Keskin ve Tamaylıgil’in ziyareti

   CHP genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’in üç günlük İzmir ziyareti bugün sona erdi.

   Bu üç günlük süre zarfında sırasıyla; Gaziemir ilçe toplantısı, Karabağlar Nazire Merzeci İ.Ö.O ziyareti , Konak ilçe toplantısı, Bornova ilçe toplantısı, Karadenizliler Federasyonu “Yerel Yönetimler Paneli” açılışı, Bayraklı ilçe toplantısı, Çiğli ilçe toplantısı, Karşıyaka ilçe toplantısı, Buca ilçe toplantısı ve toplu katılım, Karabağlar ilçe toplantısı yapıldı.

   Aldığım bilgilere göre her ne kadar da dışarıya karşı “kavgalı ev” görüntüsü verilmemesi için özen gösterilse de, özellikle kapalı kapılar arkasında “kılıçlar “çekildi ve partililer tarafından eteklerdeki taşlar bir bir yerlere saçıldı. En çok tartışmaların ise Buca ve Bayraklı’da yaşandığına vakıf olduk.

   Bayraklı’da basına kapalı yapılan toplantıda, CHP’li Meclis Üyesi Ertuğrul Sivrioğlu’nun ani istifasının ardından Adnan Keskin ile Bihlun Tamaylıgil’ün ilçe ziyareti sırasında tartışmaların yaşandığı, Keskin ve Tamaylıgil’in olaya el koymasıyla birlikte sükunetin de sağlandığına yönelik bilgiler olsa da Bayraklı’nın uzun bir süre daha bu tartışmalarla gündem de olacağından şüphem yok.

   Konuştuğum bazı partililerin ise, Sivrioğlu’nun istifa etmesinin CHP’ye Bayraklı’da bir şey kaybettirmekten ziyade çok şey kazandıracağı yönünde fikir beyan ettiğini ve Bayraklı’da Sivrioğlu’na kayıp gözüyle bakılmadığını da belirttiklerini ayrıca ifade etmek isterim.

   Buca’da yapılan kapalı toplantıda ise muhalif olarak bilinen Emre Aykut’un partide ulusal değerlerden ödün verilmemesine dikkat çeken bir konuşma yaptığı ancak bu konuşmaya Adnan Keskin’in “CHP’de herkese yer var” diye cevaplandırması, Keskin ile Kılıçdaroğlu’nun aynı eksende olduklarını bize gösteriyor.

   Başkan Ercan Tatı'nın ise Buca’da öteden beri parti içerisinde kendisine muhalefet yapanların AKP ile işbirliği yaptığını ve partinin kamuoyu önünde küçük düşürüldüğüne dair bilgilendirme yaptığına dair söylentiler var.

   Ercan Tatı’dan en sert eleştiriyi alan bir diğer isim ise eski Başkan Cemil Şeboy oldu. Şeboy’un belediyeyi kendisine 38,5 milyon borçla devrettiğini belirten Tatı’nın bu borçların kendi yönetimlerinde 14 milyon liraya gerilediğini söyleyerek, Şeboy’u da bir bakıma yalanlamış oldu.

   Sözün özü;

   Adnan Keskin ve Bihlun Tamaylıgil’in İzmir ziyaretinin örgüte bir heyecan getirdiği apaçık ortada ancak bu heyecan yine küçük bir pansumanmı yoksa kalıcımı olur, onu ileriki günlerde yaşayıp göreceğiz. Bu arada küçük bir eleştiri var;

   Üç gün İzmir’de kalan Keskin ve Tamaylıgil neden Dikili’ye uğramadı?

Bunun adına ya koordinasyonsuzluk ya da ilgisizlik deyin, ancak şunu da bilin ki, bu yaklaşım Dikili meydanında eleştiri konusu olmuştur.

   Adnan Keskin gibi deneyimli ve örgütçü bir partilinin çok kısa bir süreliğine de olsa Dikili’ye neden gitmediği o meydanda bulunan solcular tarafından yadırganmıştır.

   Benden hatırlatması…

   Dikili’de ne olacak?

   Efsane belediye Başkanı Osman Özgüven’e verilen hapis cezalarının ardından şimdi gözler Dikili’yi kimin yöneteceğine çevrilmiş durumda.

   Önceki gün Dikili’de birkaç saat kaldım ve çeşitli isimlerle bir araya geldim. Öncelikle yaşanılan acı ve talihsiz durumu bir kez daha derinlemesine enine boyuna konuştuk. Sonrasında sıra bundan sonra ne olacak sorusuna geldi.

   Dikili Belediyesinde şu an CHP’den 7 meclis üyesi var. Başkan Osman Özgüven’in “sürgün”e giderken yerine vekil olarak bıraktığı Yusuf Altıparmak’ın “koltuğa aday” olarak ismi bir ara sıkça konuşulurken, Altıparmak’ın tecrübeli olduğu ancak yaş faktörünün büyük engel yaratacağına dair kaygıların olduğu ifade ediliyor. Şu an ismi anılan bir diğer isim ise 9 Eylül Fakültesinden Maliye muhasebe bölümünden işletme mezunu olan Rıza Gök.

   Uzun yıllar CHP’ye emek veren bu isme İl ve İlçenin, yani örgütün sıcak baktığı konuşuluyor. İl Başkanı Ali Engin ve çok sayıda milletvekilinin de bu isme destek verdiği yönünde sıkı duyumlar almış bulunmaktayım.

   Şimdilik erken ancak aslolan Dikili’de Osman Özgüven’in efsaneleşen belediyecilik çizgisini o göreve gelecek birilerinin de aynı biçimde devam etme kararlılığını göstermesidir.

   Bu Yusuf olur, Rıza olur ama önemli olan vizyon ve niteliktir. Önemli olan Dikili’nin geleceğidir. Tabii ki en önemlisi de Osman ağabeylerinin anlayışından sapmamalarıdır.

   Yargıtay’ın onadığı cezanın tebligatı Dikili’ye henüz ulaşmadı. Dediğim gibi şimdilik erken,  önümüzdeki yazımda Dikili’nin mevcut durumunu ve olması gerekenleri biraz daha net ve ayrıntılı yazacağım.

   Bir Not:

   CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’i çok dalgın ve kendinden geçmiş bir halde görüyorum. Sanki başka bir dünyada yaşıyor. Ciddiden de kaygılandığım için merak ediyorum. Sayın başkanın bir derdi mi var yoksa parti de bilmediğimiz bir şeyler mi oluyor?

   Bakalım birileri bu durum hakkında beni “sağlıklı” biçimde bilgilendirecek mi?

   Özlü söz;

   Hayat üç buçukla dört arasındadır; ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın!  –Neyzen Tevfik-