Orman Bakanı İzmir’i ''Orman'' sandı

   Sevgili okuyucular henüz bu sabah, yani bu olay öncesi kaleme aldığım “AKP’nin kâbusu; İzmir” başlıklı makalemde AKP’nin İzmir’e bakış açıcını anlatmıştım ki hemen peşinden o yazımın haklılığını ortaya koyan bu olay yaşandı.

   Dün AKP’li Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun katılımıyla Buca Belediyesine ait olan gölet tesislerinde adına “elektrik krizi” denilen gerçekte ise farklı hesapların olduğu bir etkinlikte yaşanan kriz ortaya çıkmıştı.

   Krizi büyüten isimlerden birisi Sansasyonel açıklamaları ve uygulamalarıyla gündemden düşmeyen AKP İzmir  Milletvekili Rıfat Sait oldu.

   Hemen ardından Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı “Dernek adına istenen yeri siyasi şov alanına çevirmek istiyorlar” diye bir açıklama yaparak olayın özetini çıkardı.

   Bugün öğlen saatlerinde ise siyasi literatürde eşine az rastlanan skandal diyaloglar ortaya çıktı.

   AKP’li “Orman Bakanı” Eroğlu ve AKP İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ın Aliağa’da bir toplantı sırasında açık unutulan mikrofona sarf ettikleri sözler, AKP’nin İzmir üzerinde kurduğu baskıyı resmen ortaya çıkarmış oldu.

   Neydi o diyaloglar, bir kez daha hatırlayalım;

   İl Başkanı Akay: Buca Belediye Başkanı elektrikleri kesiyor. Afedersin, ’s......n gidin benim tesisimden’ diyor. Sizinle bir görüşmek istiyorlar.

   Bakan Eroğlu: Tamam, biz en güzel mektubu şey yaparız. Ona da cezasını verelim. O tesis onaysızsa alalım elinden.

   İl Başkanı Akay: Orman Bölge Müdürü ile görüşelim efendim.

   Bakan Eroğlu: Siz cezaları alın. Derhal alalım elinden. Bu hareketi yaptığı için de cezalandıralım.

   İl Başkanı Akay: Yapmış efendim telefon geldi oradan.

   Bakan Eroğlu: Bana dilekçe versinler. Ben bu esnada iptal edeyim onun şeyini de, atayım.

   Şimdi buradan kanunları “demoklesin kılıcı” niyetine uygulayan “Orman Bakanı”na ve “Orman Kanunlarının” “fişekleyecisi” AKP İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’a soruyorum; O tesisin alınması için Orman İl Müdürüyle gerçekten de görüştünüz mü?

   Eğer görüştüyseniz bizi de bilgilendir misiniz? Ne de olsa “şapka düştü kel göründü” artık!

   İlave edeyim; o tesis kamunun mu, yoksa sizin babanızın malı mıdır?

   Anlamadıysanız biraz daha açayım; bu ülkenin Bakanlıkları ve kanunları sizin “at koşturma” alanlarınız mıdır?

   Özetle; Yuh olsun size!

   Siz elinizdeki o makamları bir “baskı aracı” olarak kullandığınız için yuh olsun size!

   Bugün açık unutulan o mikrofonlarda, AKP’li Orman Bakanının “Orman Kanunları”na hepimiz açıkça tanık olduk. Bu ötekileştiren diyaloglar, bir anlamda AKP’lilerin kendileri gibi düşünmeyen İzmirlilere nasıl baktığının da kanıtı olmuştur.

   Sözün özü;

   Bundan sonra AKP’nin İzmir’e dair yapacağı olumsuz uygulamalar, yani “Orman Kanunları” bu olayla birlikte “tescil” altına alınmıştır. Yani İzmir’e sıkılmak istenilen kurşun “Allah’ın sopası”nın devreye girmesiyle, kendi ayaklarına isabet etmiştir.