Yukarı
1

Sinan Kara

Favorisi olmayan yarış

22 Temmuz, 2013

   Acaba biraz gerilere gitmek gerekir mi? İki dönem önce Bornova’da bir belediye başkanlığı seçimi olacak. Ahmet Piriştina’nın tercihi olmayan Aziz Kocaoğlu, burada adaylığı kesinleşen eski Milli Eğitim Müdürü Behçet Yavuz bir anda adaylığını geri çekti. Adaylığının ilanından sonraki gece yaşanan muammanın ne olduğunu bilmiyoruz.

   Piriştina’nın bu olayın ardından yaşanan gelişmeler üzerine Bornova Belediye Başkanlığı konusunda Alaattin Yüksel’in de destekleriyle Aziz Kocaoğlu’na razı olması hem Kocaoğlu’nun yaşamsal kaderini hem de İzmir şehrinin kaderini değiştirdi.

   Şimdi hem İzmir şehri hem de Aziz Kocaoğlu’nun kaderi bir kez daha masada. CHP İzmir’de elbette seçimin favorisi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun önünde anketler duruyor. Gezi eylemlerinden sonra CHP’ye oy vermesi söz konusu olmayan soldan bile oy alması mümkün olabilecek. Dolayısıyla bu durum liderlerin öngörülerini de rahatlıkla ortaya koyma yansını verecektir. Başkanları değişmemesi gereken bazı kritik ilçeler dışında İzmir için aday değiştirme imkanı bulunuyor.   Buna Büyükşehir’de dahil.

   Yargı ne olacak?

   Peki CHP yönetiminin Aziz Kocaoğlu’nun tercih edilmemesi veya aday gösterilmemesi konusunda ne tür sıkıntıları olabilir.

   Birinci ve büyük sıkıntı Aziz Kocaoğlu hakkında AKP iktidarı dönemindeki polis ve yargının işbirliği sonucu istenilen 400 yıla yakın hapislik ve çete reisliği meselesidir.

   CHP bu adıma rağmen bir karar alıp, Aziz Kocaoğlu’nu geri çekerse, İzmir dışındaki CHP seçmenleri nezdinde yadırganacaktır.  İzmirli Aziz Kocaoğlu’nun değiştirilmesi fikrine büyük ölçüde hazır aslında.

   Ama AKP iktidarına karşı verilen savaşta, yargı yoluyla itibarsızlaştırma operasyonu unutulmamalıdır.

   Buradaki en önemli adım, Aziz Kocaoğlu’nun “Ben çekiliyorum” demesidir. Kocaoğlu’nun parti yönetimi tarafından çekilmeye ikna edilip, daha sonra milletvekili olması önerisinde bulunacağı konuşuluyor.

   Ben şeytanın avukatlığını yapıyorum. Bu konuşmaların son günlerde birçok noktaya yapıldığına tanık oldum. Bu durum Kocaoğlu konusunda hizmet ve çalışmalar anlamında partide de bir tereddüt anlamına geliyor. Kocaoğlu’nun Alaattin Yüksel ilişkisi, Başdanışmanı İlknur Denizli’nin AKP milletvekili olup, birçok konuda iktidara bilgi verdiği, belediye kadrolarında iletişim eksikliği ve yönetme yetersizlikleri.  Yargı dosyalarında belki Kocaoğlu’nun kurusu olmasa bile sistemi mahkum edebilecek ayrıntılar.

   Buradan başlığa bir atıfta bulunmanın zamanı geldi. CHP’de yerel seçim öncesinde favorisi bulunmayan bir adaylık durumu söz konusu.

   Bu durum yeni adayların yolunu açıyor. Örneğin, Konak’a bile aday gösterilmesinde sakıncası olduğu CHP içinde çokça konuşulan Hakan Tartan bu boşluğu eski bir gazeteci olarak kokluyor. Hüseyin Aslan bir başka aday. Mehmet Ali Susam başka bir aday.

   Bir de belediye başkanları var. Örneğin Cevat Durak bir önceki seçimde olması gereken noktayı yeniden istiyor. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer.  Şimdilerde sessiz kalsa da Balçova’nın Deniz Gezmiş’i diye kendisini anons ettiren M. Ali Çalkaya da bu göreve gizli taliplerden. Çalkaya hiç aday adayı olmadığı Balçova’ya kolay ulaşınca, niye Büyükşehir olmasın ? diyenlerden.

   Bir de Büyükşehir için sürpriz isimler var. Bu isimler Genel Merkez yönetiminden olabilir. Örneğin Bergamalı olay İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler. İzmir’in dokusuna uyacağına inanılan Birgül Ayman Güler önemli aday adaylarından.  

   Bugüne dek Nurgül Uçar dışında kadın aday göstermeyen (Nurgül Uçar’ın ilk adaylığı SHP’den) CHP bu kez kadınlar konusunda nasıl bir adım atacak merak ediyorum.

   Anlayacağınız Aziz Kocaoğlu’nun geçen dönem mecburiyetten aday gösterilmesinin ardından bu dönem büyük farklılıklar içeriyor. Bu tartışmaların da uzun süre devam etmesi kaçınılmaz gibi.

   AKP seyirci durumunda

   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nı eleştiren İktidar Partisi AKP’nin durumu vahim.  Bu kente “atanan” Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay’ın ipiyle seçim kazanacağını düşünen AKP, hangi kadrolarıyla İzmir hanlının önüne gideceğine bile karar veremeyecek durumda. Ertuğrul Günay’ın her an AKP’den ayrılabileceği gerçeği, Binali Yıldırım’ın ise 35 proje aldatmacasıyla girdiği İzmir’de fizibilitesi, projesi bile olup olmadığı bilinmeyen ve girilen dağdan nasıl çıkılacağını birlikte göreceğimiz Konak Tünelleri’nin İzmirli üzerinde ne tür bir etkisi olabileceğini göreceğiz. Ancak, gündelik yaşamına dokunulmasından hoşlanmayan İzmir’de AKP’nin bundan 10 yıl önceki oy oranlarında zinhar bir ilerleme olmamasına da dikkat çekmek gerekli.

   AKP’nin ilçelerde hangi kökenden aday göstereceği ise tartışılan konulardan. Örneğin, “Cemaate yakın” aday konulduğunda İzmirli ile uzaklaştığını gören AKP, göstermelik liberal adaylarla da başarılı olamadığını test etti. Hatta CHP içerisinden alınan Aksolculardan da sonuç alamadı.

   İzmir kentinin gerçekten liberal, Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk kavramlarından uzaklaşmamış merkez sağ dışında kimseyi iktidar yapmadığını da göremiyorlar.

   İzmir’de her dönemde CHP veya sol iktidar olmadı. Ama merkezdeki solun kendisine yakın liberal eğilimlere oy vermesinin dışında, “Ben senin Kordon’undaki masalarını da Beyoğlu’nda olduğu gibi kaldırırım” mantığındaki insanlara geçit vermiyor.

   Kulakları çınlasın Burhan Özfatura’nın. Kendisi dünya görüşünü açıklarken “Ben karpuz gibiyim. Benim dışım yeşil, içim kırmızı” demişti.

   Gelinen noktada şimdi Özfatura bile CHP aday adayı olarak anılabiliyor. Halbuki Özfatura’nın bugün AKP ile birlikte olması gerekirdi. Anlayacağınız Merkez sağın önemli değerlerini CHP’ye iten AKP’nin mevcut oylarını artırması mucizelere bağlı. Bu nedenle de çıkacak adayların (Ben aday olayım belki milletvekili olurum) veya parti bana başka olanaklar sağlar düşüncesinden hareket edeceği kesin.

   İlçelerde durum

   İlçelere sanırım Konak’tan başlamak gerekiyor. Temizlik İşleri Müdürü’nü çoktan temizlemesi gereken Hakan Tartan, müzeleri, neşeli durumları ile kentimizin gündeminden inmiyor. Gazetecilik mesleğinden geldiği için bazı medya kurumlarında nasıl yer alabileceğini iyi hesaplayan Tartan,  beklenmedik durumlarda ise kilitleniyor. Çünkü, Sayın Tartan eleştirilmeye alışık değil. Kendisine “Bakanım” dedirten Tartan, 2 aylık bakanlığını CHP içerisinde iyi kullanıyor. CHP’nin bıçak sırtı bir kararı Konak’ta vermesi gerekiyor.  Çünkü Konak’a “Beni aday gösterseler” Tartan’dan 5 puan fazla alır ve başkan olurum. CHP’nin istediği gibi tercihini işletebileceği bir kent Konak. Genel başkan’ın bu noktadaki tercihini yaparken üzerine gelebilecek baskıları göğüslemesi gerekiyor.  Tartan’ın iletişimde olduğu “İstanbul” lobisinden kurtulamayacağını biliyorum. Konak’ta partiye emek vermiş çok önemli isimler aday adıyı. İl Başkan Yardımcılığı görevinden ayrılan Hüseyin Mutlu Akpınar, Eski Konak İlçe Başkanı Tayfun Emre ve Av. Nilay Kökkılınç göze çarpan ilk isimler. Ama bununla da kalmıyor. 10 dolayında isim bu noktaya aday adayı.  AKP’nin ise Konak’taki şansı yok gibi. Konak belediye Meclisi’ndeki etkisiz muhalefetlerine bakıldığında AKP’nin bu ilçede kiminle temsil edildiğini bile anlayamıyorsunuz. Bunun önemli bir nedeni de AKP’nin bu ilçede etkili olabilecek isimleri siyaset dışı bırakması. Örneğin, Konak’ta yıllardır siyaset yapan ANAP’tan gelen Bilal Doğan bu parti tarafından limon gibi sıkılıp kenara konulanlardan. Dolayısıyla da Konak gibi büyük bölümünde eğitim düzeyi yüksek seçmenden “cemaat” tarzı yüzlerle oy almaları zor.

   İlçe sınırlarında hata

   AKP’nin 2009 seçimlerinde yarattığı iki ilçe var biliyorsunuz. Ancak ilçeleri bölerken hangi mantığın yürütüldüğü çok tartışıldı. Karabağlar ve Bayraklı’da ilçe sınırlarını bilinen noktalardan daha büyük tutan AKP iktidarı o dönemde rahatlıkla kazanacağını düşündüğü iki ilçede de büyük tokat yedi.

   Hatay’ın önemli bir bölümünü Karabağlar’a bağlayan AKP iktidarı buralardan gelen blok CHP oyları ile yenik düştü.

   Aynı darbeyi Bayraklı’da Bornova’dan bağlayan CHP’nin blok oyları olan 3 mahalle ile yaşadı AKP. Bayraklı da da seçimi yitirdi. Şimdi bu iki ilçe için büyük mücadele verecek AKP yöneticileri.  CHP’nin ilk kez seçilen iki başkanla yola devam etmesini bekliyorum. Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ. Bu iki ilçede AKP’nin diğer ilçelere göre daha büyük iddiası var. Ancak, bu başkanların karşısına kimleri çıkarabilecekleri belli değil. AKP’nin başında da söylediğim gibi hazırlıklı bir kadrosu yok.

   Adaylarının o bölgelere uyup uymadığını bile kontrol etmiyorlar. Örneğin Bayraklı’da “yüksek yüksek binalar” yapanların tepki göreceğini bile düşünmediler geçen dönem.

   Karabağlar’da da benim AKP açısından ortaya koymam gereken bir başka argüman ise “Açılım” konusunun tam arkasında duranlar ile “Türk milleti kavramını” öne çıkaranlar. Geçen dönem AKP içerisinde bu iki grup iç içe geçmiş durumdaydı. Bu seçimlerde TC ismini kaldırmayı rahatlıkla söyleyenlere MHP kökeninden geldiğini söyleyenler nasıl bir birliktelik kuracak. Yine de bu iki ilçede seçimleri tahmin ederken konak gibi kolay konuşmak zor. İki ilçede de mücadele sent geçecek.

   Bir başka büyük ilçe Karşıyaka. Geçen dönem Cevat Durak’ın çok rahatlıkla seçim aldığı Karşıyaka. Bu dönem CHP’nin yine rahatlıkla seçim alabileceği yer. Buradaki mücadele CHP içerisinde geçiyor. Başkanlık koltuğunu kaptıran Cihan Türsen’in aday adaylığı ve demeçleri gazetelerde boy göstermeye başladı. Bazı CHP’lilerin mutsuz olduğu Durak’ı çok önemli bir gerekçesi yoksa CHP’nin değiştirme şansı yok. Ben tüm eleştirilere karşın Durak ile CHP’nin yeniden seçim alabileceğini inanıyorum. AKP’nin geçen dönem aday yaptığı ve Karşıyaka’da sevildiği iddia edilen Cenk Karace bile geçen seçimde büyük bir fark yedi. Zaten ondan sonra Karace’yi de gören olmadı. Bu seçimlerde de AKP’nin benzer bir durumu yaşaması kaçınılmaz.

   Buca’da durum

   Buca’da bir kısmı AKP’ye giden CHP’li meclis üyelerinin şiddetini aşan Başkan Ercan Tatı  son günlerde yaptığı açıklamalarla adaylığın favori ismi. Balkan kökenli bir ailenin çocuğu olan Ercan Tatı, bu kimliğiyle Buca merkezindeki sağ oyları da rahatlıkla toparlayacak bir isim. CHP bu ilçede seçim kazanabileceği dönemlerde bile CHP dışındaki seçmenden oy alabilecek tercihler yapmadığı için hayal kırıklıkları yaşamıştı. Buca merkezinde yaşayan Balkan nüfusunun yine oyunu alacağı için CHP’nin Buca’da yanlış bir tercih yapacağına inanmıyorum. Alevi kimliklerine güvenen “Ben Genel Başkanın akrabasıyım” demekten kaçınmayanların da bol olduğu bir ilçe Buca.  Siyasette son yıllarda hemşerilik ve etnik yakınlıkların kullanıldığını bilmeyen yok. Bunları aşabilecek kişilikler böylesi her kökenden insanın bulunduğu Buca için şart.

   Buca’da benim düşüncem Ercan Tatı’nın adaylığında CHP’nin rahatlıkla seçim kazanacağıdır.

   Bu ilçede AKP içindeymiş gibi görünen Cemil Şeboy, eski bakan Işılay Saygın gibi siyasetçilerin dayandığı bütün seçmen zemini geçen dönem CHP’ye oy verdi. Bu seçimde de aynı kesimlerin tercihi yine CHP olacak.

   AKP’nin Buca’da birkaç parça olarak hareket ettiğini siyasetle ilgilenenler biliyor. Geçen dönem cemaate yakın Beytullah Salman ile seçim yitiren AKP’de İlçe Başkanı bir grubu temsil ediyor. Bir başka grup ise BBP’den gelen Mustafa Arslan. Partinin yarattığı boşluğu değerlendiriyor. Parti adına açıklamalar yapıyor. Bir başka grup ile liberal olduğunu söyleyenler. Cemil Şeboy etrafındakiler. Bu ilçede Rıfat Sait’in her olaya müdahil olan tavırları da ilginç. Kendisini hala parlamenter sanmıyor sanırım Rıfat Sait. Ne olursa bakıyorsunuz arkadan Rıfat Sait açıklama yapıyor. Memleket batıyor ama Rıfat Sait hala dar çevresinden kurtulamıyor.

   Birçok belediye meclis üyesini Buca dışından getiren AKP’nin de bu ilçede yerel seçimlerde iddia sahibi olması zor görünüyor.

   Diğer ilçelerde durum

   Bana göre Balçova, Narlıdere ve Güzelbahçe’de CHP rahat seçim kazanacak gibi. Bu ilçelerden Güzelbahçe’de CHP içindeki sıkıntıların (Ertan Avkıran) aşılması gerekiyor. Bu ilçelerde belediye başkanlarının değişmesi tamamen Parti Üst yönetiminin duruşuna bağlı. (Benim Belediye Başkanlarım Başarılı) diyerek aynı isimlerle seçime gidebilirler. Belki de bazı başkanlar için bu kadar yeter denilebilir. Dediğim gibi bu tamamen CHP üst yönetiminin İzmir’e nasıl bakacağıyla ilgili bir gelişme olacak. Son zamanlarda Güzelbahçe’de her ne kadar dışarıdan sürpriz isimler çıksa da, yerleşik seçmenin bu isimlere sıcak bakmadığı da ayrı bir gerçek olarak önümüze çıkıyor. Yani “projelerin devamı” için mevcut başkan İnce’yle devam edileceği yorumları oldukça ağırlık kazanıyor.

   Kuzeyde önemli ilçe Çiğli’de duruma baktığımızda ise burada bilindiği gibi Başkan Metin Solak, Ensari Bulut’un ölümüyle bu koltuğa oturdu. CHP içerisinde tartışmalı süreçler yaşandı. Daha sonra Solak, CHP içerisindeki bu tartışmaları atacak adımlar attı. Solak’ın önündeki tek engel Genel Merkezden onay almak.

   AKP’nin geçen dönem seçime en çok yaklaştığı iki ilçeden birisi Çiğli. Gösterdikleri doğru aday Ömür Kabak ile ciddi bir oy aldılar ama yetmedi. Diğer ilçe Çeşme’de olduğu gibi. Bu dönem AKP’nin nasıl bir adım atacağını bilemiyorum. Ama tanıdığım kadarıyla İlçe Başkanı Adnan Yılmaz ve benzeri adaylarla AKP bu ilçede seçime yaklaşması zor.

   İzmir’in uzak ilçelerinden Bergama’da ise bir Başkanlık değişimine gidilmesinin partiye yarardan çok zarar getireceğine inanıyorum. Çünkü mevut Başkan Mehmet Gönenç’in güzel işler yaptığı konuşuluyor. Kim mi konuşuyor derseniz, tabii ki ilçe halkı.

   Geçtiğimiz günler Sevgili Osman Özgüven’in mahkemesini izlemek için bu ilçeye gitmiştim. Aradaki boşluğu Bergamalılarla konuşarak değerlendirdim. Çoğunluk yapılan işlerden memnun ve Gönenç’le devam edilmesinden yana görüş belirtiyor.

   Bir önceki Milletvekilliği seçimlerinde aday adayı olan İdris Yavuzyılmaz’ın ilçe başkanlığından istifa ederek, Belediye Başkanlığı aday adaylığına soyunması da parti içerisinde “Mevcut Belediye Başkanımız genç ve başarılıyken, bu adaylık neden?!” yorumlarına neden olmuş durumda.

   Bir başka uzak ilçemiz Dikili’de ise öne çıkan isim yine Osman Özgüven. Osman başkanın önündeki (şimdilik) tek engel rakiplerinden ziyade devam eden mahkemenin biran önce karar vermesi. Yargı paketinde cezasının düşmesine rağmen, uyarlama kararı her ne hikmetse bir türlü sonuca bağlanmıyor. Gayri hukuki olan bu durumun önümüzdeki 25 Eylül tarihinde sonuçlanacağına kesin gözüyle bakılıyor.

   Şimdilik bu kadar. Önümüzdeki yazımız da; Aliağa, Bornova, Çeşme, Foça, Gaziemir, Kemalpaşa, Menemen, Menderes, Selçuk, Torbalı ve Urla'ya ilişkin değerlendirmelerle süreci okumaya devam edeceğiz…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ata Demirer'den Özge Borak açıklaması

Komedyen ve oyuncu Ata Demirer, 'Eyyvah Eyvah' film serisinin bitme nedeninin eski eşi Özge Borak ile ilgisinin olmadığını söyledi.

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Kafein faydalı mı zararlı mı?

Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında…  Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı iyileştirmeye yardımcı olabileceğine dair çalışmalar var.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR