Şanlı'nın 'Şan'ı Transfer Oldu

   İzmir Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı okkalı bir “rozet takma” merasimiyle AKP’ye kaymış, yani geçmiş. Üstüne üstlük “Dün dündür, bugün bugündür” sözlerini de sarf etmekten geri kalmamış.

   Oysa ki bu söz Türkiye’nin kirli siyaset tarihine geçmiş bir sözdür. Yani zihnimizde bir övünme aracı değil, pişkinlik ifadesi olarak algı yaratan söz olmuştur.

   Diğer yandan Ömür Şanlı’nın geçmişte söylediği şu sözler hâlâ kulaklardadır: “Atatürk’ün doğup büyüdüğü topraklarda doğdum. CHP’yi her zaman Atatürk’ün bir emaneti olarak gördüm. Babadan, dededen CHP’liyiz.”

   Yazık, gerçekten de çok yazık. Çünkü kendisi CHP'den de adaydı ancak beklediğini bulamayınca AKP ile dirsek temasa geçmeyi fırsat bildi.

   Ben Ömür Şanlı’yı Kordon’da yaşanan “Tente krizi”nden dolayı Aziz Kocaoğlu’na karşı verdiği haklı mücadelesinden dolayı sever ve desteklerdim. Çünkü haklıydı.

   Bakınız elbette insanlar tercihlerini herhangi bir parti için kullanabilir, hatta beklenmedik dalgalanmalara dahi “yapısal anlayışı” gereği girebilir ancak “Ben babadan, dededen CHP’liyim” diyerek ardından bu tür bir manevra yapmak Şanlı’nın “Şanına” uygun düşmemiştir.

   Çünkü bu tür bir kayganlığa, yaşama dair ilkeleri olan hiç kimse “Aferin” diyemez, “Menfaat gereği” bir “dönüşüm” tanımını koyar.

   Tarihte bunun örnekleri vardır, toplumumuzda benzeri şekilde “fır döndü” tavır takınan herhangi birisinin, siyasi duruşunun bozuk olduğu kanısına varılır. Haliyle siyasi duruşu bozuk olan birisinin “ilkeli” olduğundan bahsedilemez gerçeği ortaya çıkar.

   Yani toplum içerisinde “güvenilmez” bir portre oluşur ki Allah muhafaza siyasette en kötü olan da böylesi bir durum olduğu görülmüştür.

   O nedenle Ömür Şanlı makam ve mevkii açısından bir yerlere gelebilir, AKP’nin bu ve benzeri “kayganlıklara” prim veren bir parti olduğu da aşikârdır ancak bana göre “Ben babadan dededen CHP’liyim” diyen Şanlı bu “kayganlığından” dolayı geleceği açısından önemli bir “itibar” kaybına uğramıştır.

   Çünkü taş yerinde ağırdır!

   Şu an cicim günleri ve ayları olduğu için, bu kaybın izleri belki hissedilmez ama ileri de ne dediğimi, kendisinin de “iliklerine” kadar hissedeceğinden hiçbir kuşkum yok.

   Ayrıca AKP’li İzmir Milletvekili Rıfat Sait ile girdiği bir kavgaya ilişkin kendisiyle daha önce yaptığımız konuşma da “Ben Kordon’da esnafları temsil eden birisiyim, buraya siyasetin girmesine engel olacağım” sözlerini de önümde duran “çöp kutusuna” atıyorum.

   Şunu da söylemeden geçmeyeyim, yaşamım boyunca “dik görünüp eğreti olanlar” için bir karşı duruşum olmuştur. Hangi taraftan olursa olsun kişinin siyasal bakışı “çetrefilli” ise, o kişinin kendisi hariç, bu topluma fayda sağlamayacağı düşüncesindeyim.

   Çünkü bu ülkenin geçmişinde benzeri “dönüş”lerin örnekleri çoktur ve onların toplumsal olguya yararından ziyade zararları konuşulmuş ve görülmüştür.

   Sözün özü;

   Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı’nın “dernek”çilik üzerinden bu tür bir sürece girmesi, o derneğin “Esnaf” değil “Siyaset barındıran” bir dernek olduğu algısını da ortaya çıkarmıştır. Umuyorum bu algı diğer esnaf arkadaşlarına da bir zarar vermeden yok olup gider. Aksi halde “Kordon İşadamları Derneği” bir “Siyasi Pazaryeri” olarak aklımızda kalmaya devam eder…

   Son olarak, çıkarları gereği “gevşek” gazetecilik yapanların Şanlı’ya “kuyruk yağı” sürmesi de şaşırtıcı değil, alışıldık bir durumdur. Eğer irdelerseniz, bu tür gazetecilerin geçmişinde de aynı “fır döndü” geçişler vardır. O geçiş; Işık evleri’nden MHP’ye, oradan da AKP’ye oradan da CHP’ye “kayma” güzergâhıdır. Ki vardığı yerde kalıcılıkta yoktur, çünkü söz konusu olan Lidyalıların baş belası icadıdır…