Baykal İzmir’den kontenjan ister mi?

   Yerel seçimlere yaklaşık 5 buçuk ay bir süre kala, Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi, CHP’nin kalbi konumunda olan İzmir’de de parti içi çeşitli senaryolar devreye girmiş durumda.

   2009 yerel seçimlerinde İzmir’de mevcut belediye başkanlarının koltuklarına oturmasında büyük pay sahibi olan Deniz Baykal’ın genel başkanlıktan istifa etmesinin ardından “Baykalcılar” olarak bilinen birçok başkan, kısa süreli bir siyasi belirsizlik içerisine düşmüş ve Kılıçdaroğlu’nun yönetimindeki CHP’ye de çok geçmeden uyum sağlamıştı. Hatta bazı başkanlar “Baykal’a ihanet etmekle” dahi suçlanmıştı.

   Neyse. Oldukça sancılı dönemlerle birlikte CHP’de Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında şimdilik taşlar yerine oturdu diyebiliriz.

   Şimdilik dedim. Çünkü Yerel Seçimlerden çıkabilecek bir başarısızlığın, tekrar parti içerisinde tartışmaları başlatacağı da ayrı bir gerçek olarak karşımıza çıkabilir. Dönelim tekrar İzmir’deki adaylık sürecine.

   Şu sıralar siyasi kulislerde en çok konuşulan konuların başında Genel Merkezin İzmir’de yapabileceği olası aday atamalarında Deniz Baykal’ın da birkaç kontenjan isteyeceği iddiaları geliyor.

   İzmir’de Baykalcılar olarak bilinen başta Büyükşehir aday adayı Canan Arıtman, Konak’tan aday adayı olan Kemal Karataş, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm ve Çiğli’den aday adayı olan Ayhan Güneş gibi isimler arasından, Baykal’ın Kılıçdaroğlu’ndan  “Kontenjan” talebinde bulunacağı ve bunun için şimdiden kulislerin başlatıldığı yönünde iddialar var.

   Ortaya atılan bu iddiaları doğru varsaydığımızda,  Kemal Karataş’ın Deniz Baykal’ın olmazsa olmazı olduğunu ve onun için var gücüyle devreye girebileceğini söylemek çokta zor bir tahmin olmasa gerek. Çünkü Karataş’ın Baykal için ne denli önemli birisi olduğunu sanırım bilmeyen yok.

   Peki geriye kalanlar için devreye girer mi?

   İşte orası şimdilik muamma. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun takınacağı tavır burada ön plana çıkıyor.

   Eğer Kılıçdaroğlu “Beni iki kez Milletvekili yapan ve bu konuma getiren Baykal’dır” gerçeğinden hareket ederse, çok daha da önemlisi, ileride yaşanabilecek bir başarısızlıktan dolayı kendisine parti içerisinde ciddi muhalefet yapabilecek ismin yine Baykal olabileceği hesabıyla giderse, Kılıçdaroğlu’nun Baykal’a İzmir’den “birkaç kontenjan” birden vermesi içten bile değildir.

   Kim ne derse desin CHP’de parti içi dengeler her zaman önemlidir. Ve bu dengeleri ayarında tutmak için çok kez tavizler verildiğine de hepimiz şahit olmuşuzdur. Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığını korumak adına bu dengeleri riske etmeyeceği de iyi bilinmelidir.

   Eğer halef ve selef arasında iddia edildiği gibi bir pazarlık söz konusuysa, kontenjan istenecek ayrıca koruma kalkanının içerisine girebilecek isimlerin “Kemal Karataş, Cevat Durak, Ercan Tatı, Sıtkı Kürüm ve Ayhan Güneş” olabileceği çokta uzak bir ihtimal değildir.

   Büyükşehirle birlikte otuz bir adayın yer alacağı İzmir’de Baykal’a beş kontenjan hakkı tanınması bence çokta uzlaşılmaz bir rakam olmayacaktır.

   Gönül isterdi ki tüm üyelerin önüne sandıklar konulsun ve demokratik bir önseçim yapılsın. Ancak bu son derece haklı talep maalesef askıya alınmış durumda. Bu nedenle her ne kadar eğilim yoklamasıyla adaylar belirlenecek denilse de, her şeyin Genel Başkanın iki dudağının arasında olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Özetle, önseçim kararı almaktan sakınan CHP’de, Genel Merkezin son dakika golleriyle, çeşitli bahanelerin arkasına sığınıp İzmir’e yine direkt atamalar yapmayacağının garantisini hiç kimse veremez.

   Adnan Keskin’e tepkiler var

   Konu CHP’den açılmışken önemli bir soruna da değinmeden geçmeyelim.

   İzmir’de konuştuğum çok sayıda partiliden “Herkese Mavi boncuk dağıtıyor” gerekçesiyle Adnan Keskin’e yönelik ciddi tepkiler olduğunu hatırlatayım.

   Konuyu biraz daha irdeleyince, üst kademede olan bazı partililerin anlatımına göre, eski huyundan bir türlü vazgeçmeyen Adnan Keskin’e Kemal Kılıçdaroğlu’nun da sırf bu yüzden kırgın olduğu ve mesafeli durduğu yönünde bilgiler var.  Bu kırgınlık seçime kadar aşılır mı yoksa kopukluk biraz daha büyür mü onu zamanla anlayacağız.

   Taşeron işçiler

   Mail adresimize gelen bir e-postayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

   Belediye çalışanları. Belediyeler bünyesinde çalışan personel eziklik ve haksızlıkları daha çok yasayan ve bunu kol kırılır yen içinde kalır misali dışa vuramayan personelden oluşuyor. Çünkü belediyeler direk başkanın veya yardımcılarının bazen de bir müdürün kararları ile yönetilen ve iç işleyişini gerektiğinde kendilerine veya isteklerine göre yorumlayabilen yapılardan oluşan ve kişi iradelerinin tasarrufunda olan kurumlardır.

   Yukarıda belirtilen sorunları çözmek için birlik olmak gerekmektedir. Bunun içinde İZBELTİŞ (İZMİR BELEDİYELERİ TAŞERON İŞÇİLERİ PLATFORMU’ nu) kurmaya karar verdik.

   İşçi ile el ele bu sorunların üstesinden geleceğimize ve Kanunlarda yapılacak düzenlemeler ile sorunların aşılacağına inanıyoruz. Sizinde basın olarak yanımızda yer alacağınıza inanıyoruz.

   Cengiz KUÇHAN - İZBELTİŞ PLATFORMU KURUCUSU