EXPO Politikleşti...

   İzmir güya EXPO’ya hazırlanıyor. Güya dedim, çünkü; bırakın halkı biz basın mensuplarının dahi, EXPO’da neler oluyor, nasıl bir süreç izleniyor ya da kimler ne yapıyor konusunda hiçbir şeyden haberi yok.

   Nasıl olsun ki.

   Çünkü Vali ve AKP’lilerin denetiminde olan EXPO sır küpü haline geldi. Mübarek yer sanki Devlet Dairesi gibiymiş statüsüne sokuldu.

   Aynı zamanda EXPO Yürütme ve Yönlendirme Kurulu Başkanı olan İzmir Valisi Cahit Kıraç katıldığı bir televizyon programında “Halkta Expo konusunda bir sorun yok. Basında var. Yansıtma sorunu var” diyerek sorumluluğu biz basına yüklemiş.

   Vali bey net değil, çünkü "Basında sorun var" diyorsa, o halde halkta da aynı sorunun olduğu gerçeği ortaya çıkar. Eğer halka yansıtılmıyorsa halk nereden bilir ki EXPO'yu?

   Neyse ben olayın politikleşen ve EXPO'nun neden ağlama duvarı haline getirildiği boyutundayım.

   Mesela bu konuda İlknur Denizli'de konuşmuş. İletişim uzmanı da olan AKP milletvekili İlknur Denizli “Elektrik direklerine iki bayrak asmakla EXPO olmaz” diyerek sözlerine şöyle devam ediyor;

   “Yerel yönetimlerde sorun var. Bu işe odaklanamıyorlar. Belediyeler bu işe girmelidir. Yerel yönetimler de konuya ciddi eğilimde bulunmalıdır”

   Şimdi Vali ve Milletvekili Denizli’ye şunu hatırlatmak gerekiyor.

   Demokrasilerde atanmışlardan ziyade seçilmişler ön planda gelir. Ki olması gereken de budur. O halde EXPO’nun başına kent halkının oylarıyla seçilen birisi değil de, atanmış birisi yani Vali neden getirildi?

   İyi hatırlarsak, EXPO’nun son oluşumunda AKP’nin bu görevi İzmir Valisine verdiği gibi, ne yazıktır ki kentin seçilenleri de bu işin içerisinde aktif görev alamadılar. Daha açık bir dille olayın omurgasını oluşturması gereken seçilmişler yani Başkanlar yok sayıldı.

   Yürütülen stratejiden dolayı, İzmirlinin içerisinde yer almadığı, AKP’nin EXPO’su gibi haklı yere bir algı oluştu herkesin kafasında.

   Açıkcası EXPO, AKP eliyle politikleştirildi…

   Sanki koskoca kent Vali, İlknur Denizli, Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay’dan ibaret görüldü.

   Şimdiler de ise Sayın İlknur Denizli “Yerel yönetimler bu işe odaklanmıyorlar” diye yakınmaya başlamış.

   Yani hiçte kusura bakmayın, yok saydıklarınıza karşı böylesine bir eleştiri getirme hakkınız olmadığı gibi, şikayetçi olma gibi bir hakkınız da yok diye düşünüyorum.

   Mesela İlknur Denizli şöyle bir empati yapmalıdır. Aynı yöntemle kendisi baş başa kalsaydı, acaba bu tür bir “dışlanmışlığa” karşı tepkisi ne olurdu?

   Ve Sayın İzmir Valisi EXPO’yu basının iyi yansıtamadığından şikayetçi.

   Kendisine sorarım;

   Seçilmişlerini, sivil toplum örgütlerini ve halkı içerisinde barındırmayan, yani şeffaf olmayan bir yerin tanıtımı başka nasıl olmalıdır?

   Yanıtını söyleyin biz de bilelim.

   Öyle ki basından şikayetçi olan kendileri, EXPO’daki işleyişin şeffaflığı konusunda aynı basının önüne duvarlar örmekten de geri kalmayan yine kendileri.

   Bana göre;

   İzmir Valisi bu işin kapalı bir yönetim biçimiyle kotarılamayacağını anlayınca topu basına, İlknur Denizli ise faturayı Başkanlara çıkarıyor.

   Lafı eğip bükmeden dürüstçe söyleyeyim. Eğer EXPO olayında bir başarı elde edilirse elbette bu başarı Vali ve sadece AKP’nindir.

   Lâkin başarısızlık gelirse aynı biçimde bunun sorumluluğu da İzmir Valisi ve AKP’ye aittir.

   Sözün özü;

   EXPO’yu kapalı anlayış biçimiyle yönetenlerin İzmir’de 5-10 kişiye EXPO nedir diye sormalarını ve nasıl bir cevapla karşı karşıya kalacakları konusunda sorular yönlendirmelerini öneriyorum.

   Neden mi?

   Çünkü bu işin içerisinde halk ve halkı temsil edenler yok…

   Bilmem anlatabildim mi?