Ne hale geldin be Aziz!

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun imajı yerle yeksan olacak denilse hiçbirimiz inanmazdık. Yüzde 57’lik gibi bir devasa bir Halk gücünü arkana alacaksın ve sana destek olan aynı halkın yuhalamalarıyla “İşçi düşmanı Aziz” sloganlarıyla yüz yüze kalacaksın. Sizce de acı değil mi?!

   Dün Bayraklı Adliyesinde yine Kocaoğlu’nun duruşması vardı ve duruşma ileri ki bir tarihe ertelendi.

   Duruşma çıkışı Basın Mensuplarına açıklama yapmak isteyen Kocaoğlu bin pişman oldu desek yeridir. Konuşmasına başlarken hemen yan tarafında bulunan gençlerin “Gezi direnişi onurumuzdur”, “Faşizme karşı omuz omuza” ve “İşçi düşmanı Aziz Kocaoğlu!” sloganlarıyla neye uğradığını şaşırdı.

   Gerçektende üzücü ve çok kötü bir durum!

   Hani bu Halk insanı “vezir de, rezil de eder” sözü var ya, sanki bu olay için söylenmiş gibi.

   Bana göre Aziz beyin yapması gereken, çok daha kötülerini yaşamaktan sakınmak için artık işi tadında bırakmak. Çünkü kendisinin yaptığı politikanın, sol ve CHP’lilerin dokusuyla uyuşmadığı net biçimde anlaşılmıştır.

   Mesela TOMA’lara su verdirmesi, basının önünde CHP’li vekile küfretmesi ve Genel Başkanını AKP’lilere yuhalatması gibi…

   Kocaoğlu parti içerisinde kendisine karşı oluşan tepkilerden ya bihaber, ya umursamıyor, ya da danışmanlarının doğru bilgilendirmesinden uzak.

   Var olan gerçek, CHP seçmeninin kendisinden “Benden bu kadar” diyebilme beklentisidir. Çünkü CHP tabanı ve hizmetlerden yoksun İzmir halkının Kocaoğlu’ndan umudu kesilmiştir.

   Zaten Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Genel Merkezinin de aynı isme sıcak bakmadığı, şu ana kadar “İzmir adayımız Kocaoğlu’dur” diye açıklama yapmamasından yeterince anlaşılmıyor mu?!

   Zulmünüz nereye kadar

   AKP ile Halk arasında başlayan kavga sürüyor. Son acı kaybın haberini yine Hatay’dan aldık. Henüz 22 yaşında olan Ahmet Atakan yaşamını yitirdi.

   AKP ülke genelinde yarattığı sorunların başlıca sebebinin uyguladığı politikalarının neden olduğunu görmüyor, görmek istemiyor. Kendisinden olmayanlara öteki gözüyle bakan, baskı ve yıldırmayla sindirmeye çalışan bu anlayışın anlaması gereken, bu kavganın bitmesi için karşı görüşü öcü değil eşit görmektir. Aksi halde yaşananların faturası bu ülkeye çıkacaktır.

   AKP hükümetinin şiddeti benimser politikasının iflas ettiği aşikârdır. Dünya tarihine baktığımızda bu tür baskı tesis edenler, kazanım değil kaybeden taraf olmuştur. Ders çıkarılması gereken kendi ön yargınız değil, evrensel gerçeklerdir. AKP Halka rağmen siyaset yapamayacağının artık farkına varmalı ve vakit geçirmeden yanlıştan dönmelidir.

   Çünkü bugün zulmeden tarafın yarın zulümle yüzleşeceği kaçınılmaz bir sonuçtur...

   Notlar

   Not 1: Siyasetin çok adaylı noktalarından birisi olan Güzelbahçe’de GÜLDER’in düzenlediği gece de CHP aday adayı Uğur Yelekli’den “Barış içerikli” bir hamle geldi.

   Yelekli aday adayı rakipleri olan Mustafa İnce, Ertan Avkıran, Mustafa Gürkan ve İlhan Pınar’ı da yanına davet ederek gece de bulunan halka yönelik birlik, beraberlik görüntüsü ve mesajları verdi.

   Uğur Yelekli’nin bu tavrı geceye katılanlar tarafından ayakta alkışlandı ve takdir topladı. Öte yandan İzmir’de Metropol ilçelerde bile görülmeyen bu yaklaşım partililer tarafından da övgüyle karşılandı.

   Not 2: Kendisini gazeteci olarak gören birileri eline almış kalemi ve o da kışkırtıcısının desteğiyle, aklınca Osman Özgüven’e belden aşağı vurmaya çalışmış. Ne acıdır ki, bu şahsın babasının isminin Özgüven tarafından Dikili’de bir caddeye verilmesi bile göz ardı edilmiş. Gerçekten yazık. Vefasızlık ve nankörlük denilen illet bu olsa gerek.

   Not 3: Önümüzdeki yerel seçimlerde Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’a kontenjan hakkı sunacağı ve İzmir’den en az beş kişi için öneri alacağı iddia ediliyor.

   Not 4: Bir önceki CHP Parti Meclisi Üyesi Levent Eyipişiren’in dikkatimi çeken bir notunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

   Havagazı Fabrikası Önce Özürle Kutsanmalıdır

   Son Milletvekili seçimlerine 2 gün kala, İl Başkanlığımız Havagazı fabrikasında tüm yerel basına davet çıkararak kahvaltılı bir söyleşi düzenlemek istemişti. Buradaki amaç, seçmeni iyice kenetleyebilmek ve CHP’nin İzmir potansiyelini, kadroları ile sunmak, önemli projelerini paylaşmak ve Milletvekili etik değerlerini ant içercesine okumak-duyurmaktı. Bu toplantıya davetli olan ve U düzenindeki masalarda oturanlar şunlardı:

   - İldeki Parti Meclisi-MYK üyeleri,
   - İl Başkanı ve İl Yönetim Kurulu Üyeleri,
   - Milletvekilleri,
   - Büyükşehir Belediye Başkanı,
   - 28 ilçe Belediye Başkanı,
   - 26 Milletvekili adayı ve
   - Bazı ilçe Başkanları.

   İşte tam bu moral-motivasyon amaçlı toplantının başlamasına 5 dakika kala, birden yükselen hakaretler, bağırma ve küfürler arasında tüm sinerji söndü ve ulusal basına malzeme haline gelen; bence en azından 1.bölgede 7.sıra Milletvekilini kaybetmemize neden olan bir REZALET yaşandı.

   Bu rezalet sırasında partimizin Genel Başkanına, Parti Meclisine ve aynı zamandan PM üyesi olan Milletvekiline hakaretler ve küfürler yağdı. İşte bunu yapan ağız, hakaret ettiği parti tüzüğü altında tanımlı bu örgütsel birimlere Genel Başkanlık, Parti Meclisi ve Milletvekiline hakaretlerini HALEN geri almamış, kabul edilebilir şekilde kamuoyu önünde özür dilememiş, bedelini ödememiştir. Düz bir üye yapacak olsa alacağı cezayı hepimiz kestirebiliyoruz, ancak ne yazık ki parti içi disiplin sıfat sahibi olanlara işlemez haldedir. Bu disiplin mekanizması açısından dokunulmamazlığı bilenler ise onlarca örneği yaşandığı şekliyle istisnasız her pozisyondaki yöneticiye bağırma, hakaret etme ve hatta tehdit etme şansını kullanmaktan çekinmemektedir.

   Parti Meclisi üyesi olduğum dönemde de katılmadığım tek PM toplantısı, seçim bölgem olmasına rağmen sadece salon olarak yine aynı mekân Havagazı fabrikası seçildiği için İzmir toplantısıydı. Aynı gerekçe ile bugünkü İzmir İl Dayanışma yemeğine de katılmıyorum. Parti yöneticiliği; partiyi temsil görevi, kamu sorumluluğu ve örnek partililik sergilenmesi gereken yerlerdir. Bu gücü hoyratça kullanma alanları değildir. Bu nedenle dayanışmanın onarılamaz şekilde kırıldığı bu salondan dayanışma çıkarma çabası iyi niyetli olsa da önce dayanışmayı kıranların ayağa kalkıp özür dilemesi gereken bir mekandır Havagazı fabrikası… Levent Eyipişiren