Ulusalcılar CHP’yi bitirecek

   On yıllardır ülkenin kanayan yarası olan Kürt sorunu konusunda CHP adeta kilitlenmiş durumda. Bu kilitlenme parti içerisinde tartışmalar ve kavgalara neden olurken, CHP’nin kamuoyunda puan kaybetmesi de görünen bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

   Yapılan anketlere bakıldığında AKP’nin “sorunun çözümü” başlığı altında başlattığı yol haritasının halk nezdinde olumlu karşılandığını, CHP ve MHP’nin “süreci tıkama” açıklamalarının da tepkiyle karşılandığını görüyoruz.

   Öyle ki CHP şu an geldiği süreçte, 1989 Kürt Raporunun bile çok gerisinde kalmış durumda. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun soruna gerçek bakışını parti içerisindeki Ulusalcıların tepkisinden dolayı dile getiremediği iddia ediliyor.

   Onlarca yıldır “az olsun benim olsun” mantığıyla partiyi bir adım dahi ileriye götüremeyen CHP’nin Ulusalcı kanadı, Kılıçdaroğlu’nun “özgürce” hareket etmesinin önünde en büyük engel olarak göze batıyor.

   Yani CHP’nin toplumsal politikalarını mercek altına aldığımızda Kılıçdaroğlu’nun karşısındaki engel AKP değil, parti içerisinde hegemonya oluşturan Ulusalcılar olduğunu fark ediyoruz.

   En son yapılan CHP Parti Meclisi toplantısında parti içerisinde yaşanan tartışmaların izdüşümünü de net biçimde anlamış durumdayız.

   Hatırlarsanız toplantıya CHP İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel ve Aytun Çıray'ın kimlik tartışması damgasını vurmuştu.

   O tartışmayı ve haberi kısaca hatırlarsak;

   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sert bir üslupla parti yöneticilerini sorumlu davranmaya çağırdığı toplantıda söz alan İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, "Kürtlere, Lazlara, göçmenlere zorla Türk’üz dedirttik. Bu yöntem hiçbir sorunu çözmedi" ifadesini kullandı.

   Yüksel'in bu sözlerine bir diğer İzmir Milletvekili Aytun Çıray tepki gösterdi. Çıray'ın "Ben de göçmenim ama hiç kimse bana zorla Türk dedirtmedi, kimse zorla Türklüğü dikte ettirmedi" dediği öğrenildi.

   Alaattin Yüksel’in sözlerine katılmamak elde değil, Zira CHP’nin yürüttüğü “sorunu tıkama” yönteminin ne CHP’ye ne de ülkeye bir şey kazandırmadığı aşikârdır. Demokrat Parti kökenli Aytun Çıray’ın uyduruk çıkışının ise realiteyle hiçbir ilgisinin olmadığını hepimiz çok iyi biliyor ve görüyoruz. Gerçekten uzak ve inkârcı politikaların CHP’yi bitirdiğini belirtmekte yarar var.

   Sözün özü;

   Kemal Kılıçdaroğlu Sosyal Demokrat anlayışı sözde değil özde uygulamaya koymalıdır. Çünkü Ulusalcıların SOL’a ters, Aşırı SAĞ’a yatkın olan ve MHP’yi aratmayan politikaları CHP’yi hem SOL’dan uzaklaştırıyor, hem de Ana Muhalefet sıralamasından da edecek bir tabloyu ortaya koyuyor.

Daha önce ağırlıklı olarak ulusalcıların hâkimiyetinde olan CHP, eğer bu ülke toplumunun gereksinimlerine cevap vermiş olsaydı, onlarca yıllık başarısızlık grafiği oluşmaz ve olduğu yerde çakıp kalmazdı. CHP Sosyal demokrat anlayıştan hareketle artık bu ülkenin sosyolojik gerçeklerine kulak tıkamamalıdır. Aksi halde, gerçek SOL’un yokluğunu fırsat bilen AKP Lideri Erdoğan ve benzerleri, solcu argüman ve politikaları kendisine basamak yaparak rekor boyutlarda oy almaya devam edecektir.

   CHP İzmir’de kırsala indi

   CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin güzel işler yapmaya başladı. Geçmiş yıllarda Adalet Partisi’nin başarıyla uyguladığı Kırsala yönelik çalışmalar uzun dönemden beri unutulmaya yüz tutmuştu.

   Konuyla ilgili açıklama yapan CHP İzmir İl başkanı Ali Engin, AK Parti'nin oy oranı ve seçmen sayısı düşük diye beldeleri ve köyleri kapatmak istediğini söyledi. Engin, "AK Partililer köy ziyaretlerinde vatandaşın sorduğu sorulara kendileri cevap veremediği için yanlarında devletin tarım müdürü, orman müdürü ile dolaşıyor. Onlar da haklı, 10 yılda tüm dünyayı doyuran tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçimizi, köylümüzü kendi karınlarını doyuramayacak hale getirdiler" dedi.

   İlk hamle olarak Bayındır, Tire, Ödemiş ziyaretlerini kapsayan kırsal alan çalışması yoğun katılımla Bayındır'dan başladı. Bu çalışmaların CHP’nin hanesine olumlu işler olarak not düşeceğinden şüphem yok çünkü, AKP kırsal kesimin sorunlarını ciddi biçimde yıllarca görmezlikten geldiği gibi oralarda yaşayanları da her anlamda yalnız bıraktı. Bu nedenle Ali başkanı ve yönetimini kutluyorum.

   -Çanakkale Zaferi...
   Bizler için on binlerce ülke evladının gözlerini kırpmadan ölüme yürüdüğü, tarihin en büyük meydan okuması... Onlar asla geri dönmeyi düşünmediler, herbirinin ruhu şadolsun...