AKP’nin “Takiye” Yönetmeliği

   Malumunuzdur; Günyüzü görmemiş yönetmelikleri son zamanlarda ha bire piyasaya sürüyorlar. En son bunlardan bir tanesi de halkımızın hizmetine “sunulan”  bu MEB yönetmeliği oldu.

   Bu vesile ile, AKP’nin Türkiye’miz halkına nur topu gibi bir armağanı daha oldu; Kıyafet özgürlüğü…

   Güya önlük-forma alamayan garip gureba düşünülmüş ve aynı zamanda özgürlükler adına  “Tek Tip” uygulamanın kaldırılması esas alınmış.

   Palavra…

   Çünkü;

   Kıyafet özgürlüğünün içerisinde yasaklar var.

   Mesela şöyle deniliyor;

   Sağlığa ve mevsim koşullarına aykırı (bahanesiyle) kıyafetler yasaklanıyor.

   Yırtık, delikli, şeffaf, şort, tayt, diz üstü etek, derin yırtmaç, kısa pantolon, kolsuz tişört ve gömlek vb, makyaj, sakal ve bıyık yasaklanıyor.

   Saçmalığa bakınız;

   Sormazlar mı, Fakir fukara yani parası olmayanın yırtık veya delikli elbisesine nasıl çözüm bulunacak?

   “Yönetmelik var, yırtık ve delikli elbiseyle gelme, yasak!” mı denilecek!

   Traji komik…

   Ve sıkı durun;

   Kız öğrenciler, isterlerse, imam-hatip okullarında tüm derslerde, diğer okullarda Kuranı Kerim derslerinde başlarını örtebiliyor.

   Amaç ortada;

   Türbanın önünü açmak ve bunu da “özgürlük” sloganı sosuyla biz muteber vatandaşlara yedirmeye çalışmak;

   Yemezler…

   En azından kendi adıma yemem!

   Durum öyle bir hal aldı ki, AKP son yıllarda koyun yerine koyduğu biz ahaliyi “yönetmelik manyağı” yaptı desem yeridir.

   Hatırlayınız;

   19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim vs, ayrıca son olarak, çocuklarımız için örnek Bakan(!) olan, İntihalden ceza giymiş pek kıymetli Milli Eğitim Bakanının engin öngörüsü sonucu; Okullarda kıyafet özgürlüğü…

   Yani;

   Bundan böyle artık çocuklarımız okullarına normal kıyafetleriyle gidebilecek, resmi kıyafet zorunluluğu aranmayacak ve güya fakir fukara olanlar forma-önlük gibi giysilere tabii tutulmayacak.

   Fakir fukarayı koruma edebiyatı.

   Oysa işin aslına baktığımızda, her öğrencinin serbest giyinmesi “zengin fakir” ayrımının da en belirgin izdüşümü olacaktır.

   O nedenledir ki bu yönetmelik, kocaman bir Palavradan ibarettir!

   Yanlış anlaşılmasın elbette ki türbana öteden beri karşı değilim. Ancak kendi özgürlük alanlarınızı genişletmek adına benim özgürlük anlayışıma dokunuyorsan burada senin amacının özgürlük olmadığı gerçeği ortaya çıkar.

   Bunun adına ise; Takiye denir…

   İşte bu bakış açısı da senin karşıtlığını yaratır. Sonra “özgürlük isterim” diye bağırır durursun.

   Bilmem anlatabildim mi…

   Dikili dayanıştı

   Dün Dikili’de Osman Özgüven’den boşalan koltuğa daha önce Özgüven tarafından vekil olarak bırakılan Yusuf Altıparmak seçildi. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin ile konuştum, seçimin birlik ve beraberlik içerisinde geçtiğini kazananın CHP olduğunu söyledi.

   Meclisin kendi arasında yaptığı seçimde CHP’den iki aday olan Yusuf Altıparmak ve ilçe örgütünün açık destek verdiği Rıza Gök ismi ön plana çıkıyordu. Ancak Parti açısından hassasiyetin öneminden dolayı alınan CHP grup kararı sonucu Rıza Gök’te dâhil olmak üzere bütün meclis üyeleri Yusuf Altıparmak’a destek vererek seçimi Osman Özgüven’in istediği şekilde sonuçlandırdı.

   Aldığım bilgilere göre, efsane başkan Özgüven’in önerisi dikkate alındı ve ahde vefa örneği sergilenerek, Özgüven kırılmak istenmedi.

   Kısacası Dikili’de dayanışma zinciri kırılmadı ve bundan sonra artık 2014 yerel seçimlerine hazırlanmak için kollar sıvanacak.

   Şimdiden hayırlı olsun, önemli olan genel kazanım ve Dikili halkının daha iyi yönetilmesidir.

   Özlü söz;

   Düşünmek günah işlemeye benzer, insan onun zevkini bir kez tattı mı artık ondan bir daha vazgeçemez… - Erich Fromm -