Ali Engin Pasif Kaldı

   Geçtiğimiz hafta CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Adnan Alabay’ın da içerisinde bulunduğu gruba Organize Suçlar bürosu tarafından “çete” baskını yapıldı. Olayın ardından bir süre kayıplara karışan ilçe başkanı daha sonra gidip emniyete teslim oldu ve sorgulamaların ardından da bildiğiniz üzere cezaevine konuldu.

   Umarım tüm bu iddialar zaman içerisinde çürütülür ve Adnan Alabay ile birlikte diğer tutuklularda aklanır ve özgürlüklerine kavuşur.

   Ancak burada asıl sorunu bir önceki hafta yazımda dile getirmiştim. Neydi?

   Bu tür bir olayda iddianın bile ciddi durum oluşturduğunu, partiyi rahatlatmak adına bir an evvel (aklanıncaya kadar) Adnan Alabay’ın ilçe başkanlığı görevinden istifa etmesinin siyaseten etik ve ilkeli bir hareket olacağını, gerekiyorsa İl Başkanı Ali Engin’in vakit geçirmeden bu duruma müdahale ederek görevini yapmasını belirtmiştim.

   Neydi bu görev?

   Bu süreç içerisinde Alabay istifa etmiyorsa Ali Engin’in İl Yönetimini toplayıp görevden almayı gerçekleştirmesi gerekiyordu.

   Ancak Ali Engin örgütü rahatlatacak o cesur adımı maalesef atamadığı gibi, garip açıklamalar yaparak “ne şiş yansın ne de kebap” türünden bir politika izlemeyi tercih etti. Bana sorarsanız bu denli kritik ve etik dışı bir olayda, İzmir'de iktidar olan bir partiye yakışmayacak bir tutum ortaya kondu.

   Evet CHP günlerdir bu olaylarla anıldı, dolayısıyla da yıprandı ve başta Sayın Engin olmak üzere birçok üst yetkili de bu durum karşısında pasif kaldı ve partinin kamuoyu önünde “çete”lesi tutuldu, yani bu yıpranmaya çanak tutuldu.

   Düşünün ki, İl Başkanının yapması gereken görevi sonunda Adnan Keskin yaptı ve Adnan Alabay’dan gereken adımı atmasını, yani istifa etmesini istedi.

   Aklımıza bir an “İzmir’de İl Başkanı Adnan Keskin mi?” sorusu da gelmedi değil.

   Bu arada Karşıyaka’da Adnan Alabay’ın göreve gelmesinde etkin rol oynayan Cevat Durak ise şimdilik sessiz. Bu sessizlik hep devam eder mi bilemem ama bildiğim Durak’ın da bu olayla birlikte ciddi biçimde hasara uğradığı gerçeğidir.

   O nedenle Durak’ın konuyla ilgili bir an evvel açıklama yapması, Karşıyaka’da partinin selameti açısından önemli bir adım olacaktır diye düşünüyorum. Lâkin “Yol arkadaşlığı” yapılan bir süreçte, böylesi bir durumda sessiz kalınması şık bir olay olmayacaktır.

   Şimdi Karşıyaka CHP’de ilçenin yeniden oluşması için bir yandan Cevat Durak harekete geçecek, diğer yandan da Durak muhalifleri boş durmayacak gibi. Çünkü bir önceki ilçe seçimlerinde muhalifler Durak ve Alabay’a zor anlar yaşatmış ama seçimin kaybedeni olmaktan kurtulamamışlardı.

   Ve bir sözüm de İzmir çukurunda gazeteci diye geçinen bazı omurgasızlara.

   Bildiğiniz üzere Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven yolsuzluk, arsızlık ve hırsızlığa bulaşmadan, tamamen siyasi baskılar sonucu bir haksızlığa uğramış bunun sonucunda da 8 yıllık bir hapis cezasıyla baş başa kalmıştı.

   Osman Özgüven hem hastalığından dolayı hem de haksız yere o cezayı yatmayı içine sindiremeyerek sürgüne çıkmayı göze aldı. Bu durumu ise o bahsettiğim “omurgasız” gazeteciler “Kaçak”, “Kaçtı” başlıklarıyla yazmayı marifet saydı.

   Ve aynı gazeteciler Adnan Alabay’ın “kaçak” olduğu süreçte ise, kalem oynatamadılar kıllarını dahi kıpırdatamadılar.

   Çünkü korktular!

   Düşünün bir taraf haksız mal edinmeden, tamamen kamu adına uyguladığı iki ihaleden dolayı cezalandırılmış, bir diğeri ise organize “çete” suçlamasıyla aranıyordu.

   Muameleye bakın; Osman “Kaçak”, Adnan ise “rahatsız”…

   Oysa ki Osman’ın da ciddi anlamda kalp rahatsızlığı vardı. Ve o hapsi yatmamasının en büyük nedeni bu rahatsızlığından kaynaklıydı. Hapse girerse oradan sağ çıkamayacağı endişesi oluşmuştu.

   Ama bahsettiğim “kalemşör”ler birilerine yaranmak için Osman’ın rahatsızlığından ve haksızlığa uğramasından ziyade o’nun “kaçak” oluşuyla ilgilendi.

   Köşelerinde ve ekranlara çıkıp cesaretten, onurdan ve objektiflikten bahseden o gazeteci müsveddelerinin kim olduğunu elbette sizlerde çok iyi biliyorsunuz.

Sözün özü;

   CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin Karşıyaka’yı en iyi bilenlerden birisidir. Karşıyaka’da herkesin söz hakkı olduğundan hareketle, kırmadan dökmeden, tüm partililerin eşit olduğu bir yönetim anlayışıyla İlçe Yönetiminin oluşmasında en önemli rol yine kendisine düşecektir. Bakalım bunu başarabilecek mi, doğrusu bende merakla bekliyorum.

   2013 Yılının tüm insanlığa barış, sevgi ve mutluluk getirmesini diliyorum…

Not: CHP 33 Dönem YDK Üyesi Murat Haluk Öncel'in ağabeyi Fazıl Öncel hayatını kaybetmiştir. Merhuma Allahtan rahmet, Öncel ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum...