Kocaoğlu Babasının İzinden Gider Mi?!
15 Ağustos, 2013Yerel seçimlere doğru geldiğimiz şu günlerde İzmir ve Türkiye’nin gündeminde yine Aziz Kocaoğlu’nun AKP’ye geçeceği söylentileri var.
Yine dedim, çünkü daha önce de bu tür söylentiler ortaya atılmıştı.
Kocaoğlu ise “Ben ezelden beri CHP’liyim” diye bir açıklama yaparak parti içi tartışmayı bir şekilde bitirmeye çalışıyor.
Peki “Ezel’den Partiliyim” diyen Kocaoğlu’nun ezeliyle yani geçmişiyle övünmesinin sırrı nedir ve haklılık payı var mıdır?!
Ya da Kocaoğlu parti değiştirebilir mi?!
Kocaoğlu “Ezel’im” diye kendince övünç kaynağı olan babası İhsan Kocaoğlu’nu sürekli referans gösteriyor.
Peki işin aslı nedir?
İhsan Kocaoğlu Tokat’ın Erbaa ilçesinde 1973-1980 arası CHP’den iki dönem Belediye Başkanlığı yapmıştır. 12 Eylül darbesiyle birlikte askıya alınan seçimler sonrasında 1984 yılında baba Kocaoğlu o dönemin CHP’si olan ve başında da Erdal İnönü’nün bulunduğu SODEP’ten tekrar aday olmak ister ancak parti kendisine “Bu kadar yeter!” diye onay vermez.
Partisine kızan baba Kocaoğlu gider DYP’nin kapısını çalar ve tekrar Başkan olabilmek için adaylık ister. O günlerde Aday bulmakta zorluk çeken DYP ise Kocaoğlu’nu Belediye Başkanı adayı yapar.
Erbaa’da seçimler yapılır, SODEP’in adayı olan Niyazi Kırımca 3 bin 995 oy alarak Erbaa Belediye Başkanlığını kazanır. DYP’nin pragmatik gözbebeği baba Kocaoğlu ise sadece 548 oy alır ve seçimi kaybeder. Koltuk için partisini değiştirenler künyesinde yerini alır.
Partisinin aday göstermemesi sonucu partisini ve yol arkadaşlarını sağcı bir partinin adaylığıyla vurmaya kalkışan bir baba ve babasının siyasal sürecini kamufle etmeye çalışan bir evlat.
Aziz Kocaoğlu’nun zaman zaman “Baba’dan solcuyum, CHP’liyim” ve “Ezel’den CHP’liyim” sözünün gerçek hikâyesi de işte böyledir.
Şimdi can alıcı soruya gelelim.
Aziz Kocaoğlu eğer CHP’den aday gösterilmezse AKP’ye geçebilir mi, ya da CHP’yi satar mı?!
Kocaoğlu’nun babasını da bir tarafa bırakarak, kendi siyasal güzergahına bakalım.
Bornova Belediye Başkanlığıyla birlikte on beş yıla yakın dönem içerisinde Kocaoğlu’nun kendi partilileriyle yaptığı kavgaları unutmak mümkün müdür?!
En bariz örneklerden birisi de 2011 Genel seçimlerine sadece üç gün kala kendi partisinin Milletvekiline medyanın önünde ettiği küfürlerdir. Bu kavgayla birlikte iddialara göre Kocaoğlu “Kavgalı ev” görüntüsü vererek CHP’ye en az üç puan kaybettirmiştir.
Bir örnek daha verelim.
Biliyorsunuz CHP barış sürecine “AKP Samimi değil oy avcılığı yapıyor” gerekçesiyle destek vermedi. Genel merkezin destek vermediği bu olayın çatlak sesi yine Aziz Kocaoğlu oldu.
Partisinin aldığı kararlara uymayan Kocaoğlu çevresine topladığı AKP’lilerle birlikte “Barış’a destek” bahanesiyle bir Diyarbakır çıkarması yaptı.
Kocaoğlu’nun bu çıkışı parti içerisinde “AKP’nin değirmenine su taşıyor” diye yorumlandı. Yani puanı kapan CHP değil AKP oldu. CHP ise bu anlaşılmaz tavrı sindirmekle yetinmek zorunda kaldı.
Son bir örnek ise Gezi olayları sırasında İzmir’de yapılan protestolar sırasında, Fuar’da TOMA’lara Belediyenin İtfaiye araçlarından su takviyesi yapılmasıdır.
Ne gariptir ki Kocaoğlu, TOMA’lara verdiği o suyu kendisini mahkeme kapısında bile yalnız bırakmayan aynı halkın üzerine sıktırmıştır.
Sözün özü;
Deniz Baykal 2009 yerel seçimlerinde Kocaoğlu’nu aday göstermek istemiyordu. Ancak garip bir durum oldu. Bazı güçlerin desteği doğrultusunda kulisler başlatan Kocaoğlu Belediye bünyesinde işe aldığı binlerce personelini de miting meydanlarına yığarak Baykal’a adeta gözdağı verdi. Baykal’ın ise birçok yerde “Vermeyecektim ama seçimin yaklaştığı şu günlerde Parti’de bölünme yaşanmaması için Mecbur kaldım” diyerek, Kocaoğlu’nun baskısına boyun eğmek zorunda kalındığı iddiaları gündeme gelmişti.
Kocaoğlu’nun ikinci dönem aday oluşunun sırrı, koltuk uğruna partisinin üzerinde kurduğu baskıların tezahürü olarak ifade edilmişti.
Özetle;
Danışmanının AKP’den Milletvekili oluşundan tutun, açılan davalar sırasında Cumhurbaşkanına minnet teşekküründe bulunmasına kadar Kocaoğlu’nun İzmir’de AKP’yle olan ilişkileri kentin daima önemli gündemi olmuştur.
Şimdi tekrar o can alıcı sorunun cevabına gelelim.
Eğer CHP aday göstermezse, Babasının oğlu sizce AKP’ye geçer mi? Ya da siyaset tabirinde sıkça kullanılan sözden hareketle, partisini satar mı?
Cevabını buyurun siz verin…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Kılıçdaroğlu’nu CHP’den atmak için; Ne olması gerekiyor?
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Romantik Asansör Pozları Olay Oldu
Uzak Şehir’in Alya’sı Sinem Ünsal, sevgilisi Berk Cankat ile hasret giderdi. Dizi çekimleri nedeniyle sevgilisinden uzak kalan güzel oyuncu, romantik asansör pozuyla hayranlarından tam no...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...
Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, hem fiziksel hem de duygusal değişimlere yol açabilir.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.