Kocaoğlu ve Başkanlar CHP’yi vurdu!
23 Mayıs, 2013İzmir’den Diyarbakır’a “Büyük Başkan” Aziz Kocaoğlu’nun koltuğu altında gidenlerin listesine bir bakayım dedim, bakmaz olaydım, kimler yok ki.
Balçova Belediye Başkanı M. Ali Çalkaya, Bayındır Belediye Başkanı Mehmet Kertiş, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Beydağ Belediye Başkanı Süleyman Vasfi Şentürk, Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak, Dikili Belediye Başkanı Yusuf Altıparmak, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, Karaburun Belediye Başkanı Hamza Serdar Yasa, Kiraz Belediye Başkanı İsmet Korkmaz, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur, Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu ve Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç…
Mail atan ve haberlere yorum yapan okuyucular bu isimlerin sürece dâhil edilmesine çok şaşırmış durumda.
Ancak ben "gerçek bir süreci" elbette ki normal karşılayanlardanım ama Başkanların bu durumunu da önümüzdeki yerel seçimlerde Kocaoğlu’nun öfkesini almamak için, mecburi bir seyahate bağlıyorum.
Eğer Genel Merkez Kocaoğlu’nu tekrar aday gösterirse, Metropol Belediye Başkanlarının belirlenmesinde en büyük pay sahiplerinden birisi yine Kocaoğlu olacaktır.
Diyarbakır Listesine bakınca doğrusu kimi nereye koyacağım konusunda bende şaşırmadım desem yalan olur.
Ve bu Başkanlardan birçoğunun “barış, çözüm ve demokrasi” kavramlarından ne denli uzak olduğunu bilmesem bir şey demeyeceğim, hatta ciddi anlamda olabilecek bir “barış” sürecine de katkı sundukları için helal olsun diyeceğim ama kazın ayağı hiçte öyle göründüğü gibi değil. Listedeki bazı isimlere bakınca, “eğer “barış süreci” böyle çözülecekse vay o barışın haline” demenin oldukça yerinde bir tanım olacağı düşüncesindeyim.
Çünkü barışı getirenlerin “demokrasi kültürü”yle barışık olmaları gerekir. Örneğin, sayısızca “Antidemokrat” uygulamaları olan Kocaoğlu’nu demokrasiyle yan yana koymak ne kadar doğru bir yaklaşım olabilir ki.
Ayrıca AKP'nin barış yanlısı bir parti olmadığı da iyi analiz edilmelidir. Bunun onlarca örneği mevcuttur. En belirgin olanı ise, Roboski katliamıdır!
Neyse...
Beni asıl hayretler içerisinde bırakan bir diğer isim ise “hayatta olan” Hasan Tahsin. Hani, İzmir’de ulusalcıların en çok izlediği gazeteci Hasan Tahsin’den bahsediyorum. Emin olunuz ki Başkanların gitmesinden fazla Hasan Tahsin’in Diyarbakır’a gitmesine takılmış vaziyetteyim.
Nasıl takılmayayım ki?
Barış sürecine en keskin biçimde karşı çıkanlardan birisi de kendisidir. Ki o çıkışların derecesinin yüksekliğini de bilenler iyi bilir, güya en okkalısından “Vatan, Millet, Sakarya!” nutukları işitirdik, şimdi “Vatan, Millet, Diyarbakır!” sürecine tanık oluyoruz. Meğerse sadece ve sadece pamuk ipliğine bağlıymış. Hani “ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” deriz ya, işte Hasan Tahsin’in şu an bende bıraktığı durumun özeti de kısacası budur.
Sözün özü;
Barış sürecine dair CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yürütülen parti politikası herkesin malumudur.
Aziz Kocaoğlu ve İzmirli diğer CHP’li başkanların Diyarbakır’a gitmesi, siyasi kazanım açısından AKP’nin hanesine artı puan olarak yazılmıştır.
Bir anlamda Kılıçdaroğlu’na AKP eliyle yaptırılamayan işlem, İzmirli başkanlar üzerinden tüm CHP’ye yaptırılmış oldu. Siyaseten CHP kendi içerisinden “ihanet”e uğramıştır ve bunun faturasının da İzmir’de ağır olacağı düşüncesindeyim. Çünkü İzmir’deki CHP’liler barışa değil, AKP eliyle yaptırılmaya zorlanan, topal kalan ve adına da “çözüm” denilen, aslında çözümsüzlüklerle dolu olan bir sürece karşıdır.
Özetle; Aziz Kocaoğlu önderliğindeki Başkanlar CHP'yi, Hasan Tahsin ise kendi okuyucusu olan Ulusulcıları vurmuştur...
Son olarak;
Bu iş AKP'nin dümen suyuyla ve sadece AKP’nin kendi çıkarlarını gözeten “darbeci anlayışıyla”değil, tüm oluşumların destekleyeceği ve içerisinde bulunacağı, yapay olmayan gerçek bir barış sürecinin, sonuna kadar desteklenmesi gerektiğini de, ayrıca buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum...
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Kılıçdaroğlu’nu CHP’den atmak için; Ne olması gerekiyor?
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Romantik Asansör Pozları Olay Oldu
Uzak Şehir’in Alya’sı Sinem Ünsal, sevgilisi Berk Cankat ile hasret giderdi. Dizi çekimleri nedeniyle sevgilisinden uzak kalan güzel oyuncu, romantik asansör pozuyla hayranlarından tam no...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Vücudunuzdaki bu sinyaller ele veriyor...
Vücut, metabolizmanın sağlıklı şekilde çalışması için yalnızca besinlere değil, aynı zamanda temel vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Özellikle kış aylarında yetersiz vitamin alımı, hem fiziksel hem de duygusal değişimlere yol açabilir.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.