Kocaoğlu-Durak savaşı

    İzmir Büyükşehir Belediyesinin çöp depolama yeri arayışının adresi Yamanlar olarak belirlendi.

   Kim tarafından?

   Aziz Kocaoğlu onay verdi.

   Ancak, Yamanlar Karşıyaka bölgesinde dolayısıyla bu adres tespitinden Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak muaf tutulmuş yani onayı alınmamış.

   Biliyorsunuz Kocaoğlu uzun zamandır bu yer arayışını sürdürüyordu. Daha önceden birkaç ilçe belirlenmiş ancak o ilçelerin karşı çıkmasıyla birlikte Kocaoğlu geri adım atmak zorunda kalmış ve birkaç kez önerisini geri çekmişti.

   Şimdi aynı hadise Karşıyaka’da yaşanıyor.

   Cevat Durak bu duruma hayli kızmış gibi. Önceki gün bir TV kanalına verdiği röportajda, Kocaoğlu’nun şu ana kadar zaten Karşıyaka’ya gereken önemi vermediğini ima ederek yapılması olası olan çöp depolama yerinin Karşıyaka seçilmesine tepki vermişti.

   Ortaya çıkan çöp yeri kriziyle birlikte bir başka ayrıntıyı da öğrenmiş bulunduk. O da Kocaoğlu’nun birçok ilçeye olduğu gibi Karşıyakaya’da üvey evlat muamelesiyle yaklaşması.

   Yani Cevat Durak bu konuda çok hakli çünkü daha önce de diğer Belediye Başkanlarından aynı yakınmayı duymuştum. Hatta kimi belediye başkanı Kocaoğlu’nun yanına yaklaşmanın bile imkansız olduğunu anlatmıştı.

   Neyse…

   Gelelim çöp yeri sorununa.

   Bu işin artık içi boşaltıldı ve Sayın Kocaoğlu’nun birkaç kez yer belirlemesinin hemen ardından ortaya çıkan tepkilerden dolayı attığı geri adımlar atması bu işi bir çıkmaza doğru sürüklemiş durumda.

   Yani her şeyde olduğu gibi bu işi de sayın Kocaoğlu maalesef eline gözüne bulaştırdı.

   Eğer ilk yer belirleme de kararlı bir tutum sergilenmiş olsaydı şimdi bu yatırım belki de tamamlanmış ve hizmete girmişti. Tabiatıyla bu depolama tesislerini hiçbir Belediye Başkanı kendi sınırlarında istemedi.

   Sonunda kabak Cevat Durak’ın başına patladı.

   Ancak Durak’ın haklı olarak bu konuda pes edeceğini de sanmıyorum. Çünkü Kocaoğlu ile Durak arasında siyaseten gizli bir savaş olduğunu da bilmeyen yok.

   Bu arada Kocaoğlu’nun “sözcüsü” Alaattin Yüksel’in de konu hakkında açıklama yapması ve Kocaoğlu’nu haklı görmesini de garip bir arka çıkma olarak algıladım.

   Gariplik nerde derseniz?

   Çünkü daha önceki çöp yeri belirlemelerinde ortaya çıkan kargaşaya Alaattin Yüksel müdahil olmamıştı ama bu kez konu Karşıyaka olunca o da avukatlık yapar pozisyona girmiş durumda.

   Bana göre, Kocaoğlu’nun kilitlenmesi sonucu buradaki tercihte “siyasi rekabet” ön plana konulmuş ve Durak’a karşı “Ekip” hareketi öne çıkmış dersek daha doğru bir tanım olur diye değerlendiriyorum.
 
   Bekleyip görelim bakalım bu savaşın kazananı kim olacak ve haliyle kim kimi güç ve şov algısıyla alt edecek.
   
   Devamını yine yazarız…

   Bu adamı iyi tanıyın

   Uludere (Roboski) katliamını hepimiz biliyoruz. Hemen bu katliamın arkasından ekranlara çıkan başta Başbakan olmak üzere AKP’nin yetkililerinin ağızlarından çıkan tek kelime şuydu; Bu konunun üstü örtülmeyecek ve en kısa zamanda ortaya çıkaracak ve kamuoyuna aydınlatacağız…

   Aradan bir yıl geçti!

   CHP Genel Başkanı açık açık o katliamın emrini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verdi dese de şu ana kadar bu emri kimin verdiğine dair resmi bir açıklama olmadığı gibi, olayın üzeri de AKP’liler tarafından kapatılmaya çalışılıyor.

   Bırakın kapatmayı artık insanların acılarıyla dalga geçmeye dahi başladılar.

   Ne diyor AKP Ordu Milletvekili ve Uludere Alt Komisyonu Başkanı İhsan Şener;

   ''Önceki operasyonlarda emri kim verdiyse, Uludere'de de o vermiştir. Bizim 'Mehmet tetiği çekmiştir, Hüseyin ateş etmiştir' gibi fantezi yapacak halimiz yok''
   
   İnsan da utanma olur!

   Düşünün 35 yurttaş bir biçimde bombalanarak katledilmiş ve emri verenin sır olduğu bir iktidarın Milletvekili ve o sırları ortaya çıkarmakla yükümlü komisyonun başı bu denli pişkince, fütursuzca ve gaddarca bir tutum ortaya koymaktan da geri kalmıyor.

   Yani devletin gücünü kendilerine kalkan olarak kullanan AKP’liler aynı zamanda bu kadar da rahatlar.
   
   Ben bu adamların bırakın müslümanlığından, insanlıklarından dahi şüphe etmeye başladım.
   
   Çünkü insan olan insan bu kadar insanın katledildiği bir olayın karanlıkta kalan boyutlarını ortaya çıkaracağına, hadi gücün yetmiyor çıkarmaya en azından susacağına, kalkıp ta  böylesi bir faciaya “fantezi” tanımıyla yaklaşması kocaman bir rezalettir.

   Bu adamı, hatta bu adamları iyi tanıyın. Çünkü bunlar 35 insanın yanarak can vermesine “bel altı” anlayışla yaklaşmaktan, haz duyabilecek kadar da vicdansızlar.

   Ve bu olayın “emir vereni” şu ana kadar da ortaya çıkmadı. AKP iktidarı boyunca da çıkmayacak gibi görünüyor, ancak bu “örtme” girişiminin tarih içerisinde mutlaka aydınlığa kavuşacağından da hiç kimse kaçınamaz.

   ORC anketi

   Önceki yazımda ORC araştırma şirketinin İzmir’de yaptığı bir ankette Bayraklı ve Menemen’de AKP’nin söz sahibi olan sonuçlarını irdelemiştik.

   Diğer ilçelerdeki sonuçları da tutarlı bulmadığımı söylemek istiyorum.

   Mesela Gaziemir...

   Mesela Karabağlar…

   Gaziemir’de mevcut CHP’li Belediyenin başarılı olmadığını ve 2014’te seçim alamayacağını düşünüyorum. Çünkü bunca yıl içerisinde elle tutulur başarılı bir işe şahit olmuş değilim.
   
   Karabağlar Belediyesini de gayet başarılı bulduğumu belirtmek istiyorum. Öyle ki daha önceki köşe yazılarımda da İzmir’de en çalışkan        
   
   Belediyelerin başında Karabağlar’ın geldiğini ifade etmiştim. 

   Dolayısıyla yapılan o ankette olabildiğince soru işaretleri barınıyor ve bizlerin yıllarca bildiği yerler bir şekilde değişik sonuçlarla servis edilmiş durumda.

   Ancak boşuna bir gayret diye değerlendiriyorum…

   Özlü söz;

   Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin… -Charles Bukowski-