Yukarı
1

Sinan Kara

Olayların Özeti; Başbakanın zihniyet savaşıdır…

03 Haziran, 2013

   Başbakan sonunda bu ülkenin halkını muhafızlarına kırdırmayı başardı. Bir anda ülkeyi kasıp kavuran Gezi eyleminde bugün yedinci güne girdik.

   Bu eylemi sadece Gezi Parkıyla ilişkilendirmek elbette yanlış olur, orası fitilin ateşlendiği yer olarak tarihe geçmiştir. Yasaklanan bayramlar, alkol ve iki ayyaş, halkın yaşam tarzına müdahale ve son olarak üç beş çapulcu sözleridir. Bunun gibi daha onlarca örnek sıralayabiliriz. Bu eylemlerde en belirgin olan ise sağcısı, solcusu, futbolcusuyla herkesin ama herkesin bir araya geldiği gerçeğidir. Bu birliktelik, bir Başbakanın şişen egosu ve zihniyet savaşına, Halkın öfkesinin patlamasının tezahürüdür.

   Türkiye’nin ve İzmir’in meydanları, caddeleri özellikle de ara sokaklarında halkın acıları ve bedenlerinden dökülen kanların izleri var.

   İzmir’den örnek verirsek

   Gündüz kış uykusuna yatan ve Kentin üzerine her karanlık çöküşünde ortaya Ku-Klux Klanlar çıkıyor. Ellerinde demir ve odun sopalarla “sürek avı” yapar gibi insan avına başlıyorlar. Polis’in arkasında “Sivil giyimli” ne olduğu belli olmayan tiplerden bahsediyorum.

   Kimileri için bunlar Sivil Polis, kimileri için AKP’den çağrılanlar ve bir başka yaygın kanı ise bunların ÖSO’dan geldiği iddiasıdır. Gerçek olan ise göreceli bir şekilde Polisle birlikte hareket ettikleridir.

   Bu görüntüler ve uygulamalar, aslında bizlerin bu ülkede Hukuk ve demokrasiyle yaşamadığımızı kanıtlıyor. En çokta savcıların duyarsızlığına yanıyorum. Her şey bu denli göz önündeyken bu ülkede savcı müessesesi diye bir şeyin olmadığını sanırsınız.

   Yaşadığımız yer İzmir’de insan hakları ve hukuk kuralları eğer eli sopalı garip garip tiplere bırakılmışsa,  Savcılık müessesinin varlığının Şeklen olduğu aşikârdır. Bunun vicdani sorumlusu o savcılardır, asıl sorumlu ve muhatabı da Cumhurbaşkanı, Başbakan ve AKP hükümetidir.

   İzmir’e yeni atanan Vali’ye bu kent insanına reva görülen şiddeti elbette sormayacağım çünkü bu vahşet hakkında suskun kalması beni şaşırtmadı, lâkin kendisinin bir AKP valisi olduğu henüz İzmir’e gelmeden yeterince net biçimde dile getirilen bir gerçektir. Bu anlamda aklımıza hangisi değil ki sorusu da gelmiyor değil!

   Buradan her şeye rağmen iyi polislere seslenmek istiyorum. Siz yanınızda olan provokatör niyetli Kötü polislere uymayın. Çünkü kafasını gözünü patlattığınız o insanların sayesinde çocuklarınıza ekmek götürüyorsunuz. Bunun ne demek olduğunu aç insanların haline bakarak anlamak hiçte zor değildir.

   Sizlerin uyması gereken olmazsa olmaz kural Hukuk İlkeleridir, aldığınız saçma sapan ve ideolojik amaçlı emirlerden uzak durmalısınız. Çocuklarınıza “namuslu” bir gelecek bırakmak adına, sadece vicdan, hepsi bu!

   Ve tabii ki eylemcilere de bir çağrım var.

   Yapılan eylemlerin her şeye rağmen hukuk ve demokrasi ilkeleriyle bağdaşması bir zorunluluktur. Etrafı yakan ve yıkanları kesinlikle bertaraf etmelisiniz ki, yaptıklarınızın bir anlamı olsun. Aksi halde hak arama talebiniz terör estirmeye dönecektir. Bunun en tipik örneği AKP Karşıyaka İlçe Bürosunun provokatörler tarafından yakılmasıdır. Lütfen yakıp yıkmadan, sadece sükunet!..

   Neyse…

   Şimdi gelelim Ana akım medya, İzmir medyası ve tabii ki Fatih Altaylı’ya.

   Ana akım medya halk nezdinde artık “satılmışlığını” tescil ettirmiştir. Yüz binlerin sokakta hak aradığı bir ülkenin TV kanallarında “penguenlerin çiftleşme” görüntüleri varsa o medya artık aşağılık olmuş demektir.

   Hele hele kendisine “yiğit adam” denmesi için megalomanlığın zirvesine tırmanan, gerçekte ise Başbakanın uşağı haline gelen Fatih Altaylı denilen gazeteci bozuntusu için artık söylenecek söz kalmamıştır. Bu halkın “Liboşlar listesi”ne adı altın harflerle yazılmıştır. Ki dönekliğinden dolayı bu halkın zihninde etek giyen bir “Yiğit” modeline dönüşmüştür. Geçmiş olsun!

   İzmir medyası ise kent halkını hüsrana uğratmış durumdadır. Sosyal paylaşım sayfalarında özellikle EGE TV, Yeni Asır TV ve Gazetesine gösterilen tepkiler bir araba dolusu hakaret halini almıştır.

   Bu arada dün gece yarısı İzmir’den Halk TV’ye bağlanıp İzmir’i güllük gülistanlık gösteren ve yaralı bile olmadığını söyleyen gazetecinin ne yapmaya çalıştığını da anlamış değilim.

   Sözün özü;

   AKP’nin yaptığı itidal çağrısının samimi olmadığını Polisin uygulamalarından yeterince görüyoruz. Ancak meydanlara çıkanlar ilkesel olarak itidalli davranmak zorundadır. Çünkü aslolan mücadelenin direniş halidir. Buradan önemle rica ediyorum, çevrenizde olan biten yanlışlıkları, gerçeklerin örtülü kalmaması adına bizlerle paylaşmayı unutmayın. Dileğim biran evvel kimsenin daha fazla canı yanmadan demokratik taleplerin yerine getirilmesi ve bu eylemlerin artık son bulmasıdır…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Romantik Asansör Pozları Olay Oldu

Uzak Şehir’in Alya’sı Sinem Ünsal, sevgilisi Berk Cankat ile hasret giderdi. Dizi çekimleri nedeniyle sevgilisinden uzak kalan güzel oyuncu, romantik asansör pozuyla hayranlarından tam no...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...

Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, hem fiziksel hem de duygusal değişimlere yol açabilir.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR