İTO Seçimleri Üzerine…

   Önümüzdeki 4 Şubat 2013 tarihinde İzmir Ticaret Odası seçimleri yapılacak. Şimdiden herkes bu seçime endekslenmiş durumda bir tek Kadir Sinan dışında.

   Aynı zamanda CHP’den İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi de olan İzmir Ticaret Odası Meclisi Üyesi sevgili Kadir Sinan ile İTO’da yapılacak seçimler üzerine konuştum bir dokundum bin ah işittim desem yeridir.

   Şubatta yapılacak seçimleri protesto etmek için katılmayacağını belirten, Kadir Sinan ciddi, faydalı bilgiler paylaştı ve onları buradan olduğu gibi bende sizlerle aktarıyorum.

   İşte Kadir Sinan ile konuştuklarımız:

   -İTO Seçimleri geliyor ve duydum ki protesto edip katılmayacaksın. Neden?

   İlk defa ticaret odası seçimlerine dahil olmuyorum , bütün baskılara rağmen seçimlere katılmama kararımdan vazgeçmeyeceğim… Çünkü anayasa mahkemesinin birilerinin defalarca seçimlere girip tekrar seçilebilmenin yolunu  açmasını yurttaş olarak içime sindiremiyorum içime sindiremediğim bir ortamda olmak istemiyorum..başbakanımız ne diyor ey gençler seçme ve seçilme ile ilgili kanunu  değiştirerek seçme ve seçilme yaşını 18 yapacağız çünkü biz gençlerin önü açılsın ve bu ülkeyi yönetme konusunda etkin olsunlar istiyoruz diyor. ama bu iktidarın yıllardır müdahalesi ile oluşan yargı ise tam tersi bir kararla yıllardır bu ülkenin ticaretine ekonomisine yön veren meslek odalarında yıllarca oda koltuklarına yapışmış olanların tekrar seçilebilmelerine olanak sağlayarak başbakandan farklı tavır sergiliyor şimdi neye inanalım …
neye inanırsak inanalım  gerçek şu ki bu kararla yıllarca odalar ve borsaların koltuklarına yapışanlar tekrar seçilebilecekler. ne meslek etiği düşünülür nede toplumsal vicdan bir Allahın kulu da çıkıp yahu ayıp değilmi yıllardır çöreklendiğiniz bu koltuktan kalkın ayıptır günahtır demez…diyen biri lazımdı ve bende diyorum…

   -Peki neden insanlar ahlak, etik ve vicdanlarını bir tarafa bırakarak canhıraş bu işlere saldırır?

   Çünkü para ve güç bir aradadır ve bu iki şey insanların aklını alıp gözünü döndürüyor… Her odanın  hatırı sayılır bir bütçesi vardır ve bu bütçe başkanlar tarafından güzel güzel harcanır ayrıca  bütün bu odalar ve borsaların üst kuruluşu olan TOBB için ise bağlı olan odaların bütçelerinden her yıl yanılmıyor isem % 8 gibi paylar 2 taksitte kuzu kuzu toplanır ve TOBB’da toplanan bu para hiç bir denetime tabii olamadan yıllardır babalar gibi kullanılır, bu debdebe bu ihtişam bu güç buradan gelir ve sende takdir edersin ki kimse yapıştığı koltuğu bırakmıyor…

   Şimdi seninle bir hesap yapalım İZTO’nun bütçesinin 40 milyon olduğunu düşünelim ve % 8 bir bedeli yani 3,2 milyon TL gibi bir bedeli sadece İZTO’nun gönderdiğini düşünelim Türkiye’de kıyamet kadar oda var buralardan giden bedellerin toplamını tahayyül edebiliyor musun… Paralar toplanır 2 yılda bir genel kurul yapılır genel kurulda mutlaka Başbakan bazen Cumhurbaşkanı ve Ana muhalefet genel başkanı konuşturulur bu konuşmalar bitince genel kurul salonu boşalır boşalmış salonda elleri kaldır indir herkes birbirini aklar ve bu çark bu şekilde döner gider…

   Sevgili Sinan siyasetçi bu alanın boşalmasını istemez çünkü bu alanı boşaltan siyasetçinin alanını sıkıştırır oradan yer ister ve bu ahlak erozyonuna bakmaz bakar görmez bu nedenledir anayasa mahkemesinin vicdan sızlatan bu kararına bir Allahın kulu yahu ne yapıyorsunuz dememiştir… Ne hükümetten nede muhalefetten…

   Sevgili Kadir Sinan aynen bunları anlattı. Sistemi görüyorsunuz değil mi?

   Tam bir sömürü düzenini andırıyor. Ömür boyu koltuk edinme uğruna yıllarca gelişmenin ve adaletli yapılaşmanın önü nasıl da kesiliyor.

   Kadir Sinan gidip o seçimlerde oyunu kullanmayacak, var olan bu yapıyı protesto etmek adına bunu yapacak. Kadir bey kullanacağı tercihin daha adil ve adaletli bir şeylerin olabilmesi adına bir işe yaramayacağının, yani varolan düzeni değiştiremeyeceğinin farkında ve bu yüzden de seçimi protesto ediyor.

   Sonuna kadar da haklı…

   Eğer birileri o koltuğu “babasının malı” sanıyorsa, en güzel tepki de bu olsa gerek. Yani o saltanat makamını yalnızlaştırmak ve en azından katılım sağlamayarak çarpık düzene ortak olmamak…