Diyanet’in İzmir fetvası

   AKP’nin İzmir’e ideolojik yaklaşımını artık hepimiz biliyoruz. Bunun örneklerinden birisi “Gavur” yaklaşımı diğerleri ise dönem dönem AKP’li Vekillerin ve siyasetçilerin “Algı” vurgulamasıdır.

   Şimdi benzer bir yaklaşım Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’den gelmiş. Haber aynen şöyle;

   İzmir’deki din görevlileriyle Balçova Kaya Termal Otel’de bir araya gelen Görmez, kentin manevi hayatını din görevlileriyle yeniden ayağa kaldıracak, işe ehil bir kişiyi şehre müftü olarak atadıklarını dile getirdi.

   Görmez, “İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var. Öyle olduğu için tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir’e müftü olarak atanması tesadüf değil” dedi.

   Türkiye’nin, insanların, cemaatin profilinin değiştiğine dikkati çeken Görmez, din görevlilerinin de İslam’ın rahmet mesajından kopmadan, değişim, dönüşüm içerisinde olması gerektiğini ifade etti.

   İzmir İl Müftülüğüne atanan Ramazan Muslu da İzmir’de yapılacak çok iş olduğunu belirterek, meslektaşlarıyla birlik, beraberlik içinde beklenene cevap vermek hususunda gayret göstereceklerini söyledi.

   İzmir’in protokol camisi ihtiyacına dikkati çeken Muslu, bu konuda tüm yetkililerin desteklerine ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Muslu, din görevlileriyle ilgili boş kadroların ivedilikle doldurulmasını talep etti.

   Yani Diyanet İşleri Başkanı tıpkı AKP gibi İzmir’in “algısından” ve duruşundan rahatsızlık duyuyor. İzmir’in farklı bir dindarlığı var diyerek bu farklılığa kendince çözüm arayışı getirmenin derdine düşmüş durumda.

   Bu zevata hatırlatmak gerekir;

   Diyanet İşlerinin anlayışında “dindarlık” kentlere göre sıralanıyor veya değişiyor mu; Daha da önemlisi Diyanet İşleri insanların inançlarını sorgulama makamı mı, yoksa inanç ayrımı yapmayan bir hizmet makamımıdır? 

   Özetle;  Bu ülke de Diyanetin gerçek görevi nedir ve politikaya “alet” olanlar, benim ödediğim vergilerle karınlarını doyuranlar, kim oluyor ki benim inancımı sorgulamaya kalkışıyor!

   Sözün Özü;

   Asıl merak ettiğim “İzmir bizi yanlış tanıyor. Algı sorunu var” diyen AKP’nin İzmir Vekillerinin tavrı, tabii ki başta Rıfat Sait’in Diyanet İşleri Başkanının yaptığı açıklamasıyla ilgili neler düşündüğüdür.

   Bu vesile ile buradan aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına da soyunan AKP’li Vekil sayın Rıfat Sait’e soruyorum;

   Sayın Sait  “İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var. Öyle olduğu için tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir’e müftü olarak atanması tesadüf değil” sözlerini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

   Madem İzmir sizi yanlış algılıyor. O halde haydi gösterin samimiyetinizi! Bakalım bu soruya “cesur” ve “tarafsız” şekilde bir cevap verebilecek misiniz?

   Bu arada “Rakıların Efendisi” olarak ün yapan ve “Babadan, dededen CHP’liyiz” diyerek AKP’ye geçen Ömür Şanlı transfer olurken şu açıklamayı yapmıştı; “AK Partinin insanların yaşam tarzına saygılı olduğunu 6 aydır yaşayarak gördüm. Herkese kucak açıyor. Şimdiye kadar şehir efsanesine dönen içki yasaklama gibi böyle bir şeyi ben görmedim. Benim de yaşam tarzım belli. Sosyal, demokrat bir yaşam tarzım var. Benim kırmızı çizgilerime dokunulursa zaten ben de AK Partili olmam.”

   Diyanet İşleri Başkanının yukarıdaki açıklaması acaba Sayın Ömür Şanlı’nın da “kırmızı çizgilerini” ihlal etmiş midir, doğrusu merak ediyorum…

   Bu merakım da bir “samimiyet testi”dir, umarım Ömür Şanlı bunu algılar ve konuyla ilgili düşündüklerini de “yiğitçe” dile getirir.

   Böylelikle “Acaba gerçek sorun İzmir’in algısında mı, yoksa İzmir’i algılayamayanlarda mı?” sorusunun cevabını da netleştirmiş oluruz…

   Yanıtları bekleyelim ve görelim…