Kılıçdaroğlu’na uyarı…
23 Şubat, 2013Önceki yazımda Aziz Kocaoğlu’nun İzmir’i ne hale getirdiğini ve üçüncü bir dönemin Kocaoğlu’nu kaldıramayacağını yazmıştım. Sanırım Kılıçdaroğlu ile hem fikir değiliz. Çünkü Uğur Dündar’a yaptığı açıklamada “Hemen belirteyim, İzmir’de kimse boş yere heveslenmesin! Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yola devam edilecek.” diyerek, Kocaoğlu’nu desteklediğini ifade ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinden çıkardığım sonuç, İzmir konusunda acemi olduğu gerçeğidir. Öncelikle şunu belirteyim, CHP içerisinde kimsenin heveslendiği yok ama AKP’de çok var. Çünkü Kocaoğlu’nun tekrar aday olması için AKP’liler ellerini açmış dua eder boyuttadır.
Kılıçdaroğlu İzmir’i ve “beceriksiz” olarak nam salan Kocaoğlu’nu son iki yılda yaşadığı "çakma" operasyon ve AKP baskısıyla değerlendiriyor, yani konuya duygusal açıdan yaklaşıyor. Oysa ki asıl değerlendirilmesi gereken Kocaoğlu’nun dukuz yılıdır. Kendisine “beceriksiz” unvanının boş yere takılmadığını, söz veripte yapamadığı işlerin çetelesini tutarak işe başlamak mümkün. Kılıçdaroğlu eğer İzmir gerçeğini çözmüş olsaydı, AKP’nin değirmenine de su taşımamış olacaktı.
Bu nedenle İzmir’de AKP’ye gün doğdu desem yanılmamış olacağım. Halka hizmet veremediğinden dolayı oldukça yıpranan Kocaoğlu’nun kazara tekrar aday yapılmasını en çok isteyen AKP’lilerdir. Yani her ne kadar 35 proje vaadiyle İzmir alınmaya çalışılsa da bunun "rüşvet" nitelikli yöntemlerle olmayacağı da aşikârdır.
Bakın size küçük bir örnek vereyim.
Geçtiğimiz günler Balçova Termal’da tesadüfen iki kadının Kocaoğlu’nu eleştirdiğine tanık oldum. Sohbete girdim ve neden eleştiriyorsunuz diye sordum.
Aldığım cevap; Biz oyumuzu hep CHP’ye verdik ama pişman olduk. Çünkü İzmir on yıldır bir adım ilerlemiyor. Eğer Aziz başkan tekrar aday gösterilirse Ailece karar aldık kesinlikle oy vermeyeceğiz.
İzmir’de yaşayanlar ve CHP'ye oy verenler gerçekten sıkıntılı. CHP ve Kılıçdaroğlu, Bornova Belediye Başkanlığı dâhil olmak üzere üç kez ödüllendirdiği Kocaoğlu ısrarına artık son vermeli. Çünkü çalışmıyor, makamının ağırlığını taşıyamıyor, halkın kendisine sunduğu desteğin hakkını veremiyor.
Hatırlarsanız Sayın Kılıçdaroğlu eğilim yoklaması yaparak adayların belirleneceğini söylemişti. Eğer halkın taleplerine ciddi biçimde önem veriliyorsa, İzmir’de geniş çaplı bir araştırma yapılması gerekir.
Kılıçdaroğlu en azından Baykal ile bu konuyu konuşabilir. Çünkü bütün CHP’liler de iyi bilir ki; Baykal mecburiyetten dolayı Aziz Kocaoğlu’na vize vermiştir.
Bu mecburiyet nedir derseniz?
Kocaoğlu 2009 seçimlerine az bir süre kala Büyükşehir Belediyesine bağlı şirketlerdeki çalışanları “talimatla” miting meydanlarına doldurmuş ve kendisinin aday gösterilmesi yönünde baskı sağlamıştır. Baykal’da bu yönteme “mecbur kaldım” diyerek razı gelmiştir.
İşin komik tarafı, bazı CHP’lilerin Aziz Kocaoğlu’na tekrar başkanlık vizesi verilmesini ideolojik açıdan ele almasıdır. Halbu ki Kocaoğlu’nu yakından tanıyanlar; onun sol kültüre özgü ideolojik bir derinliğinin olmadığını iyi bilir. Bilmeyenler ise; Üstün körü solcuyum diyenlerdir…
Mesela başkanlık döneminin yedi yılını AKP’lilerle dirsek temas içerisinde geçirmiştir. Büyükşehir şirketlerine cemaatçi kadroları yerleştirmesinden tutun, AKP’lilere ait benzin istasyonlarının kaçak çalıştırılmasına göz yummaya varıncaya kadar çok sayıda kendi konumuyla çelişen işlerin altına imzasını atmıştır. Öte yandan da kendi partililieriyle kavga etmiştir. Öyle ki seçime günler kala kamuoyunun önünde kendi partisinin Milletvekiliyle kavga ederek CHP'yi içten vurmuştur.
Ben öteden beri Kocaoğlu’nun CHP’ye değil AKP’ye hatta cemaatçi oluşumlara hizmet ettiğini düşünüyorum.
Çok basit bir soru;
Büyükşehir Belediyesine yapılan operasyonu hatırlayın. Alt kadrolarda bulunan ve 10-15-20 yılla yargılanan çok sayıda bürokrat hapse konulmuştur.
Operasyonun bir numarası olan Aziz Kocaoğlu ise 397 yıl cezayla yargılanmıştır.
Peki neden içeriye alınmamıştır?
Hukukta eşitlik ilkesine inananlar ne dediğimi iyi anlamışlardır…
Tüm bu olan biteni irdelediğimizde aslında o operasyonun Kocaoğlu’na değil CHP’ye yapıldığı gerçeğini görürüz. Çünkü son iki yıllık “mağduriyet edebiyatı” diye sunulan süreçte Kocaoğlu’nun kılına bile zarar gelmemiştir…
Sözün özü;
Kocaoğlu dokuz yıllık Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminin yedi yılını ense, son iki yılını da uyduruktan “mağduriyet edebiyatı” yaparak geçirmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu Kocaoğlu’na değil İzmir’in sol duyusuna kulak vermelidir. Daha da ötesi İzmir'i "çantada keklik" görme anlayışına son verilmelidir.
2009 yerel seçimlerinde Kocaoğlu’nun adaylığında alınan %56 oy başarı değil bence bir zafiyettir. Çünkü iyi bir aday çıkarıldığında İzmir’in CHP’yi %70’lerle ödüllendirmesi sürpriz değil, doğal bir durum olur. Yeter ki CHP Genel Merkezi İzmir’i anlayabilsin…
Tüm bunların aksine, eğer bu ısrarda diretilirse CHP'nin çok güvendiği kalesini kaybetme riski vardır. Çünkü; İzmir bu anlamda Türkiye’dir ve İzmir giderse Türkiye’de gider.
Benden söylemesi…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Kılıçdaroğlu’nu CHP’den atmak için; Ne olması gerekiyor?
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ata Demirer'den Özge Borak açıklaması
Komedyen ve oyuncu Ata Demirer, 'Eyyvah Eyvah' film serisinin bitme nedeninin eski eşi Özge Borak ile ilgisinin olmadığını söyledi.
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Kafein faydalı mı zararlı mı?
Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında… Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı iyileştirmeye yardımcı olabileceğine dair çalışmalar var.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.