Yukarı
1

Sinan Kara

AKP’nin Yasakçı süreci…

07 Kasım, 2013

   Dönemsel olarak kendisini bütün Türkiye’nin başbakanı olarak gören ancak rövanşist takıntıların tavan yapmasıyla birlikte bir kesimin başbakanı olduğunu hatırlayan Recep Tayyip Erdoğan’ın toplumu ayrıştırma ve ayıklama çabaları tam gaz devam ediyor.

   Gelinen süreçte Başbakan’ın ötekiler olarak gördüğü kesime karşı kutuplaştırma ve ötekilerin yaşam tarzlarına müdahale olarak devreye koyduğu yasaklar dur durak bilmiyor. Yani Başbakan’ın karşı görüşte olanlara her defasında öfkelenmesi, yeni yasakların da adeta habercisi olarak algılanıyor.

   Gelin AKP'nin aklımızda kalan yasaklarını hatırlamaya çalışalım;

   -Bir çok sahil şeridinde, şehir merkezlerindeki restoranlara içki servisi ve satışı yasaklandı.

   -Çalışanların grev hakları kaldırıldı. Grev yasağına uymayanlar işten çıkarıldı.

   -Youtube gibi sosyal video paylaşım sitelerine erişim yasaklandı, uzun zaman sonra bu yasak kaldırıldı.

   -Sanal alışveriş yasaklandı.

   -TV'lerde tütün içeren sahneler mozaiklendi.

   -Okullarda kız çocukları ile erkek çocukları 45 cm den fazla yakınlaşması yasaklandı.

   -Etek giyen öğrencilerin önüne tahta yaptırıldı.

   -Heykeller yasaklandı.

   -Kitaplar yasaklandı.

   -24 yaşından küçükler alkollü içki satışının olduğu festival ya da etkinliklere (resepsiyonlar, galalar, fuaye v.s ) katılmaları yasaklandı.

   -Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yasaklandı.

   -19 Mayıs Gençlik Ve Spor Bayramı kutlamaları yasaklandı.

   -10 Kasım'da Atatürk'ü anmak yasaklandı.

   -Anıtlara çelenk koymak yasaklandı.

   -Öğrencilerin parasız eğitim istemeleri yasaklandı.

   -Gazetecilerin muhalif yazılar yazması ve gerçekleri söylemeleri yasaklandı.

   -HES ve nükleerlere karşı eylemler yasaklandı.

   -Mayo ve bikini reklamları yasaklandı.

   -Kamuya ait kapalı havuzlara kasınların mayo ile girmesi yasak.

   -Parklarda öpüşmek, ele ele tutuşmak yasak.

   -Başbakanı protesto etmek yasaklandı.

   -Var olan bir şeyin, bir durumun var olduğunu dile getirmek yasaklandı.

   -Tuz yasaklandı.

   -Ekmek yasaklandı.

   -Kürtaj yasaklanmak istendi.

   -Sokak hayvanlarının yaşam hakkı yasaklanmak istendi.(isteniyor halâ)

   -Muhaliflik yasaklandı.

   -TV ekranına dekolteyle çıkmak yasak.

   -Kızlı ve Erkekli bireylerin yurtlarda ve evlerde bir arada kalmasının yasaklanması gündemde.

   Deyim yerindeyse öksürmek, hapşırmak, oturmak, yürümek hatta nefes almanın bile yasaklanacağı bir sürecin kaygılarını taşımaya başladık desek sanırım çokta abartılı olmayacaktır.

   İzmir CHP’de “Cemaatçi” aday krizi

   Yerel seçimlere doğru adım adım yaklaştığımız şu günlerde İzmir özelinde yüzlerce aday adayı da alanlarda “aday olabilmek” için rekabet içerisine girmiş durumda.

   Özellikle CHP’de birçok aday adayının vaatleri ve projelerine yönelik değerlendirmeler yapılırken, bazı aday adaylarının da siyasi geçmişleri parti içerisinde tartışma konusu oluyor.

   Son bir örnek ise yarımada güzergahında bulunan bir CHP’li aday adayının “Fethullah Gülen Cemaati”nden olduğu iddiaları ortalığı karıştırmışa benzer.

   CHP Örgütü içerisinde yapılan tartışmalarda yıllarını cemaat içerisinde geçirmiş olan bu aday adayının, İzmir’de CHP’nin güçlü olmasından dolayı kısa süre önce parti içerisindeki çalışmalara dâhil olduğu ve kısa dönem çalışmayı fırsat bilerek, Belediye Başkanlığı aday adaylığına soyunduğuna ilişkin yakınmalar var.

   Söz konusu aday adayı ile ilgili CHP nasıl bir yöntem izler bilinmez ama çok sayıda partilinin bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu söylemekte yarar var.

   Kadın Kolları neden görevde

   CHP İzmir İl Kadın Kolları'nda görevli beş asil yönetim kurulu üyesi ve 10 yedek üye, Kadın Kolları Başkanı Özgün Utku’nun Konak belediye başkan aday adayı olmasına rağmen görevini bırakmaması üzerine istifa etmişti.

   CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Özgün Utku bu durumu, "İstifalar arkadaşların kendi tercihi. İstifa edenlerin yaptıkları ve yapmadıkları belli. Aynı şekilde bizim de... Biz sürekli alanlardayız. O arkadaşlar nerede? Bu konuda yorum yapmayı bile gereksiz buluyorum" diyerek karşılamıştı.

   CHP İl Başkanı Ali Engin ise "Kadın kolları yönetiminde beraber çalışma imkanı kalmamış. Bu yüzden de bazı arkadaşlar istifa etti. Yenilenmeye ihtiyaç var. Yasal olarak şu an yönetim görevinin başında. Ancak değişime ihtiyaç olabilir. Kadın Kolları Genel Merkezi gerekeni yapacak" yaklaşımında bulunmuştu.

   Yani açıklamalara baktığımızda ayakları yere basmayan söylemlerle karşılaşıyoruz. Halbuki şimdiye kadar olması gereken, bu olayın etik açıdan CHP’nin üzerinde şık durmadığı gerçeğidir.

   Eğer bir yerlere adaysanız başında olduğunuz siyaset makamından çekilmek ilkesel açıdan ve haksız rekabete sebebiyet vermemek için önemli bir adım olabilirdi. Kadın Kolları Başkanı Özgün Utku’nun inatla o makamda durmasına ve İl Başkanı Ali Engin’in de bu durum karşısında izleyici kalmasına bir anlam veremiyorum.

   Süleyman Gençel’e şafak baskını

   Gazeteci Süleyman Gençel AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar hakkında sosyal paylaşım sayfasında paylaştığı kimine göre hakaret, kimine göre de eleştirel sözlerden dolayı polise ifade verdi. İşin ilginç yanı Hotar’ın şikayetiyle birlikte baskın yapar cinsten birkaç polisin birden jet hızıyla Gençel’in evinde arama yapmasıdır.

   Ayrıca bu olayda Hotar’a ilişkin “Kıbrıs’ta çekilmiş fotoğraflar” dan söz ediliyor. Baskın şeklindeki aramanın da bu “fotoğrafların” bulunmasına yönelik olduğu anlaşılıyor. Ki aranılan “fotoğraflar” her neyse onlara da ulaşılamamış.

   Olayın “özel hayata” ilişkin boyutu da elbette ayrı bir tartışma konusudur ancak hepimizin de bildiği gibi, bu tür olaylarda olması gereken hukuki işlem şöyle olmalıydı.

   Savcılık Gençel’in ikamet ettiği adrese en yakın karakola şikayete ilişkin konuyla ilgili ifade vermesi için yazı gönderir, Gençel karakola davet edilir ve ifadesine başvurulurdu. Yani olması gereken buydu. Sanırım konuyu farklı ve ayrıcalıklı kılan şikayetçinin koskoca AKP Genel Başkan yardımcısı olmasıdır.

   Şu an konu Savcılıkta ve bize düşen görev ise sonucu beklemek, süreci ısrarla takip etmektir.

   Notlar

   Not 1: Türkiye’nin ve Ege’nin köklü gazetelerinden olan Yeni Asır’ın tirajının dibe vurduğu iddia ediliyor. Umuyoruz ki bu iddia gerçeği yansıtmıyordur. Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı’dan iddiaların doğruluğu veya yanlışlığına ilişkin cevap gelirse yayınlamaktan mutluluk duyarız…

   Not 2: AKP kulislerinde İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ın Karabağlar Belediye Başkanlığı için aday olacağı söylentileri var.

   Not 3: CHP İl Başkanı Ali Engin’in Karşıyaka Belediye Başkanlığı için ısrarlı adaylık talebi Kılıçdaroğlu’nun masasında bekliyor. Çıkabilecek sonuç, partililer tarafından merakla bekleniyor.

   Not 4: Güzelbahçe’den Belediye Başkanlığına soyunan bir aday adayı hakkında “Akaryakıt kaçakçılığından” yargılanıyor iddiaları var. Konu şimdilik bir iddiadan ibaret ve doğruluğunu tespit edersek elbette yayınlayacağız.

   Not 5: CHP’den Çeşme Belediye Başkanlığı adaylığı için Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın isminin ön plana çıktığına yönelik duyumlar var.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ata Demirer'den Özge Borak açıklaması

Komedyen ve oyuncu Ata Demirer, 'Eyyvah Eyvah' film serisinin bitme nedeninin eski eşi Özge Borak ile ilgisinin olmadığını söyledi.

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Kafein faydalı mı zararlı mı?

Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında…  Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı iyileştirmeye yardımcı olabileceğine dair çalışmalar var.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR