızın bütün aday adaylarına eşit mesafede olduğunu ifade etti. Belirtmiş olalım…