İki Cambaz…

   Yiğit, cesur, ahlaklı, dürüst, dobra, usta ve  adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan. Kim diyor bu sözleri; Tabii ki AKP’liler…

   Lâkin bana sorarsanız zerre kadar bu özelliklerin hiçbirisine de sahip değil.

   Hepsinden yoksun adam…

   Neden mi?

   Çünkü; Dürüst adam söylediğinin arkasında dürüstçe duran “er” kişiye denir. Yiğit ve adam gibi adam lafı eğip bükmeden konuşana denir. Usta adam, halkını kamplara bölen ve sadece kendisi gibi düşünen kesime değil, her kesime ustalık yapandır.

   Konu, İki Ayyaş…

   Ne diyor Yiğit Başbakan;

   İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor…

   Sarf edilen bu sözlerde adresin Atatürk ve İnönü'ye çıktığına dair toplumun büyük bir bölümünde kanı ve haklı yere tepki oluşmuş durumda.

   Bir tek o, yani “dürüst” ve “yiğit” adam konuşmuyor. Ya da “dervişin fikri neyse zikri de odur” takiyeciliğinden hareketle konuşmak istemiyor.

   Tepkilerin dozajı artınca Erdoğan’a borazancıbaşılık yapan Hüseyin Çelik kürsüye çıkıyor;

   Tamamen sözün gelişi olarak söylenmiş bir sözdür. Ahmet'i veya Mehmed'i, şu veya bu şahsı, A veya B devlet adamını kastederek söylenmiş bir söz değildir. Sözün gelişi söylenmiştir. Altında derin manalar, farklı isimler aramanın bir manası yoktur.

   Pis yalancı ve ahlak yoksunları!

   Eğer samimi olsa “Atatürk bizim ve bu ülkenin büyük bir değeridir. Ona bu yakıştırmayı yapmak kimin haddinedir” gibi bir çift söz ederek, yaptığı açıklamanın da bir şekilde altını doldurur.

   Ama dedik ya “dervişin fikri neyse zikri de odur” diye…

   Bu açıklamanın neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Gelişi güzel konuşmuşmuş. Yetmiş altı milyona Başbakanlık yapmaya çalışan kişi eğer “gelişi güzel” konuşuyorsa, bu çok daha vahim bir olaydır.

   Bu vesileyle, ülkeyi “gelişi güzel” yönettiği de kendi borazancısı tarafından teyit edilmiş oluyor.

   İki ayyaş sözü ederek bir halt yiyen ve bunun altında ezilen Başbakan Erdoğan ve borazancı Hüseyin’in düştüğü bu durum “Bir ipte oynamaya çalışan iki cambaz” halini almıştır. Bu rezil durum 76 Milyon insanın kaderinin aslında kimlerin elinde olduğunun da açıkça göstergesidir.

   Sözün özü;

   Bizden olmayanlar ölsün mantığıyla, iktidara tutunmak için Din istismarcılığını elden bırakmayıp, dibine kadar takiyecilik yapan ve gırtlağına kadar her türlü pisliğin içerisine girmiş olan bu siyaset soytarıları, elbet Türkiye tarihinin “kirli” sayfalarında yerlerini alacaklardır.

   Lâkin hiçbir iktidar ebedi değildir, iyi bilinmelidir ki bir sabah bu halk yatağından kalktığında o tarih sayfasını açarak AKP’yi de ibretle anacaktır. Tıpkı diğerlerinde olduğu gibi…