Bezgin Bekir…

   Yıllardan beridir bıkmadan usanmadan İzmir’in başına gelen felaketi, Aziz Kocaoğlu’nu yazıyorum. Kişiliğine değil, beceriksizliğine, iş bilmezliğine ve bezginliğinedir benim eleştirilerim ve sitemim.

   İzmir’de hizmet adına güzel şeyler olmuyor. Sayın Kocaoğlu siyasete ayırdığı değerli vaktini bu kentin işlerine maalesef ayırmıyor.

   En ufak bir yağmur çiselemesinde bile İzmir trafiği saç baş yolduran hale geliyor. İnsanlar saatlerce evlerine gidemiyor ve ortaya çıkan keşmekeşlikten dolayı sürücüler birbirleriyle kavga ediyor, kaş göz yarılıyor.

   Önceki gün Hatay Üçyol’da sıkışan trafiğin içerisinde kalan ve acil hasta taşıyan ambulansın “İmdat!” dercesine acı acı çalan sireninin uğultusu halen kulaklarımda çınlıyor. O an Aziz Kocaoğlu’nun o ambulansın içerisinde olmasını çok istedim. O çaresizliğin kendi başına gelmesini ve kent halkının çektiği acıyı bizzat kendisinin de yaşamasını temenni ettim.

   Ne acıdır ki yıllardır aynı filmi tekrar başa sarıyor ve izlemeye çalışıyoruz. İzmir trafiği uzunca bir dönemdir S.O.S veriyor, şu an tıkanma noktasına geldi ve her gün onlarca araç trafiğe giriş yapıyor ama mevcut güzergâhlar için hiçbir çözüm üretilmiyor.

   Kentin bu denli ciddi sorunları varken, İzmirlinin büyük umutlarla o makama layık gördüğü Kocaoğlu ise bırakın sorunlarla ilgilenmeyi, Belediye meclisi toplantılarına bile katılmaktan imtina eder hale gelmiş. Düşünsenize, kente sağlanacak hizmetlerin onay yeri Meclistir ama yöneten ortalıkta yok.

   O yüzden bu makale için “Bezgin Bekir” başlığını kullanmak aklıma geldi. Çünkü İzmir’in reklâm medyasınca “Büyük” olarak pazarlaması yapılan Başkan Kocaoğlu’nun sürecine yakışan bir tanım.

   İzmir’e bu ilgisizliğinin neden kaynaklandığını Kocaoğlu’na yakın kişilere sorduğumda, “yoruldu”, “AKP’den çekiniyor” gibi ilginç cevaplar alıyorum.

   Her ne kadar birileri Aziz Kocaoğlu’nu tekrar aday göstermeye gayret etse de, Kocaoğlu’nun ve partinin bu işe sıcak bakmadığı, mahkemelerde süren davalarından dolayı Milletvekili yapılacağı yönünde emarelerin olduğunu da ayrıca belirtmek isterim.

   Bunun için şimdiden konuşmak elbette erken ama Kocaoğlu’nun elini ayağını işlerden çektiği gerçeğini görürsek, yeniden aday olabilecek bir Başkan profilini de çizmediğini fark etmiş oluruz.

   Kişisel fikrim İzmir’in daha fazla kan kaybetmemesi için Kocaoğlu’nun bir daha aday olmaması yönündedir. Bana göre İzmir üçüncü bir Aziz Kocaoğlu dönemini kaldıramayacak kadar kötü yönetilmiştir.

   Aksi halde Kocaoğlu’nun tekrar aday olacağı İzmir’de CHP’nin seçim kaybetme riskinin yaşanabileceğini de unutmamak gerekir diye düşünüyorum.

   Sözün özü;

   Kocaoğlu Ahmet Piriştana'nın mirasını yiyerek bugünlere kadar gelmiştir. Maalesef o miras savurgan bir mantıkla bugün tüketilmiştir. CHP Genel Merkezi'nin 2014 yerel seçimlerinde özellikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını belirlerken, kente gelip duygusallıktan uzak, objektif bir araştırmaya girişmesi ve o doğrultuda bir karar vermesinin, hem İzmir’in hem de CHP’nin lehine olacağı kanaatindeyim.

   İnşallah Kocaoğlu’nun Milletvekili olma ihtimali doğru çıkar ve İzmir bir felaketten kurtulur. Çünkü, bırakın yerimizde saymayı gittikçe gerilediğimizin kanıtını Antalya-Eskişehir ve İzmir kıyaslamasından anlamak mümkün.

   Bu şehirlerle İzmir arasındaki on yıl önceki istatistiklerle bugünü karşılaştırdığınızda ne dediğim çok daha net anlaşılacaktır.